Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

DİTİB cami derneklerinin gençlik kolları sokakta yaşayan evsizlere battaniye, çorap, şapka, eldiven, atkı ve hijyen ürünlerinden oluşan kış yardım paketi dağıttı.
 
 
 
 
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı Dortmund şehrinde faaliyet gösteren 12 cami derneğinin gönüllü gençlik kolları üyeleri başlattıkları kampanya ile sokakta yaşayan evsizlere; battaniye, çorap, şapka, eldiven, atkı, diş macunu ve fırçası, dezenfektan, maske, deodorant, krem, yara bandı, havlu, ıslak mendil, sabun ve şampuan, hijyen malzemelerini koruma çantası, kurabiye, çikolata, bulmaca kitabı ve kalemden oluşan yardım paketi ulaştırdı.
 
 
 
 
Kış yardım paketini dağıtırken duygulu anlara şahit olduklarını söyleyen DİTİB Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Gençlik Birliği Başkanı Sefa Küçük, “Sokakta yaşayan evsizler üşümesin diye Dortmund şehrindeki cami derneklerimizin gençleriyle bir kampanya başlattık. Genç arkadaşlarımız büyük bir teveccüh göstererek yüzlerce evsiz insanın bir nebze olsun yüzünü güldürmenin, onların hoşnutluğunu almanın mutluluğunu yaşadılar.” ifadelerini kullandı.
 
 
 
 
Sosyal sorumluluk ve dayanışma ile sokakta yaşayan evsiz insanların sorunlarının hafifletilebileceğine değinen Küçük, “'Komşusu açken, tok yatan bizden değildir' diyen peygamberimizin ümmeti olarak, yaşadığımız toplumda ihtiyaç sahibi insanların bir değer olduğunu, kışlık paketi verirken gözlerindeki sevince, ufak bir dokunuşla onların mutluluğuna şahit olduk. Tren istasyonlarında, otobüs duraklarında, rüzgar almasın yağmur yağmasın diye kuytu köşelerde geceyi geçiren yüzlerce evsize yardım paketi dağıttık. Pandemi nedeniyle, evsizlerin durumu daha da kötüleştiği için daha fazla desteğe ihtiyacı olduklarından başlattığımız kampanyaya, gönüllü gençler katkı sundu. Her bir gencimize teşekkür ediyorum” dedi.
 
 
 
 
 
 
Berlin, 11.02.2022 – Deutschland steht vor großen Herausforderungen: beim Klimaschutz, bei der Digitalisierung, bei der Modernisierung der Infrastruktur und im Wohnungsbau, bei ressourcenschonendem Leben und Arbeiten generell. Und diese Aufgaben können nicht warten. Entsprechend große Ziele hat sich die neue Bundesregierung bei diesen Themen gesteckt.
Erreicht werden können sie aber nur mit Handwerkerinnen und Handwerkern, die die Vorhaben praktisch umsetzen. "Fachkräftesicherung ist daher nicht weniger als eine Frage von Zukunftssicherung und Wohlstandssicherung in unserem Land“, kommentiert Hans Peter Wollseifer, Präsident des Zentralverbands des Deutschen Handwerks, die Lage.
 
Große Sorge bereitet ihm und den 1 Million Handwerksbetrieben in Deutschland, dass bereits heute in vielen Handwerksberufen mehr Fachkräfte gebraucht werden. Schon heute müssen viele Kundinnen und Kunden Wartezeiten in Kauf nehmen.
 
Personalmangel trotz bester Zukunftsaussichten
Rund 250.000 Fachkräfte fehlen im Handwerk – Tendenz steigend. Denn jährlich bleiben rund 20.000 Ausbildungsplätze unbesetzt, was den zukünftigen Fachkräftemangel verstärkt. Dabei bietet das Handwerk jungen Menschen beste Zukunftsaussichten. Eine ungebrochen hohe Nachfrage, eine deutlich niedrigere Arbeitslosenquote als in den meisten akademischen Berufen, hervorragende Möglichkeiten sich selbständig zu machen oder einen etablierten Betrieb zu übernehmen. Sowie gute Verdienstmöglichkeiten, die denen von Hochschulabsolventen nicht nachstehen. Dennoch finden immer weniger junge Menschen den Weg ins Handwerk.
 
Forsa-Studie zeigt: Wertschätzung für Handwerk fehlt
Ein Zwiespalt, den auch die Zahlen einer Forsa-Studie aus dem Herbst 2021 untermauern. So geben 93 Prozent der befragten Deutschen an, dass Handwerk für sie persönlich sehr wichtig ist. Und über 80 Prozent schreiben dem Handwerk schreiben dem Handwerk sichere Arbeitsplätze und gute Zukunftschance zu. Gleichzeitig schätzen nur 36 Prozent der Befragten das Ansehen des Handwerks als hoch ein.
 
Umdenken für die Zukunft unseres Landes
„Hier stimmt was nicht“, macht das Handwerk daher mit einer bundesweiten Kommunikationsoffensive deutlich und will eine Gesellschaft zum Umdenken aufrufen, die jahrzehntelang Wissen über Können gestellt hat. „Es muss endlich in den Köpfen ankommen, dass eine berufliche Ausbildung genauso viel wert ist wie eine akademische“, fordert Hans Peter Wollseifer. „Damit die berufliche Ausbildung attraktiv bleibt, müssen die Berufe Wertschätzung erfahren. Die Menschen, die sie ausüben, müssen spüren, wie wichtig sie für die Zukunft des Landes sind.“ Der dringende Appell des Handwerkspräsidenten: „Wenn wir die Fachkräftelücke nicht schließen, vergeben wir uns, unseren Kindern und unserem Land eine große Chance.“
 
Politik, Gesellschaft, Schulen und Eltern sind gefragt
Damit sich wieder mehr junge Menschen für das Handwerk entscheiden, braucht es ein Umdenken auf breiter Ebene: Die Politik muss die berufliche Bildung gleichwertig zur akademischen Bildung anerkennen und fördern. In den Schulen gilt es, auch wieder praktische Fertigkeiten zu fördern und im Rahmen der Berufsorientierung die Karrieremöglichkeiten im dualen Bildungssystem als echte Alternative zum Studium aufzuzeigen. Und nicht zuletzt sollten Eltern ihren Kindern die Möglichkeit geben, ihre Interessen und Stärken frei zu entfalten und geistige wie manuelle Fähigkeiten gleichermaßen fördern. Denn Handwerk liegt in der Natur der Menschen. Es muss gelingen, dass wieder mehr Menschen es auch zum Beruf machen.
BERLİN (AA) – Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna halkına karşı suç işlediğini söyledi.
 
Scholz, Lüksemburg Başbakanı Xavier Bettel ile yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Görüşmede Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının ve uluslararası hukukun ihlal edilmesinden çıkarılacak sonuçların ele alındığını belirten Scholz, bu savaşın Avrupa ve Batı dünyası için bir dönüm noktası olduğunu söyledi.
Scholz, AB olarak Rusya'ya karşı "kararlı bir cevap verdiklerini" vurguladı.
 
AB ve uluslararası ortaklar ile Rusya’ya karşı yaptırım kararları alındığını anımsatan Scholz, "Bu bizim Ukrayna’nın yanında olduğumuzu gösteriyor. Biz onları bu sebepsiz saldırıya karşı savunması için desteklemeye devam edeceğiz." şeklinde konuştu.
Scholz, Ukrayna’ya hem askeri hem de insani yardım yaptıklarını belirtti.
Rusya Devlet Başkan Putin'den çatışmaları durdurmasını isteyen Scholz, "(Putin'den)Rus askerlerini Rusya’ya geri çekmesini ve diyaloga geri dönmesini istiyorum. Kanın akması son bulmalı. Vladimir Putin, Ukrayna halkına karşı suç işliyor." ifadesini kullandı.
 
- Ukrayna hayatta kalmak için savaşıyor
Scholz, "Ukrayna kelimenin tam anlamıyla hayatta kalmak için savaşıyor. Aldığımız raporlara göre Rus askeri güçlerin hareketleri çok geniş kapsamlı. Bu yüzden kendimizi kandırmamıza gerek yok, bu çok dramatik bir dönem olacak.” şeklinde konuştu.
Rusya karşıtı yatırımlara başka isimlerin de eklenebileceğini kaydeden Scholz, “Sonuçlarını şimdiden görebiliyorsunuz. Rusya'da borsa düştü, ülkenin ekonomik olanaklarının etkilendiğini görüyorsunuz." dedi.
Bettel de kriz dönemlerinde dostlarla ve müttefiklerle yakın çalışmanın öncelik taşıdığını belirterek, Almanya ile Lüksemburg arasındaki ilişkinin örnek teşkil ettiğini belirtti.
 
"Putin’in Ukrayna’ya karşı savaşı bir dönüm noktasıdır." diyen Bettel, Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı savaşın özgürlüğe ve savundukları değerlere karşı bir savaş olduğunu ifade etti.
Bettel, Rusya’ya uygulanan yaptırımların etkili olduğunu belirterek, NATO’nun ve AB’nin kararlılığının hafife alınmaması gerektiğini söyledi.
 
Ukrayna halkına seslenen ​​​​​​​Bettel, "Sizi unutmadık. Yalnız değilsiniz. Bu silahlı çatışmanın durdurulması ve Ukrayna’nın barış ve istikrara dönmesi için elimizden geleni yapacağız." ifadesini kullandı.
Rus saldırılarının son bulması için diplomatik çabaların da sürdürülmesini isteyen Bettel, bunun kolay olmadığını, ancak başarılması gerektiğini vurguladı.
Bettel, Lüksemburg’un savuma alanında Almanya ile iş birliğini artırmak istediğini sözlerine ekledi.
KÖLN (AA) - Köln Başpiskoposu Kardinal Rainer Maria Woelki'nin, Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Franciscus'a istifasını sunduğu bildirildi.
 
Köln Başpiskoposluğundan yapılan açıklamada, Kardinal Woelki'nin istifasının kabul edilip edilmeyeceğine Papa Franciscus'un karar vereceği belirtildi.
Alman Katolik Kilisesi, son dönemlerde çocuk taciz ve istismarları ile gündeme gelmiş ve aralarında Kardinal Woelki'nin de bulunduğu bazı üst düzey kilise yöneticileri olayların üzerine yeterince gitmemekle suçlanmıştı.
Tarihi Köln Katedrali meydanında gösteri düzenlenmiş, çocuk taciz ve istismar olaylarının aydınlatılması ve kilisede reforma gidilmesi talep edilmişti.
Almanya Dışişleri Bakanı Baerbock’tan Rusya’ya müzakere masasına dönme çağrısı:
“Her saat, her dakika masadayız. Birlikte Ukrayna'da barış ve güvenliği sağlayabilmemiz için sizi bekliyoruz”
 
 
BERLİN (AA) – Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Rusya’yı Ukrayna krizinde müzakere masasına dönmeye çağırdı.
Baerbock, Brüksel’de düzenlenen Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanları Toplantısı kapsamında yaptığı açıklamada, AB bakanlarının gerçekten çok tehlikeli ve gergin bir zamanda bir araya geldiklerini söyledi.
Ukrayna’daki insanların barış içinde yaşamaya hakkı bulunduğunu ifade eden Baerbock, Rusya’yı sorumsuzca davranmakla suçladı.
 
Baerbock, "Rus hükümetine, Rusya Devlet Başkanı'na çağrıda bulunuyorum. İnsan hayatıyla oynamayın. Son 72 saatte, saldırılar ve şiddetli çatışmalar konusunda gördüklerimiz endişe vericidir." değerlendirmesinde bulundu.
Rus yönetimini müzakere masasına dönmeye çağıran Baerbock, "Bu sizin elinizde. Her saat, her dakika masadayız. Birlikte Ukrayna'da barış ve güvenliği sağlayabilmemiz için sizi bekliyoruz.” ifadesini kullandı.
 
Baerbock, bölgede ateşkesin sürekli bozulduğunu, birçok yerde su ve elektrik şebekelerinin çökmesi nedeniyle insanların yaşamlarının tehlikede olduğunu kaydetti.
Ukrayna krizinde üst düzey bir görüşme yapılmasına ilişkin Fransa'nın girişimini memnuniyetle karşıladığını belirten Baerbock, bu krizin sadece müzakere masasında çözülebileceğini kaydetti.
Für Gartenliebhaberinnen und Hobbygärnter ist der Garten eine Möglichkeit, den Alltag und den Stress hinter sich und die Seele baumeln zu lassen. Spannend wird es für Gartenbegeisterte, wenn sie auch in fremden Gärten lustwandeln und das eine oder andere anregende Gespräch mit Gleichgesinnten führen können.
 
Dies wird in diesem Jahr wieder für zahlreiche Gartenbesucher im Landkreis Würzburg am Tag der offenen Gartentür, Sonntag 26. Juni 2022, möglich sein.
 
Hierfür suchen das Landratsamt Würzburg und der Kreisverband für Gartenbau und Landespflege Würzburg Gartenbesitzer, die ihren Garten zahlreichen Besuchern für einen Kurzurlaub im Grünen öffnen.
 
Jessica Tokarek, Kreisfachberaterin für Gartenkultur und Landespflege, freut sich über große und kleine Gartenparadiese, Küchen- und Kräutergärten, romantische Landhaus- und moderne Stadtgärten. Auch Gärten im Entstehen sind an diesem Tag gern gesehen, bieten sie doch Gesprächsstoff sowohl für Besitzer als auch für Besucher.
 
Wer also in diesem Jahr seine Gartenpforte am 26. Juni für interessierte Besucher öffnen möchte, sollte sich bis zum 27. Februar 2022 mit Jessica Tokarek in Verbindung setzen.
Wie schon in den vergangenen Jahren, besteht auch 2020 wieder die Gelegenheit, die Gärten individuell und je nach gestalterischem Schwerpunkt, Blütenfülle und unabhängig bzw. zusätzlich zum offiziellen „Tag der offenen Gartentür“ zu öffnen. Dies wird in einer Broschüre und in den Medien veröffentlicht.
Weitere Informationen und Anmeldung bei Jessica Tokarek, Kreisfachberaterin für Gartenkultur und Landespflege beim Landratsamt Würzburg, Friesstraße 5, 97074 Würzburg, Tel. 0931 8003-5463, E-Mail: Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein!.
 
Bildunterschrift:
Der Tag der offenen Gartentür erfreut sich jedes Jahr großer Beliebtheit, wie hier in einem Privatgarten in Uettingen. Wer öffnet sein grünes Reich beim Tag der offenen Gartentür, der heuer am 26. Juni stattfindet? Kreisfachberaterin Jessica Tokarek nimmt ab sofort Bewerbungen an.
Foto: Eva Schorno
Dünyanın en büyük Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali TEKNOFEST’in Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın (YTB) düzenlediği programda,Azerbaycan Türkiye Mezunları ve Karabağ Şehit aileleri ile buluştu. Türkiye’nin Milli Teknolojik hamlesine ilişkin sunum yapan Bayraktar, İHA ve SİHA’ların yapılış hikâyesini anlatarak, Karabağ zaferindeki rollerine dikkat çekti. 
 
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Azerbaycan Türkiye Mezunlarını ve Karabağ Şehit ailelerini dünyanın en büyük Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali TEKNOFEST’in Yönetim Kurulu Başkanı ve Baykar Teknoloji firmasının Savunma Teknik Müdürü Selçuk Bayraktar ile buluşturdu. Programda, Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Diaspora Komitesi  Başkanı Fuad Muradov, Türkiye Cumhuriyeti Bakü Büyükelçisi Cahit Bağcı ve YTB Başkanı Abdullah Eren yer aldı. Bayraktar, programda Türkiye’nin Milli Teknolojik hamlesine ilişkin sunum yaptı ve İHA ile SİHA’ların yapılış hikâyesini anlattı. 
 
 
TÜRKİYE BURSLARI İLİŞKİLERE CİDDİ KATKILAR SAĞLIYOR 
 
Etkinlik çerçevesinde konuşan YTB Başkanı Abdullah Eren, 2011 yılından beri Türkiye Burslarını veren kurum olarak YTB'nin Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine ciddi katkı sağladığını belirtti. Eren, diğer taraftan Türkiye ve Azerbaycan diasporaları arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi için de projeler hayata geçirdiklerini söyledi. 7 binden fazla Azerbaycanlı Türkiye Mezunu olduğu bilgisini paylaşan Eren, bunlardan 6 bine yakınının burslu olduğunu ifade etti. 1992 yılında yeni bağımsızlığını kazanmış Türk Cumhuriyetlerine katkı sağlamak için eğitim işbirliği alanında bu burs programının hayata geçirildiğini dile getiren Eren, “Şu anda hali hazırda 500’e yakın öğrencimiz Türkiye’de eğitim almakta. Bu seneki başvurularımız devam ediyor. 2500’e yakın başvuru almış durumdayız” dedi. 
 
 
TÜRKİYE TUZ VE EKMEK HAKKINI VERDİ
 
Toplumları ve milletleri birbirine bağlayan unsurlar içinde; ortak tarih ve kültürel yakınlıklar olduğu kadar gelecek vizyon perspektifleri de bulunduğunu belirten Eren, “Kafkas İslam Ordusu Gence’ye geldiğinde teyzelerimiz gelen askerlere tuz ve ekmek ikram etmişlerdi. Bizim kültürümüzde zor durumda kaldığınızda temel ihtiyaçlarınızı karşılamak için sormadan akrabanızdan tuz ve ekmek temin etme hakkı vardır. Kafkas İslam Ordusu’ndan 100 sene sonra, Karabağ’ın işgalinden 30 sene sonra Türkiye yine, Bayraktar ailesine ve milli teknoloji hamlesine nasip olacak şekilde Azerbaycan’a tuz ve ekmek hakkını verdi. Azerbaycan halkı Cumhurbaşkanımızın liderliğinde; siyasi, askeri, iktisadi ve her alanda Türkiye’nin kendi yanlarında oluşunun somut çıktısını Karabağ zaferinde görmüş oldu. Türkiye Mezunları olarak sizler de tuz ve ekmek hakkına tabisiniz” diye konuştu. 
 
 
MEZUNLAR TÜRKİYE VE AZERBAYCAN’A KATKI SAĞLAMAYA DEVAM EDECEK 
 
Türkiye Bursları ile eğitimlerine devam eden öğrencilerin Azerbaycan’ın ve Azerbaycan’ın geleceğinin emaneti olduğunun altını çizen Eren, “Onlar da siz mezunlar gibi Azerbaycan’a ve Türkiye’ye katkı sağlayama devam edecekler. Selçuk Bayraktar Bey ile sizleri buluşturmak istedik. Karabağ zaferinde ne kadar önemli bir yeri olduğunu hepimiz biliyoruz. Milli Teknoloji hamlesi ve Bayraktar ailesinin içinde bulunduğu felsefe; madde ile mananın, anlam ile fiziğin bir araya geldiği bir felsefedir. Bunlar sadece teknolojik gelişmeler değil, içinde anlam ruh taşıyan gelişmelerdir. Türkiye ve Azerbaycan’ın gelişmesinde bu ruh var. Sizin gibi mezunlarımız bu ruhu muhafaza etme konusunda kararlılar” dedi. 
 
 
BİZİ BİZ YAPAN; KARDEŞLİĞİMİZ, DİLİMİZDİR, DİNİMİZDİR, KÜLTÜRÜMÜZDÜR
 
Türkiye, Azerbaycan ilişkilerini sadece belli bir döneme bağlamanın zor olacağını ifade eden Türkiye Cumhuriyeti Bakü Büyükelçisi Cahit Bağcı, “Türkiye, Azerbaycan ilişkilerini bir tarihe bağlamak, belli bir döneme bağlamak oldukça zordur. Fakat bizim hafızamız yakın döneme odaklanır. Bu yakın dönemde de Türkiye, Azerbaycan ilişkilerinin en büyük nişanesi; kurtuluş savaşında her cephede omuz omuza savaşılması, Kafkas İslam ordusunun Bakü’nün kuruluşundaki emeği ve zafere giden yoldaki katkısıdır. Bu açıdan biz bugün Türkiye, Azerbaycan ilişkilerini konuşurken, tek millet olduğumuzu vurgularken; tarihteki bu referans noktalarını, birlikteliği, en önemlisi bu mayayı korumak zorundayız. Bizi biz yapan; bu mayadır, kardeşlik duygusudur, dilimizdir, dinimizdir ve kültürümüzdür. Bizi birbirimize bağlayan bu bağlardır” diye konuştu.
 
 
TEKNOFEST’E BÜTÜN DÜNYADAKİ AZERBAYCANLI VATANDAŞLARI DAVET EDİYORUZ
 
Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Diaspora Komitesi  Başkanı Fuad Muradov da Türkiye ve Azerbaycan diasporaları arasındaki birlikteliğe dikkat çekti. Karabağ zaferinden sonra diasporalar arasındaki ilişkilerin daha da güçlendiğini dile getiren Muradov, “Azerbaycan ve Türkiye diasporası büyük istikrarla ilerliyor. Son iki yılda her iki kurum arasında 8 görüşme gerçekleştirildi. Karabağ savaşından sonra Türkiye ve Azerbaycan diasporaları birbirine daha yakın olmuştur. Bunun için her bir soydaşımıza teşekkür ediyorum. Bizim iki liderimizin hayata geçirdiği siyaset bütün kurumlarımız arasında da mevcuttur. Bu ilişkilerimizin temeli tarihimize gitmektedir. Bugün burada olan mezunlarımız Azerbaycan ve Türk dünyası için çok önemlidir. TEKNOFEST’e bütün dünyadaki Azerbaycanlı vatandaşları davet ediyoruz. Bugünkü görüşlerimiz gelecek istikametin ve Türk dünyasının daha da güçlenmesine yol açacaktır. Mezunlarımız gelecekte Türk dünyasının dostları olacaktır. YTB ile kurumumuz ilişkilerini uzun müddetli devam ettirecektir. Yaşasın Türk dünyası, yaşısın sizin gibi akıllı mezunlarımız” şeklinde konuştu. 
 
 
YURT DIŞINDAKİ İLK TEKNOFEST AZERBAYCAN’DA
 
Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali TEKNOFEST’in Yönetim Kurulu Başkanı ve Baykar Teknoloji firmasının Savunma Teknik Müdürü Selçuk Bayraktar programda Türkiye’nin Milli Teknolojik hamlesine ilişkin sunum yaptı. 
Azerbaycan’da yapılacak programın yurt dışında düzenlenecek ilk TEKNOFEST olduğunu aktaran Bayraktar, “TEKNOFEST; Türkiye’de 5’inci yılına ulaştığımız, toplumun her kesimiyle yürüttüğümüz bir paradigma dönüşümü ve adına milli teknoloji hamlesi dediğimiz, kültürel bir dönüşüm hamlesidir.  Yurt dışında bir TEKNOLFEST düzelmeyeceksek can kardeşlerimizin bulunduğu Azerbaycan’da olsun istedik. İnşallah tarih boyunca geliştirdiğimiz dostluk ve kardeşlik bu gibi etkinliklerle devam eder” dedi. 
 
 
POZİTİF BİLİMİN METODOLOJİSİNİ KURGULAYAN ECDADIN ÇOCUKLARIYIZ
 
Pozitif bilimin kurucusunun kendi medeniyetimiz olduğuna dikkat çeken Bayraktar, şunları kaydetti: “Biraz zamanı geri aldığımızda pozitif bilimin kurucusu olan bir medeniyetten bahsediyoruz. Benim de uzmanı olduğum robotik teknoloji alanının öncüsünün Cizre’de yaşamış Ceziri olduğunu görüyoruz. Pozitif bilimin metodolojisini dahi kurgulayan ecdadın çocuklarıyız. Bugün ise teknoloji ve bilim alanında gerekli dönüşümü sağlayamadığımızdan Batı’nın daha önde olduğunu görüyoruz. Ama inşallah bu dönüşümün de yeni nesillerle, bakış açımızı değiştirmemizle birlikte olacağını ümit ediyoruz. Bu alanda Türkiye Teknoloji Takımı olarak çalışmaya devam ediyoruz.” 
 
1900 yılarla başlayan havacılık serüvenine ilişkin Osmanlıda ve Cumhuriyetin ilk yıllarında girişimler olduğunu belirten Bayraktar, bu girişimlerin bürokratik yaklaşımlar ve suikastlarla engellendiğine dikkat çekti.  Baykar ailesi olarak kendilerini geleceğe vakfettiklerini ifade eden Bayraktar, “Havacılık sektörüne baktığımızda Osmanlı’da ve Cumhuriyetin ilk yıllarında önemli gelişmelerin olduğunu görüyoruz. Vechi Hürkuş ve Nuri Demirağ’ın yaptıkları işlerin maalesef önünün kesildiğini görüyoruz. Nuri Killigil’in girişimi de bunlardan bir tanesi... Kimileri 'suikast' diyor. 1950’li yıllara varmadan mühimmat ürettiği fabrikada şehit oluyor. Teknolojideki yeni dönüşümleri sörf dalgasına benzetebiliriz. Dalganın önünde olduğunuzda daha avantajlı durumda oluyorsunuz. Sörf dalgasının arkasına düştüğünüzde artık yakalamanız mümkün olmuyor.  İHA’lar yeni sörf dalgasına benziyor. Bizim Baykar’da ailecek verdiğimiz mücadele yeni dalganın doğuşuna denk gelen dönemde başlıyor. Aslında geleceğe kendini vakfetme mücadelesinden gelen başarı hikâyesi var çalışmalarımızda” diye konuştu. 
 
 
MİLLİ TEKNOLOJİ HAMLESİ OLACAKSA TOPLUMSAL SEFERBERLİKLE OLMALI 
 
Bayraktar, Türkiye'de gerçekten milli teknoloji hamlesi olacaksa adeta toplumsal seferberlikle, Baykar gibi sadece savunma sanayi değil diğer tüm alanlarda onlarca girişimle hatta kültürel bir değişimle olması gerektiğini sözlerine ekledi. Bu dönüşümün gerçekleşmesi için Türkiye Teknoloji Takımı Vakfını kurduklarını söyleyen Bayraktar, teknoloji hamlesinin toplumda 7’ten 70’e dip dalgayı hedefleyen dönüşüm rüzgarı olduğunu vurguladı. Bayraktar konuşmasının sonunda Karabağ Zaferinde şehit olanlara Allah’tan rahmet diledi. 
 
 
TÜRKİYE MEZUNLARI SARSILMAZ BİR KÖPRÜDÜR
 
Mezunlar adına konuşan Azerbaycan Türkiye Mezunları Derneği Başkanı Telman Nusretoğlu ise şunları kaydetti: “İki cumhurbaşkanının siyasi zekâsı ve devletlerimizin aklıyla bu coğrafyada, güney Kafkasya’da yeni bir denklem oluşturduk. Ortak bir güç ortaya koyduk. Böyle bir irade, böyle bir ortak ruh bizi böyle günlere getirdi. Bu ruhun merkezinde de Türkiye Mezunları bulunuyor. Türkiye Mezunları sarsılmaz bir köprüdür.” 
 
Dünyanın en büyük Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali TEKNOFEST bul yıl 26-29 Mayıs tarihleri arasında Azerbaycan’da gerçekleştirilecek.
Regenstauf - 102 Rehabilitanden feierten jetzt ihren erfolgreichen Neustart in eine bessere berufliche Zukunft. Nach zwei Jahren Umschulung am Berufsförderungswerk Eckert haben die Absolventen mit ihrem neuen Fach- und Methodenwissen nun wieder die besten Voraussetzungen, um mit der Dynamik der modernen Arbeitswelt Schritt halten zu können. 
 
Über 100 Absolventen wagten vor zwei Jahren eine berufliche Umschulung - ein Schritt, der von Chancen und Risiken zeugt, da meist unter erschwerten Bedingungen eine berufliche Neuorientierung als zweite Chance ergriffen wird. Doch der Ehrgeiz und die Mühen der Teilnehmer des Berufsförderungswerks Eckert wurden belohnt. Die Absolventen freuen sich über ein berufliches Comeback und sind erfolgreich zurück auf Kurs.
 
Die Berufsfelder und Fachrichtungen in den Abschlusszeugnissen reichen vom Bauzeichner, Mediengestalter oder Fachinformatiker bis hin zur Kauffrau für Büromanagement und Qualitätsfachfrau. Acht der erfolgreichsten Absolventen und Absolventinnen (Christian Lugauer, Daniel Super, Wilhelm Sichert, Michael Schulz, Markus Freddy Eißmann, Bettina Dürnhöfer, Stefanie Zidorn und Sylvia Vollert) schließen ihre Umschulung sogar mit der Traumnote 1,0 ab. Insgesamt erhielten 29 Teilnehmer eine Auszeichnung für eine Abschlussnote im Bereich von 1,0 bis 1,5 und dafür auch die begehrte "Eckert Trophy", eine Glastrophäe der Eckert Schulen in Anerkennung der Bestleitung während der Umschulung. "Die Rehabilitanden werden mit den neu erworbenen Fertigkeiten zukünftige berufliche Herausforderungen mit Bravour meistern", ist sich Friedrich Reiner, Geschäftsführer des Berufsförderungswerks Eckert, sicher. 
 
Dass die Absolventen mit besten Voraussetzungen in den ersten Arbeitsmarkt eintreten, bestätigen auch die Integrationsquoten des Berufsförderungswerks: Selbst in Zeiten der Pandemie, in der sowohl Bildungsanbieter als auch der Arbeitsmarkt maßgeblich unter Druck standen, fanden 2021 dennoch knapp 90 Prozent der Teilnehmer direkt nach dem Abschluss der Umschulung eine Anstellung. "Die digitalen Kompetenzen unserer Absolventen überschreiten bei weitem das normale Maß", so Reiner. Er sieht in der Pandemie einen Antreiber der Digitalisierung und möchte das Potential dieser Transformation für das Berufsförderungswerk und alle Beteiligten voll ausschöpfen. 
 
Auf die traditionelle Feier mit Angehörigen und Ehrengästen wurde Corona-bedingt verzichtet. Die Verabschiedung für die einzelnen Klassen fand gemeinsam mit den Fachbereichs- bzw. Abteilungsleitern im kleinen Rahmen statt, sodass der persönliche Erfolg dennoch gefeiert werden konnte. 
 
Titelbild: 
 
Die Abschlussklassen wurden Corona-bedingt im kleinen Kreis verabschiedet und kehren mit Bestnoten gestärkt auf den ersten Arbeitsmarkt zurück. Foto: Eckert Schulen
 
 
 
 
An den Eckert Schulen legen heute jedes Jahr rund 9.000 Teilnehmer den Grundstein für einen erfolgreichen Karrieresprung oder für neue Karriereperspektiven. Die Unternehmensgruppe beschäftigt heute am großzügigen Lern- und Studiencampus vor den Toren Regensburgs sowie an mehr als 50 Standorten im gesamten Bundesgebiet rund 1.800 Mitarbeiterinnen und Mitarbeiter. Foto: Eckert Schulen

Neuer Premium-SUV schon jetzt ausgezeichnet...

 

Köln, 21. Januar 2022. Die Geschichte der Sicherheitsinnovationen von Lexus ist lang und eindrucksvoll – und wird mit dem neuen Lexus NX weitergeschrieben. Das SUV der Premium-Mittelklasse bietet neue Technologien zum Schutz aller Insassen und knüpft eine enge Verbindung zwischen Fahrer und Fahrzeug, um das Unfallrisiko weiter zu verringern.

 

 

 

Das hohe Maß an intelligenter Sicherheit verdeutlicht beispielsweise der neue Safe Exit Assist. Er ist mit der neuen elektromechanischen Türöffnung verknüpft und nutzt die Radarsensoren des Totwinkel-Assistenten. Erkennt dieser einen Fahrradfahrer oder andere Verkehrsteilnehmer, die sich von hinten nähern, wird eine optische und akustische Warnung ausgelöst und ein Entriegeln der Türen verhindert. Das System agiert damit wie ein Chauffeur, der sich zunächst vergewissert, dass der Weg frei ist, ehe er die Fahrgäste sicher aussteigen lässt.

Lexus war der erste Hersteller, der diese Sicherheitstechnologie mit einer elektromechanischen Türverriegelung kombiniert hat und dafür bei den prestigeträchtigen Automobile Awards 2021 des Automobile Club de France mit dem Preis „Sicheres Fahrzeug“ ausgezeichnet wurde. 95 Prozent der Unfälle, die durch ein Öffnen der Fahrzeugtüren verursacht werden, können mit dem Safe Exit Assist verhindert werden.

 

 

Der Safe Exit Assist ist Teil eines umfassenden Sicherheitspakets für den neuen NX, in dem auch die dritte Generation des Lexus Safety System + ihren Einstand feiert. Dieses bietet neue und erweiterte Funktionen, erkennt noch mehr Unfallrisiken als zuvor, warnt den Fahrer und nimmt notfalls Brems- oder Lenkeingriffe vor. Ziel ist es, noch mehr Kollisionen zu verhindern oder die Folgen eines unvermeidlichen Aufpralls zu verringern.

So können die Radar- und Kamerasysteme des Lexus Pre-Crash Safety Systems (PCS) jetzt auch Fußgänger und Motorräder erkennen, die sich im Fahrweg des Fahrzeugs befinden. Auch beim Abbiegen in Kreuzungsbereichen verhindert das System nun drohende Zusammenstöße mit entgegenkommenden Fahrzeugen oder kreuzenden Fußgängern. Außerdem gibt es einen neuen Notfall-Lenk-Assistenten. Dieser unterstützt den Fahrer beim Ausweichen eines Hindernisses – zum Beispiel einem Fußgänger oder einem stehenden Fahrzeug – und hält das Fahrzeug dabei sicher in der Fahrspur. Auch ein unbeabsichtigtes starkes Beschleunigen bei niedriger Geschwindigkeit wird erkannt und unterdrückt. All diese Verbesserungen sorgen dafür, dass nun wesentlich mehr Gefahrensituationen erkannt werden als bisher.

 

 

Das Lexus Safety System + bietet zudem viele Funktionen, die den Fahrer entlasten und damit zum Gefühl einer sicheren und zuverlässigen Partnerschaft zwischen Fahrer und Fahrzeug beitragen. Dazu gehört etwa die adaptive Geschwindigkeitsregelung, die sich automatisch an Kurven und die unterschiedlichen Geschwindigkeiten vorausfahrender Fahrzeuge anpasst und sich dabei noch natürlicher als bisher anfühlt. Sie beschleunigt gleichmäßig, wenn der Fahrer zum Spurwechsel ansetzt, und bremst automatisch ab, wenn er sich hinter einem langsameren Fahrzeug einordnet. Der Spurhalteassistent und der Spurführungsassistent sorgen dafür, dass das Fahrzeug sicher in der Spur bleibt.

 

Ausstattungsabhängig bietet Lexus einen digitalen Rückspiegel an, der das Echtzeitbild der Rückfahrkamera nutzt und damit dem Fahrer bei Nachtfahrten und schlechtem Wetter eine klarere Sicht als ein herkömmlicher Spiegel bietet. Hilfreich ist das System auch, wenn das Fahrzeug mit Urlaubsgepäck oder großen Gegenständen voll beladen ist. Darüber hinaus ist ein erweitertes Sicherheitspaket verfügbar. Es umfasst einen automatischen Spurwechselassistenten, der durch Setzen des Blinkers aktiviert wird, sowie einen vorderen Querverkehrs-Assistenten. Er erkennt beim langsamen Annähern an eine unübersichtliche Abzweigung Verkehrsteilnehmer, die sich von den Seiten nähern.

Das ultimative Ziel von Lexus ist es, Verkehrsunfälle sowie schwere und tödliche Verletzungen zu verhindern. Der neue NX zeigt, wie die clevere Anwendung innovativer Technologien den Fahrer unterstützt und eine enge Partnerschaft zwischen ihm und seinem Fahrzeug knüpft, die sich natürlich anfühlt und hocheffektiv ist.

 

 

 

 

 

 

Almanya’nın başkenti Berlin’de çiftçiler traktörleriyle eylem yaptı. “Wir haben es satt” (Artık bıktık) inisiyatifinin çağrısıyla Federal Meclis binasının önünde 25 traktörlerle toplanan göstericiler daha sonra Federal Gıda ve Tarım Bakanlığı’na kadar yürüdü. Bakanlık önüne traktörlerini park eden çiftçiler, burada Gıda ve Tarım Bakanı Cem Özdemir tarafından karşılandı. Çiftçiler, Bakan Özdemir'e taleplerini ileterek, pırasa ve minyatür traktör verdi.