Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısından sonra şirketin Kaluga ve Nizhny Novgorod tesislerindeki üretimin bir sonraki duyuruya kadar askıya alınacağı ve Rusya'ya araç ihracatının hemen durdurulacağı bildirildi
 
BERLİN (AA) - Alman otomobil üreticisi Volkswagen, Rusya'ya araç ihracatını ve ülkedeki yerel üretimini durduracağını bildirdi.
Volkswagen’den yapılan açıklamada, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısından sonra şirketin Kaluga ve Nizhny Novgorod tesislerindeki üretimin bir sonraki duyuruya kadar askıya alınacağı ve Rusya'ya araç ihracatının hemen durdurulacağı belirtildi.
Açıklamada, Almanya ve Avrupa Birliği'nin Rusya’ya karşı ekonomik yaptırımlarının Rusya'daki ticari faaliyetleri kapsamlı şekilde kesintiye uğratmasından sonra, Volkswagen yönetiminin, “derin bir belirsizlikle karakterize edilen genel durumu” değerlendirdiği vurgulandı.
 
Dünyanın en çok otomobil üreten şirketlerinden biri olan VW Grubu, geçen yıl dünya genelinde yaklaşık 9 milyon araç satarken, Rusya’da sadece 220 bin araç satışı yapabildi.
Alman basınında yer alan haberlere göre, Volkswagen, Moskova'nın 160 kilometre güneybatısındaki Kaluga'daki fabrikasına 1 milyar avrodan fazla yatırım yaptı. Fabrikada 4 bin kişi istihdam edilirken, şirketin Polo, Tiguan ve Skoda Rapid gibi modelleri üretiliyor.
 
Volkswagen, ayrıca Rus otomobil üreticisi GAZ ile Moskova’nın 400 kilometre doğusundaki Nizhny Novgorod'da Skoda Octavia, Kodiaq ve Karoq modellerini üretiyor.
Volkswagen’in lüks Audi ve Porsche araçları ise Almanya'dan ithal ediliyor.
Volkswagen’in kararı, Batılı ülkelerin Moskova'ya bir dizi ekonomik yaptırım uygulamalarının ve çok sayıda otomotiv şirketinin Rusya'daki faaliyetlerini askıya almasının ardından geldi.
Otomotiv sektörü, gelişmelere "Rusya’da faaliyetlerini durdurarak" tepki vermesiyle dikkati çekiyor.
 
Otomotiv şirketlerinin Rusya’daki rublenin dolar karşısında sert düşüşünden sonra ülkede belirsizliğin “daha uzun süreceği gerçeğine” hazırlandığı belirtiliyor.
Alman lüks otomobil üreticisi BMW, Rusya'ya araç ihracatını ve ülkedeki yerel üretimi durduracağını bildirmişti. İsveçli otomobil üreticisi Volvo Cars ve Alman lüks otomobil üreticisi Audi de bir sonraki duyuruya kadar Rusya pazarına araç sevkiyatlarını askıya aldıklarını açıklamıştı.
Alman kamyon üreticisi Daimler Truck da Rus ordusuna zırhlı araç da sağlayan Rusya'nın en büyük kamyon ve otobüs üreticisi Kamaz ile iş birliği de dahil olmak üzere Rusya'daki ticari faaliyetlerini askıya alacağını duyurmuştu.
ABD'nin büyük otomobil üreticilerinden Ford'da Rusya'daki operasyonlarını askıya aldığını duyurdu.
 
- Japon otomobil üreticileri Rusya'daki faaliyetlerini askıya alıyor
Toyota Motor dahil Japon otomobil firmaları, Rusya kapsamlı üretim operasyonlarını durdurmayı planlıyor.
Honda Motor, Rusya'ya otomobil ve motosiklet nakliyatını durdurduğunu açıkladı. Rusya'da lokal tesisi bulunmayan firma, ABD üzerinden bu ülkeye araç sevkiyatı yapıyordu.
Mazda Motor ise Rusya'nın Uzak Doğu bölgesindeki Vladivostok kentinde iş ortaklıklı fabrikasına Japonya'da parça ithalatını askıya almayı planlıyor.
Rusya'da yerel fabrikaları bulunan Mitsubishi Motors faaliyetlerini askıya almayı, Nissan Motor ise süreci yakından izleyip karar vermeyi planlıyor.
 
Resim: Pixabay
BERLİN (AA) - Almanya, Rusya-Ukrayna savaşının ardından Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni uygulayan Türkiye'ye teşekkür etti.
 
Almanya Dışişleri Bakanlığı'nın İngilizce Twitter hesabından, "Almanya, İstanbul ve Çanakkale boğazlarından geçişleri savaş zamanlarında da düzenleyen Montrö Sözleşmesi'nin koruyucusu olarak Türkiye'nin özellikle bu zor dönemde üstlenmiş olduğu belirleyici rolü takdir etmektedir. Uygulamanın sürdürülmesini sağladığınız için teşekkür ederiz." paylaşımında bulunuldu.
 
Dışişleri Bakanlığı'nın paylaşımı çok sayıda kullanıcı tarafından beğenildi ve paylaşıldı.
Jedes Jahr, drei Wochen vor Ostern, beginnt auf der Talavera das erste große Volksfest in Bayern, das Würzburger Frühjahrsvolksfest. Ein großes Festzelt und rund 50 Fahr- und Belustigungsgeschäfte sowie Imbiss- und Getränkestände bringen die Besucher in Volksfeststimmung. Gleichzeitig findet auf dem Marktplatz die Frühjahrsmesse statt.
 
Foto: Kiliani (c) Andreas Bestle
 


Veranstaltungsort:
Talavera
Veranstalter:
Stadt Würzburg
Volksfestbüro
Domstraße 1
97070 Würzburg
Tel. 0931/373692
www.wuerzburg.de 
ATİB (Avrupa Türk-İslam Kültür Dernekleri Birliği) Genel Başkanı Sayın Durmuş Yıldırım, Mirac Kandili (Gecesi) vesilesiyle yayımladığı mesajında, İslâm Âleminin Mirac Kandilini tebrik ederek şu ifadelere yer verdi:

Mirac olayı, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) Mescid’i- Haram’dan (Kabe’den) Mescid-İ Aksa’ya (Filistin’de bulanan Müslümanların ilk kıblesi) oradan da Allah’ın huzuruna yükseldiği hadiseye denir. İsra ve Mirac hadisesi, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) hicretinden 18 ay evvel vuku bulmuştur.
Müşriklerin baskı ve ambargoları sırasında en yakını amcası Ebû Tâlib ve Hanımı Hz. Hatice vefat etmiştir. Allah Resûlü, kederlidir. Mahzun ve mükedderdir. Bir tarafta müminlerin fakru zaruret içerisinde müşriklerden eziyet ve işkence görmeleri, diğer yandan en sevdiği insanların dünyadan ayrılığı ve son olarak Taif’te karşılaştığı durum onu son derece üzmüş iken Allah’ın daveti gelmiştir. Rabbi kulunu teselli edecek ona lutfedecektir.

Receb ayının 27. Gecesinde gerçekleşen bu büyük davet ve buluşma, bizlere insanın ilâhî rızaya ve desteğe ulaştığında akıl ve idraki zorlayan derecede nice üst mertebelere ulaşabileceğini gösterdiği gibi, mana aleminde yükselip ilâhî rahmet ve huzura erişmenin, öncelikle gönül ve ruh temizliğinden, ahlâkî erdemlere yükselişten, her şeyin sahibi olan Yüce Allah’a bağlılık ve boyun eğmeden geçtiğini de hatırlatmaktadır.

Dünyanın amansız gailelerinden usanmış, kafirlerin ve hainlerin azgınlıklarından bıkmış, en zarif, en narin, en yumuşak huylu, en güzel ahlaklı, o son nebiyi Allah Teala’nın, Mirac ile huzuruna çıkararak gerçek nimetlerle onu müjdelemesi en güzel iltifat olmuştur.
Bu anlamda Mirac Gecesi, dualara icabet edilen, ibadet, zikir ve Kur’an-ı Kerimi anlama ve okuma gecesidir. Müminin Mi'rac'ı sayılan namazın farz kılındığı bu mübarek gecede yüce yaratıcıya yönelmeli, O'ndan af ve bağış dilemeliyiz. Bizlerin de içerisinden geçtiği bu sıkıntılı süreçte daha fazla muhasebe, muhakeme, murakabe ve tefekkür etmeliyiz. İki yılı aşkındır bütün dünyayı ve insanlığı tesiri altına alan koronavirus salgınından kurtulmak ve bütün insanlığın felahı için dua ve niyazda bulunmalıyız. Aynı zamanda tedbiride elde bırakmayarak, endişe ve panik yapmadan korunmaya çalışmalıyız.
Bu noktadan hareketle, bu geceyi vesile kılarak insan olan kendimize dönüşe, kendimizle yüzleşmeye, küresel ve seküler tüketim girdabında sıkışıp kalan insanlığa ümit ışığı olmaya bir başlangıç yapabiliriz.

Bu duygu ve düşüncelerle, idrak ettiğimiz Leyle-i Mirac’ın başta Avrupa Müslümanları olmak üzere, Ülkemize, Milletimize, içinde yaşadığımız topluma, İslam dünyasına ve bütün insanlığa barış, huzur ve hayırlar getirmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyor, mübarek gecenin feyzinden ve bereketinden istifade etmenizi temenni ediyorum.

Durmuş Yıldırım
ATİB Genel Başkanı
 
Zentraler könnten die Impfangebote in Würzburg kaum platziert sein. Am 1. März ging im Post-Hochhaus - unweit des Hauptbahnhofs - das neue städtische Impfzentrum an den Start und löste somit den Übergangsstandort am Handelshof in Lengfeld ab. Von Montag bis Donnerstag zwischen 10 und 16 Uhr sowie freitags von 12 bis 19 Uhr können hier täglich rund 500 Impfungen erfolgen. Diese Öffnungszeiten können sich je nach Lage verändern. Kommunalreferent Wolfgang Kleiner betonte, wie unkompliziert das Impfen ablaufen kann: „Es braucht keine Terminvereinbarung vorab. Ende dieser Woche wird zudem der neue Impfstoff Nuvaxovid das Angebot ergänzen. Alle BürgerInnen sind herzlich willkommen und aufgerufen Ihren Beitrag zur Pandemiebekämpfung zu leisten.“
 
Bei einem Pressetermin vor Ort dankte Kleiner den vielen Partnern, die in den vergangenen Monaten halfen, die Impfstrategie immer wieder den veränderten Bedürfnissen anzupassen: Auf der Talavera halfen zunächst die Hilfsdienste. Nun kommt erneut die Firma Ecolog zum Einsatz. Bei der räumlichen Ausgestaltung des Impfzentrums im ersten Stockwerk des Hochhauses konnte man zudem erneut auf die Messe-Spezialisten AFAG zählen. Es entstand ein Zentrum mit großzügigen Wartebereichen ohne „Begegnungsverkehr“.
 
Dr. Jürgen Pannenbecker appellierte: „Auch wenn aktuell andere dramatische Schlagzeilen die Nachrichtenlage bestimmen. Wir brauchen bei der Corona-Bekämpfung noch einen langen Atem und wir können wirklich dankbar für dieses kostenlose Impfangebot sein – gerade auch im weltweiten Vergleich.“
 
Das Zentrum mit vier Impfkabinen wird weiterhin ergänzt durch das Angebot des Landkreises in Giebelstadt, mobile Teams in Stadt und Landkreis, Impfungen bei den Hausärzten oder auch die Impfsprechstunde am Wochenende in den Rathaus-Arkaden.
 
 
Bild „Impfzentrum“
Impfkampagne wird im Posthochhaus fortgesetzt: Im Post-Hochhaus, unweit des Würzburger Hauptbahnhofs, wurde nun das neue Impfzentrum der Stadt eingerichtet. Ecolog-Verwaltungsleiter Marc Muls, Kommunalreferent Wolfgang Kleiner, Ärztin Dr. Katharina Schweinfurth, Projektleiter Thomas Kühner und Dr. Jürgen Pannenbecker, der Ärztliche Leiter für die Impfzentren in Stadt und Landkreis Würzburg (von links) informierten vor Ort. Bild: Georg Wagenbrenner
Berlin eyalet yönetimi tarafından, Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne saygı ve Ukrayna halkı ile dayanışma için, tarihi Brandenburg Kapısı'na Ukrayna bayrağı yansıtıldı.
 
Foto Muhabiri Abdulhamid Hoşbaş (AA)

21 yaşındaki kızını kaybeden baba Mehmet Albayrak:"Hastanede ilk gün kızımın elinden telefonu alınınca bazı problemler çıkıyor, mahkeme kararıyla kızımın ellerini ayaklarını bağlayarak yatağa mahkum ediyorlar"
"Ölüm sebebi olarak son 3 günde verdikleri ilacın önce tansiyonu, sonra kalbi durdurduğunu ifade ettiler. Ölüm kağıdında ölüm sebebi 'kalp durması' olarak geçiyor. Kızım birinci haftanın sonunda komaya girip altıncı haftanın sonunda vefat etti"

 

STUTTGART (AA) - Almanya'nın Stuttgart kentinde, 21 yaşındaki kızı Melda Arife Albayrak'ı yürüyerek gittiği hastanede kaybeden Mehmet Albayrak, kızının ihmal sonucu öldüğü gerekçesiyle hastane hakkında hukuki süreç başlatmaya hazırlanıyor.

Almanya'ya 1991'de gelen ve metroda çalışan Yozgatlı Mehmet Albayrak, AA muhabirine, kızının 6 Aralık'ta hastaneye gidip kan tahlilleri yaptırdığını anlattı.

Sonuçların iyi çıkmadığını ancak daha önce dayısı ve arkadaşının annesini bu hastanede kaybettiği için kızının burada kalmak istemediğini belirten Albayrak, süreci şöyle aktardı:

"Sonra kendini kötü hissettiği için arkadaşlarının yönlendirmesiyle yaya bir şekilde kontrol için hastaneye götürdüklerini öğrendim. Hastanede ilk gün kızımın elinden telefonu alınınca bazı problemler çıkıyor, mahkeme kararıyla kızımın ellerini ayaklarını bağlayarak yatağa mahkum ediyorlar. Bizi 4 gün görüştürmediler ve ancak dördüncü gün kızımı görebildim ama konuşma imkanım yoktu çünkü bayıltmışlardı. Gerekçe olarak elinden telefonunu alınınca kendilerine karşı koyduğunu söylüyorlar, kızımla hiç konuşma şansımız olmadığından orada tam olarak ne oldu hiçbir zaman öğrenemedik.

Kızım bir hafta, hastanede ilk gittiği klinikte kaldı. Daha sonra hastanenin diğer kliniğine sevk ettiler, tam olarak nerede nasıl öldüğünü dahi bize bildirmediler. 'Vücudunda herhangi bir şey yok, beyninde ödem var.' dediler. Ölüm sebebi olarak son 3 günde verdikleri ilacın önce tansiyonu, sonra kalbi durdurduğunu ifade ettiler. Ölüm kağıdında ölüm sebebi 'kalp durması' olarak geçiyor. Kızım birinci haftanın sonunda komaya girip altıncı haftanın sonunda vefat etti."

- "Çok büyük ihmal var"

Albayrak, kızının ölümünün hastanede ilk gittiği kliniğin ihmalinden kaynaklandığını düşündüklerini anlatarak, "İkinci gittiği klinikte, ölmeden önce son 3 gün ne yaşandığını öğrenmek istiyoruz. O verdikleri ilaç sonucu kalp durması nasıl oldu? Biz o ilacın bilinçli olarak niçin verildiğini öğrenmek istiyoruz." dedi.

Bu süreçte hastanenin büyük ihmali olduğunu öne süren Albayrak, şöyle devam etti:

"İlk gittiğimiz klinikte çocuğumun alkol ya da uyuşturucu kullanmış olabileceğini söylediler ama yapılan testler sonucu bunların hiçbiri gerçek çıkmadı fakat beyinsel bir problemi olduğu ve filmini çekmek akıllarına gelmedi. Her şeyi düşünen hastane bunu düşünemedi, çok büyük ihmal var. Tek yaptıkları şey mahkeme kararına güvenerek, ellerini ve ayaklarını bağlayarak yatağa mahkum etmek oldu. Öldüğünü öğrendiğimizde ve hastaneye teşhise gittiğimizde verdikleri ilacın ağır geldiğini, önce tansiyonu yükselttiğini, sonra kalp durmasına neden olduğunu, müdahale ettiklerini fakat kurtarmayı başaramadıklarını ifade ettiler."

- "Kızımın hiçbir bağımlılığı yoktu, temiz çıktı"

İlk başta tespit edilmesi gereken sorunun, iş işten geçtikten sonra anlaşıldığını aktaran acılı baba, "Kızımın hiçbir bağımlılığı yoktu, temiz çıktı." dedi.

Albayrak, avukatının, raporları inceleyip bilirkişiye gönderdikten sonra hastane aleyhinde hukuki süreci başlatacağını söyledi.

- Olaylara komşuları şahit oldu

Bu süreçte aileye destek olan komşuları Recep Yön de Almanca tercüme konusunda aileye yardımcı olmak amacıyla zaman zaman yanlarında bulunduğunu ifade etti.

Yön, "Beraber hastaneye gittik, kızın doktoruyla görüşeceğiz dedik. Bize 'Şu an doktor kızla konuşuyor, sizi içeri alamayız.' dediler ve bir saat beklettiler. Doktor bir saat sonra geldi. Mehmet bey, kızının yanına girdi ama kız baygın bir haldeydi. Sonra çıkıp 'Kızım baygın, doktor bu halde ne konuşabilir?' diye sordu. Bize orada hiçbir cevap veremediler." diye konuştu.

Kızın uyuşturucu ya da alkol sorunu olabileceğinin söylendiğini ancak raporların temiz çıktığını aktaran Yön, olayın araştırıldığını, er ya da geç her şeyin ortaya çıkacağına inandığını söyledi.

AA muhabirinin iddialar hakkında yazılı olarak yanıt talep ettiği hastane yönetimi ise veri koruma kanunu çerçevesinde hastalar hakkında bilgi vermeyeceklerini belirterek, konuyla ilgili yorum yapmaktan kaçındı.

Almanyanın Göppingen şehrininin merkezinde 30.yıldır muayenehanesinde hastalarına ev hekimliği yapan Dr. Aydemir 72 yaşında geçtiğimiz Cumarrtesi günü hayata gözlerini yummuştu.
 
Perşembe günü Göppingen şehir mezarlığında toprağa verildi. Cenaze merasimine Kovit 19 çerçevesinde kısıtlı katılım neticesinde  50'ye yakın davetli, seven dosylarıyla birlikde, Kendisinin Tıp Fakültesinden dönem arkadaşı Schwabisch Gmünd'de ev hekimi olarak hizmet eden Ordu'lu Dr. Med.HalilTuncer, Gazeteci ve yayıncı, yazar Yunus Coşkuner ve Doğan Tufan'da gelenler arasındaydı. Cenaze saat 12'de Mezarlık kilise kappallesine bir tören düzenlendi. Burada tasavvuf müziği eşliğinde Dr. Ismet Aydemir'in Almanca olarak hayat biyografisi ve Almanyadaki hizmetleri okundu. Kız kardeşinin oğlu Mustafa bey de Türkce olarak yaptığı konuşmasında,dayısının 12 Eylül 1980'de Ordu ili sağlık il müdürü iken, Can güvenliği için baba ocağından yurt dışına çıkmak zorunda kaldığını,12 Eylülün mağduru olduğunu vurguladı.
 
Daha sonra Cenaze burdan alınarak toprağa verilecek yere getirildi. Burada toplu olarak ATIB cami Göppingen imamı Mustafa Fidan tarafindan cenaze namazı kılındı. DITIB Göppingen Merkez Cami-i başkanı Selahattin Saral ve Imam Mustafa Fidan Yasin'i Şerif ve dualar okudular. Helâllık istediler. Cenazeye katilan Dr Ismet Aydemir'in sevenleri toplu bir ağızla "Helâl olsun" dediler.    Göppingen'de sevilen Dr. Aydemir, dualar ve göz yaşları eşliğinde toprağa verildi.  Ismet Aydemir'in ailesi taziye dileklerini kabul etti.
 
Doğan Tufan

 

Türk Hava Yolları (THY) İnsan Kaynaklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Abdulkerim Çay, THY'nin 1000 kabin memuru istihdamı için başvuruları 3 gün daha uzattıklarını belirterek, "Süreçleri ve eğitimi tamamlayan arkadaşlarımız kısa zamanda uçuşa başlayacaklar. İşe başladıklarında aylık 10 bin TL'nin üzerinde ücret almış olacaklar. Bu kapsamda kadın arkadaşlarımızın başvurularını bekliyoruz." dedi.

 

THY'nin 1000 kabin memuru istihdamına ilişkin THY Uçuş Eğitim Başkanlığı ve İnsan Kaynakları Değerlendirme Merkezi'nde basın toplantısı düzenlendi.

Abdulkerim Çay, burada yaptığı açıklamada, salgın dönemini en verimli şekilde geçiren hava yollarından birinin Türk Hava Yolları olduğunu ve salgın sonrasında da büyümeye tam gaz ve hızlı bir şekilde devam ettiklerini dile getirdi.

  

"BAŞVURULARI BEKLİYORUZ"

Bu kapsamda önümüzdeki dönemde 1000 kadın kabin memurunun işe alınacağını belirten Çay, "Bu işe alacağımız arkadaşlarımızla alakalı standartlara 'kariyer.thy.com' internet adresinden ulaşabiliyor. Lise mezunu ve üstü arkadaşlarımız başvurabilir. Tabii ki belli standartlarda İngilizce bilgisi arıyoruz. O bakımdan İngilizce sınavlarından da geçmeleri gerekiyor. Süreçleri ve eğitimi tamamlayan arkadaşlarımız kısa zamanda uçuşa başlayacaklar. İşe başladıklarında aylık 10 bin TL'nin üzerinde ücret almış olacaklar. Bu kapsamda kadın arkadaşlarımızın başvurularını bekliyoruz." diye konuştu. 

Çay, başvuru süresini 3 gün daha uzattıklarını ifade ederek, "Normalde başvurularımız bu cuma bitiyordu ancak pazartesiye kadar uzatıyoruz. Daha fazla arkadaşımız başvursun, daha fazla arkadaşımız şans bulsun diye önümüzdeki pazartesiye kadar başvurularımız uzatılmıştır." dedi.

Başvurudan sonra katılımcıları belli sınavlara tabi tutacaklarını aktaran Çay, genel yetenek ve İngilizce alanlarında mülakatlar yapılacağını, daha sonra bu süreçleri geçen katılımcıların yaklaşık 2-3 aylık bir eğitime tabi tutulacağını ve gelecek yaz döneminde de uçuşa başlayacaklarını bildirdi.

THY'deki ücret artışına da değinen Abdulkerim Çay, sözlerini şöyle tamamladı:

 

BAŞVURU ŞARTLARI

"Salgın döneminde, Türk Hava Yolları ilgili sendikayla da bir anlaşma yaparak hiçbir personel çıkarmayacağını beyan etmişti. Ancak tabii bu dönemde bütün çalışanlarımız büyük fedakarlıklar verdi. Özellikle uçucu arkadaşlarımız diğerlerine göre hem operasyon anlamında hem de maddi anlamda daha fazla fedakarlıklar verdi ama malumunuz olduğu üzere aralık ayında sendikayla bir anlaşmaya vardık ve ocak ayı itibarıyla ücretlerimizde gayet güzel artışlar oldu. Bu bakımdan eski dönemin biraz daha üstüne çıktık diyebiliriz."

THY'nin resmi insan kaynakları sitesi "kariyer.thy.com" üzerinden açılan ilana, 1 Ocak 1992-31 Aralık 2002'de doğan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kadın adaylar başvurabilecek.

Halihazırda 12 binin üzerinde kabin memuruyla operasyonlarını icra eden THY, ekibine yeni katılacak adaylara dünyanın dört bir yanındaki eşsiz güzellikleri keşfetme, özel sağlık sigortası, kendilerine ve aile üyelerine indirimli seyahat imkanı gibi ek ayrıcalıklar sunuyor.

Açıklama sonrasında, THY'de iş başı yapacak kabin ekibinin acil durumda yolcu tahliyesi ve yangınla mücadele senaryosu uygulamalı eğitim olarak gerçekleştirildi.

Hallo, mein Name ist Melike Cihan, ich bin 17 Jahre alt und komme aus Schweinfurt.
Am 01.08.2021 habe ich meine 2,5-jährige Ausbildung zur Bankkauffrau bei der Sparkasse Schweinfurt-Haßberge begonnen. Gerne gebe ich einen Einblick in diesen Beruf.
 
Zu Beginn meiner Ausbildungszeit war ich für drei Monate in der Filiale am Bergl in Schweinfurt eingesetzt und habe meine ersten Erfahrungen gesammelt. An erster Stelle war ich dort für die Kunden am Service zuständig. Beispiele für meine Tätigkeiten sind: Überweisungen prüfen und einscannen, Umbuchungen tätigen, Daueraufträge anlegen, ändern oder löschen, Online Banking neu einrichten, Ein- und Auszahlungen, Kundentermine vereinbaren, Telefongespräche übernehmen um Fragen der Kunden zu klären. Zudem gehörte die Kassenaufnahme und der Kassenabschluss zu meinen Aufgaben.
 
Danach wechselte ich im Rahmen meines Ausbildungsplanes in verschiedene interne Abteilungen nach Haßfurt, um z. B. das Wissen einer Bankkauffrau im Bereich Zahlungsverkehr zu erlernen. Dort habe ich auch gelernt, dass Sorgfältigkeit und Korrektheit wichtige Eigenschaften des Berufes sind.
 
Zurzeit bin ich in Schweinfurt in der Abteilung Kommunikation/Werbung eingeteilt. Hier werden unter anderem Pressemitteilungen geschrieben, Plakate und Flyer für Werbekampagnen gestaltet, Kundengeschenke ausgewählt und vieles mehr.
Ich konnte mehr über das Gemeinnützigkeitsprinzip der Sparkasse lernen und freue mich, dass die Sparkasse zahlreiche Organisationen und Vereine in der Region finanziell unterstützt.
 
Zusammenfassend kann ich sagen, dass die Ausbildung sehr abwechslungsreich ist.
In unserem Ausbildungslehrjahr haben wir einen tollen Zusammenhalt und treffen uns auch privat.
 
Der wichtigste und entscheidende Punkt bei meiner Berufswahl war für mich der Kontakt mit Menschen. Es macht mir Freude, ihnen bei Finanzthemen zu helfen. Meine Familie ist seit Jahren Kunde bei der Sparkasse und dies hat mich auch dazu bewegt, mich dort zu bewerben. Letztendlich bin ich sehr glücklich und zufrieden mit meiner Wahl.