Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
BERLİN (AA) - Almanya’nın başkenti Berlin’de görev yapan itfaiyeciler, çalışma şartlarının düzeltilmesi talebiyle gösteri yaptı.
Berlin Belediye Binası (Rotes Rathaus) önünde “Berlin Yanıyor” (Berlin Brennt) derneğinin çağrısıyla toplanan çok sayıda itfaiye eri, olumsuz çalışma şartlarına dikkati çekmek için bir bidonun içine odun parçalarını koyup ateş yaktı.
2005’ten beri itfaiyeci olarak çalışan ve gösteriye katılan Andreas Hain, AA muhabirine, burada “uyarı bidonu” içinde ateş yakarak yetkililere bir mesaj vermek istediklerini belirterek, “4,5 yıldan beri bu bidon yanmıyordu. 4,5 yıldan beri hiçbir şey yapılmadı, aksine durum kötüleşti. Göreve çıkma sayıları arttı.” dedi.
Berlin İtfaiyesinin kamuyla paylaştığı sayılar göz önünde bulundurulduğunda itfaiyecilerin göreve çıkma sayıların her yıl arttığının görüldüğüne işaret eden Hain, “Bu böyle devam edemez.” ifadesini kullandı.
"Berlin Yanıyor" Derneği Başkanı Erik Herbote de, itfaiyecilerin her gün yapmaları gerekenleri yerine getiremediklerini aktararak, “Görevlerimizi yerine getiremiyoruz. Günde 1400 ila 1800 arasında göreve çıkıyoruz. 10 yıl öncesine kadar bunun hemen hemen yarısıydı. Bunu artık bu personel sayısıyla yapamıyoruz.” diye konuştu.
Kurum içinde her gün olağanüstü durum ilan ettikleri bilgisini paylaşan Herbote, “Yani olağanüstü durum günün büyük bir bölümünü kapsıyor. Olağanüstü durumda bulunduğumuzda görev sürelerimize uyamıyoruz. Bu vatandaşları da etkiliyor. (Olay yerine) geç ulaşıyoruz”. ifadelerini kullandı.
Herbote, itfaiyecilerin 15 yıl önce Berlin’de günde ortalama 800 kez göreve çıktığını belirterek, "Standartlaştırılmış acil çağrı protokolü getirildi. O dönemden sonra bu uygulanmaya başlandı. Bunun uygulanmasıyla sayılar arttı. İki gün önce yaklaşık 1800 kez göreve çıktık. Bunu, 600 ila 800 arasında göreve çıktığımız 1997'deki personel seviyesiyle yapıyoruz. Bunun yapılamayacağı da açıktır.” dedi.
İtfaiyecilerin talepleri arasında asılsız ihbarların sayısının azaltılması, itfaiyecilerin ödeneğinin artırılması, terfi uygulanmasının iyileştirilmesi ve çalışma planlarının esnekleştirilmesi yer alıyor.
BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Olaf Scholz, farklı düşüncede olduğu Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefon görüşmelerini sürdüreceğini söyledi.
Scholz, seçim bölgesi olan Potsdam kentinde vatandaşlarla bir araya gelerek değerlendirmelerde bulundu.
Putin ile yaptığı telefon görüşmelerine değinen Scholz, Ukrayna savaşından sonra Rusya Devlet Başkanı ile birçok kez uzun telefon görüşmeleri yaptığını anımsattı.
Scholz, görüşmelerinin nezaket çerçevesinde geçtiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
"Telefonun diğer tarafında bağıran kimse yok ve ben, Rusça konuşamıyorum. Bir defasında halk eğitim merkezinde yaklaşık 8 saat bunu (Rusçayı) öğrenmeye çalıştım ama alfabe dışında hiçbir şey kalmadı. Ancak Putin, çok iyi Almanca biliyor ve bundan dolayı bazen Almancaya geçiyor, açıklamalarımı tercüme ettirmiyor."
Putin ile tamamen farklı düşündüğüne işaret eden Scholz, “Buna rağmen onunla konuşmaya devam edeceğim. Çünkü bu durumdan çıkmanın nerede mümkün olabileceği o anı görmek istiyorum. Bu, birbirimizle konuşmadan olmaz.” ifadesini kullandı.
- "Tam olarak kaç Rus askerinin öldüğünü bilmiyoruz ancak 100 bin olabilir"
Başbakan Scholz, savaşın başından bu yana Putin’in söylediği ve başarmak istediği konularda bazı şeylerin değiştiğini belirterek, ancak Putin’in "Ukrayna topraklarının bir bölümünü şiddet kullanarak fethetmek istemesi" konusunda hiçbir şeyin değişmediğini kaydetti.
Rus tarafında çok sayıda kayıp olmasına rağmen bu konuda hiçbir şeyin değişmemesini üzücü bulduğunu söyleyen Scholz, “Tam olarak kaç Rus askerinin öldüğünü bilmiyoruz. Ancak 100 bin olabilir. Başka savaşlarla karşılaştırıldığında bu oldukça fazla." değerlendirmesinde bulundu.
Scholz, Ukrayna savaşı başladıktan sonra Putin ile çeşitli aralıklarla telefon görüşmeleri gerçekleştirmişti. Putin ile Scholz arasındaki son görüşme, 2 Aralık'ta yapılmıştı.
BERLİN (AA) - Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, Almanya Federal Cumhuriyeti'ni tanımayan ve kendilerini “İmparatorluk Vatandaşları” (Reichsbürger) olarak tanımlanan kişilerin sayısının 23 bine yükseldiğini bildirdi.
Faeser, Bild am Sonntag gazetesine yaptığı açıklamada, “İmparatorluk Vatandaşları”nın sayısının hızla arttığını belirtti.
“İmparatorluk Vatandaşları” sayısının 2022'de, bir önceki yıla göre 2 bin artarak 23 bine çıktığı bilgisini paylaşan Faeser, bunların yüzde 10’unun şiddet yanlısı olduğunu aktardı.
Bu oluşumun taraftarlarının kararlılıkla silahsızlandırılması gerektiğini vurgulayan Faeser, yakın zamanda silah yasasının sertleştirileceğini kaydetti.
- Vergi ödemeyi reddediyorlar
Alman Polisi, 7 Aralık’ta bir grup imparatorluk vatandaşın operasyon düzenlemiş, aralarında eski asker, polis ve yargıcın bulunduğu 25 kişi, terör örgütü üyesi olmak ve silahlı darbe planlamak suçlamasıyla gözaltına alınmıştı.
İmparatorluk vatandaşları, Almanya Federal Cumhuriyeti'ni ve onun demokratik yapılarını tanımıyor.
Alman İmparatorluğu’nun varlığının devam ettiğini savunan bu kişiler, Almanya'nın “hala askeri işgal altında olduğuna” inanıyor.
Homojen olmayan ve içinde aşırı sağcıların da yer aldığı bu ideolojinin taraftarlarının bazıları Alman kurumlarını tanımadığı için vergi ödemeyi de reddediyor.
KİEV (AA) - Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Rus ordusunun Ukrayna'da kritik enerji altyapılarına yönelik düzenlediği saldırıların sonucu meydana gelen hasarlardan dolayı devam eden elektrik kesintilerine ilişkin durumun "ciddi olduğunu" belirtti.
Zelenskiy, Telegram hesabından paylaştığı günlük görüntülü mesajıyla halka seslenerek, Ukrayna genelinde elektrik kesintilerinin sürdüğünü kaydetti.
Rus güçlerinin son dönemlerde özelikle elektrik altyapılarını hedef alması sonucu Kiev, Odessa, Lviv ve diğer bölgelerde elektrik kesintilerinin devam ettiğini anlatan Zelenskiy, Ukrayna'da yaşanan enerji sorunları hakkında, "durumun ciddi olduğu" değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini ifade eden Zelenskiy, görüşmede Karadeniz Tahıl Koridoru'nun genişletilmesi ile Türkiye ve Ukrayna için büyük önem taşıyan küresel gelişmeleri ele aldıklarını kaydetti.
Öte yandan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile de bir telefon görüşmesi yaptığını dile getiren Zelenskiy, ilerleyen saatlerde ABD Başkanı Joe Biden ile de telefonda görüşeceğini aktardı.
Azerbaycan Ekonomi Bakanlığı ile Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığından yapılan ortak açıklamada, Rus güçlerin komutanlığı ile yapılan müzakereler sonucu Azerbaycanlı uzmanların Ermeni nüfusun yaşadığı Azerbaycan topraklarında madenlerin yasa dışı işletilmesi ve bundan kaynaklanan çevresel ve diğer zararlarla ilgili denetime başlayacağı belirtildi.
Açıklamada, özellikle bölgedeki Kızılbulak altın madeni ile Demirli bakır madeninin denetleneceği ve bu madenlerin çevreye, yeraltı ve yer üstü su kaynaklarına olası zarar ile risklerinin değerlendirileceği kaydedildi.
Ordu, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Sıcak Kış" isimli tatbikatın 13 Aralık Salı gününe kadar devam edeceğini bildirdi.
Teknoloji ve Lojistik Biriminin başkanlık edeceği belirtilen ve sürpriz şekilde başlayan tatbikatta 8 bini düzenli, 5 bini yedek 13 bin askerin yer aldığı aktarıldı.
Açıklamada, söz konusu tatbikatla, "İsrail ordusundaki savaş birimlerinin ve lojistik sisteminin kuzey bölgesindeki ani olaylar ve muhtelif senaryolar karşısında hazırlığının artırılmasının amaçlandığı" belirtildi.
İsrail'in Maariv gazetesinin haberine göre ise söz konusu tatbikat, "İran'ın sivil uçuşlar sırasında Beyrut Havalimanı'na silah kaçırmaya çalıştığına ilişkin bazı haberlerin ardından kuzey sınırında son dönemde gerilimin yükselmesinin gölgesinde" gerçekleştiriliyor.
- Lübnan'dan yalanlama
Lübnan, 8 Aralık'ta yaptığı açıklamada, ABD'nin yaptırımı altındaki İran'a ait Meraj Hava Yolları'nın Hizbullah'a silah taşıdığı yönündeki iddiaların asılsız olduğunu bildirmişti.
Körfez ülkeleri ve İsrail medyasında daha önce çıkan haberlerde, İran'ın Meraj Hava Yolları üzerinden Lübnan'daki Hizbullah'a silah taşıdığı iddia edilmişti.
ABD Hazine Bakanlığı, 24 Mayıs 2018'de, İran Devrim Muhafızları Ordusu, Hizbullah ve Suriye'deki Esed rejimi için silah, milis ve para taşımacılığı yaptığı gerekçesiyle Meraj Hava Yolları ile diğer birkaç hava yolu şirketini yaptırım listesine almıştı.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ve NAMA Vakfı arasında imzalanan protokol ile ortak burs programı oluşturuldu. Protokol kapsamında 6 ülkeden 200 uluslararası öğrencinin yükseköğrenim eğitimleri desteklenecek.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) uluslararası alanda bir iş birliğine daha imza attı. YTB, Malezya Kuala Lumpur’da faaliyet gösteren NAMA Vakfı ile protokol imzalayarak ortak bir burs programı oluşturdu. Protokolü YTB Başkanı Abdullah Eren ve NAMA Vakfı CEO’su Dr. Saleh Mubarak Bazead imzaladı.
Çalışma kapsamında; Endonezya, Tanzanya, Kenya, Kırgızistan, Yemen, Malezya ve tarafların kabul ettiği diğer ülkelerden, lisans seviyesinde 50, yüksek lisans seviyesinde 100 ve doktora seviyesinde 50 öğrencinin burslandırılması öngörülüyor.
Ortak burs programı; öğrencilerin aylık burs miktarı, bir defaya mahsus olmak üzere gidiş dönüş uçak bileti, öğrencilerin konaklama ücretleri, Türkçe öğrenim ücretleri, genel sağlık sigortası ve üniversite harç ücretleri gibi geniş alanları kapsayacak şekilde düzenlendi.
2009 yılından bu yana çalışmalarını başarıyla sürdüren Frankfurt Türk Cami Dernekleri Çalışma Birliği´nin 101´inci davetli misafirlerin teşrif ettiği geniş katılımlı toplantı´sında camiler birliği´nin 13 yıllık çalışmaları tanıdıldı ve değerlendirildi.
TC Frankfurt Başkonsolosu Erdem Tunçer, Egitim Ataşesi, Eğitim Ataşesi Doç. Dr. Muhammet Fatih, Kılıç Hessen SPD Milletvekili Turgut Yüksel, Frankfurt Yabancılar Meclisi Başkanı Jumas Medoff, Frankfurt Şehir Meclisi ve Frankfurt Film Festivali Koordinatörü Hüseyin Sıtkı, BIG Partisi Başkanı Haluk Yıldız, TG Hessen Başkanı Atila Karabörklü, AOK Hessen Yabancılar Danışmanı Necati Suözer, Merkezi Köln´de bulunan SMD – Müslüman Kadınlar Sozyal Hizmetler Derneği başkanı Ayten Kılıçarslan, İslamrat Hessen Başkanı Ramazan Altıntaş, Frankfurt Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Sorumlusu Nesrin Tavasolli, Hessen Kriminal Dairesi Yabancılar Sorumlusu Necati Benli, Ditib Hessen Eyalet Birligi eski başkanı Fuat Kurt, UID Hessen eski başkanı Mustafa Kasalak, ATIB Höchst Başkanı Şaban Duran ve daha ismi zikredilemeyen çok sayıda davetli misafirin katıldığı etkinlikte camiler birliğinin oluşumunun fikir babalarından Kemal İşler camiler birliği kuruluş amacı ve oluşum dönemi hakkında bilgi verdi.
Gerekli öngörüşmelerden Frankfurt Hamidiye Camii yönetiminin daveti ile 2009 yılı Ramazan Bayramı´nda bayramlaşmak amacıyla biraraya gelen DİTİB Höchst, İGMG Höchst, İKMB Frankfurt, bağımsız Frankfurt Hamidiye Camii ve Frankfurt Fechenheim Eyüp Sultan Camii yöneticileri bu beraberliğin bir defaya mahsus olmayıp kalıcı bir işbirliğine dönüşmesi konusunda irade beyan edilerek, Frankfurt Türk Cami Dernekleri Çalışma Birliği´nin kuruluş ve varoluş felsefesinin temelleri atıldı. Camiler Birliği o günlerden bu güne kadar devam eden dönemde sayısız faaliyetin yanında 100 çalışma toplantısı yaptı. Frankfurt Türk Cami Dernekleri Çalışma Birliği´nin ana amacı, 1970´li yıllardan günümüze değin bireysel ibadet alanında son derece önemli ve başarılı hizmetler veren mevcut çatı örgütleri ile rekabet etmek değil, aksine mahalli alanda yani Frankfurt ve çevresinde, mahalli idareye, yani Frankfurt Belediyesi ve kurumları ile bölgede bulunan sivil ve resmi kişi, kurum ve kuruluşlara karşı Müslümanların bireysel ibadet harici problem ve konularda istişare edilebilecek, işbirliği yapılabilecek bir muhatap olmaktır. Frankfurt Türk Cami Dernekleri Çalışma Birliği 13 yıldır yapmış olduğu çalışmaları olarak tanıtmak amacıyla oluşumundan bu toplantıya katılanlara ve akabinde kamuoyu ile paylaşmak amacıyla 13 yıldır çalışmalarını başarıyla çalışmalarını yürüten camiler birliği´nin gelecektede aynı performansta çalışmalarını sürdürmeye azimli olduğunu belirten K. İşler, çalışmalarda katılmayan Türk cami derneklerinide camiler birliği çalışmalarına katılmaya davet ederek katılımcı misafirlere etkinliğe teşrifleri için teşekkür etti.
Camiler Birliği calışmalarına Niederrad Mevlana Camii adına destek veren Tuğsan Talaysüm özet halinde,
ana başlıklarında camiler birliğinin 13 yıllık faaliyetleri hakkında bilgi verdi.
Frankfurt Türk Cami Dernekleri Çalışma Birliği koordinatörü Dr. Hüseyin Kurt camiler birliğinin başarıyla yaptığı 13 yıllık çalışmalarını değerlendirerek gelecek ile ilgili düşüncelerini dile getirdi.
Frankfurt Türk Cami Dernekleri Çalışma Birliği yaptığı çalışmalarda mevcut çatı örgütlerine hiç bir şekilde rakip olmamaya özen göstermiş, daha çok Frankfurt içerisinde mahalli, yabancılar politikalarına katkı, sosyal, eğitim, gençlik ve kurumsal din hürriyeti alanlarına ağırlık vermiş ve başarılı çalışmalar yapmıştır. Üniversite, hastane yada okullarda ibadet mekanı ihdası, yaşlı bakımevi, hastane gibi sosyal kurumlarda manevi telkin hizmeti, Frankfurt hapishanesinde din ve manevi telkin hizmetleri, bu hizmetlerin başarıyla yürütülmesinin sonucunda hapishanelerde verilen din ve manevi telkin hizmetlerinin genişletilerek, Eyaletteki hapishanelerin tümüne yaygınlaştırılması, koruyucu aile bulma konusunda diğer STK´lar ile yapılan istişareler ve belediyenin ilgili birimleri ile görüşmeler yapılması, AWO diğer inisyatörler ile birlikte Frankfurt´ta Türkçe/Almanca çift dilli ana okulu projesi, gençlerin radikalleşmesini önlemek amacıyla, Federal Aile Bakanlığı, Hessen Eyalet İcişleri bakanlığı ve Frankfurt Üniversitesi ile gençlere yönelik profesyonel proje çalışmaları, Frankfurt Emniyet müdürlüğü ile kurulan yakın ilişkiler, TC Frankfurt Başkonsolosluğu´nun Türk STK´ları ile yaptığı her türlü oluşum çalışmaya aktif destek, Türkçe´nin okullarda anadil yada yabancı dil olarak okutulmasi yönünde yapılan her türlü aksiyon ve çalışmaya destek Frankfurt Türk Cami Derneklerinin kuruluşundan bugüne kadar bizzat yürüttüğü yada aktif olarak katkıda bulunduğu çalışmalardır.
Federal Almanya hukuk düzeni ve din devlet ilişkilerini düzenleyen yasalara göre yukarıdaki hizmetleri geliştirmek ve bu hizmetlerin yasal taşıyıcısı olmak, kamusal maddi imkanları kullanmak, projelerde taşıyıcı olabilmek için bu hizmetleri verecek kuruluşun, tüzel kişiliği verilmekte ve geliştirilmek istenen hizmete göre kamu yararına çalışa amaçlı taşıyıçı dernek, dini cemaat yada kamu tüzel kişiliği sahip olması gerekmektedir.
Frankurt Türk Cami Dernekleri Çalışma Birliği hayata geçirdiği, yukarıda bir kısmı dile getirilen kurumsal din hürriyeti alanında geliştirilen ve ilk safhada başarılı şekilde yürütülen resmi idarelerin müsade ettiği, konu ile ilgili bakanlığın siyasi iradesinin o hizmeti verme yönünde olduğu müddetce devam etmiştir. Resmi idarenin müsade etmemesi veya ve ilgili bakanlığın bu hizmetin verilmesi siyasi iradesinin ortaya kalktığı anda, bu hizmetler akamete uğramış, geliştirilen hizmetin verilmesinde, devletin ayni göz hizasında muhatabı ve buna paralel olarak verilen hizmetin dini cemaat olarak muhatabı olunmadığı için hizmetin istenilen yönde devamı için hiç bir yaptırım gücü ve hukuki mücadele imkanı olmadığı görülmüştür. Bunun en bariz ve açık örneği Frankfurt hapishanesinde başlatılan daha sonra Hessen eyaletindeki diğer hapishanlerede yaygınlaştırılan din ve manevi telkin hizmetinin Hessen Adalet bakanı ile Frankfurt hapishane müdürünün değişmesi ile ortak geliştirilen hizmeti Almanya din devlet hukukuna mügayir şekilde, tamamen bakanlık ve ilgili hapishane kontrolüne, uhdesine almasıdır.
Oysa 2001 yılından bu yana Müslümanların kurumsal din hürriyeti alanında haklarını alma konusunda ciddi ilerlemeler olduğu aşikardır. Müslümanları devlete karşı aynı göz hizasında temsil icin gerekli cemaat sayısı, cemaatin oluşturduğu ibadet mekanı/organizasyon, üniversitelerde yeterli İslam ilahiyatı bölümü, bu bölümlerin her yıl mezun ettiği yüzlerce İslam ilahiyatçısı, devletin kararlılığı, yani siyasi iradesi mevcut olduğu aşikardır. Günümüzde gelinen ortam tam bir „yağ var, irmik var, su var, şeker var enerji var niye bir türlü helva olmuyor, olamıyor“ trajikomik durumudur.
Burada yapılması gereken aynı kimyasal reaksiyon reknolojisinde olduğu gibi eldeki hammade ürünleri kimyasal reaksiyona tabi tutarak istenilen ürünü elde etmektir. Bunun için kimyasal reaksiyonun her safhası dikkatlice analiz edilir ve reaksiyon en kritik, yavaş ve reaksiyonun hızını belirleyici safha/adım tesbit edilir ve bu safhayı daha sağlıklı aşmanın yani hızlı hale getirmenin (yüksek enerji, basınc yada uygun katalizör bulma) yolları aranır. Aynı şekilde Müslüman kurumsal haklarını alması sürecindede bu süreci önündeki engel(ler)/sorun(lar), yani en zaman alıcı prosedürler, sorun(lar) analitik bir çalışma ile tesbit edilmeli ve bunları çözmek, ortadan kaldırmak için gayret sarfetmelidir ve muhataplar yani ne devlet, ne dini cemaatler ne üniversitelerin İslam ilahiyatı bölümleri hiç bir şekilde birbirinden bağımsız hareket etmeyip ısrarla aynı masada biraraya gelip ortak çözüm yolları aramalıdırlar.
Dr. H. Kurt Frankfurt Türk Cami Dernekleri Çalışma Birliğinin başarısız olduğu diğer bir konunun ise yapılan çalışmalara gençlerin kazanılması konusunun olduğunu belirterek, 2009 yılından günümüze kadar Müslümanlar´la ilgili Frankfurt ve çevresinde yapılan çalışmalarda önemli bir yeri olan Frankfurt Türk Cami Dernekleri Çalışma Birliği´nin faaliyetleri ile ilgili detaylı bilgiler içeren toplantıya katılanlara takdim etmek amacıyla hazırlanan takriben 550 sayfalık dökümanın rehber olması ümidiyle hizmet meşalesini emanet edeceğimiz ve geleceğimizin teminatı olan gençlere ithaf edildiğini söyleyerek, dökümanın baskısına sponsorluk eden Faslılar Dini Cemaati başkanı Omar Kuntich´e teşekkür etti.
100 Toplantıda Frankfurt Türk Cami Dernekleri Çalışma Birliği toplantısının şeref konuğu TC Frankfurt Başkonsolosu Erdem Tunçer yaptığı konuşmada Frankfurt Türk Cami Dernekleri Çalışma Birliği yaptığı çalışmaları yakından takip ve takdir ettiğini ve desteklediğini söyledi. Son 13 yılda yapılan çalışmaların geniş çaplı arşivlenerek bir dokümentasyon haline getirilerek basılmasını memnuniyetle karşıladığını belirtek Başkonsolos diğer STK´larada bunu örnek almalarını arzu ettiğini söyleyerek, Almanya´da STK´ların önemini ve kendi aralarındaki işbirliği, içeridinedeki yaşadıkları Almanya´nın makam ve kuruluşları ile işbirliğinin önem ve gerekliliğine değindi.
Davetli katılımcılar arasından arasından söz alan Hessen SPD Milletvekili Turgut Yüksel, Müslüman Kadınlar Sozyal Hizmetler Derneği başkanı Ayten Kılıçarslan, TG Hessen Başkanı Atila Karabörklü HEADD Başkan, Yelda Acar-Gösterişli, Frankfurt Emniyet Müdürlüğü ve Hessen Kriminal Dairesi yabancılar danışmanları Nesrin Tavasolli ve Necati Benli, Ditib Hessen Eyalet Birliği eski başkanı Fuat Kurt yaptıkları kısa selamlama konuşmalarında, Franfurt Türk Cami Dernekleri Çalışma Birligi´nin yaptıği faaliyetleri takdirle takip ettiklerini desteklediklerini belirterek camiler birliğinin bundan sonra yapacağı çalışmalar da başarılar dilediler.
Tüm konuşmacılara takdir edici, moral verici konuşmaları için teşekkür eden, koordinatör Dr. H. Kurt toplantıya ev sahipliği yapan Hamidiye Camii Başkanı Rahmi Şeker ve ekibine, toplantının gerçekleşmesine emek veren ve katılımcılara ikram edilen geleneksel Türk mutfağının nadide lezzetlerini hazırlayan cami dernekleri ve temşilcilerine teşekkür etti.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının (YTB) destekleriyle Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’da “5. Bosna Hersek Türkiye Mezunları Buluşma Programı” gerçekleştirildi.
Bosna Hersek Türkiye Mezunları Derneği tarafından Türkiye-Bosna Hersek diplomatik ilişkilerinin 30’uncu yılı dolayısıyla Saraybosna’da “5. Bosna Hersek Türkiye Mezunları Buluşma Programı” düzenlendi.
Programa; YTB Başkanı Abdullah Eren, Türkiye’nin Saraybosna Büyükelçisi Sadık Babür Girgin, Dernek Başkanı Emin Bajric, Türk kurumlarının Bosna Hersek’teki yetkilileri ve Türkiye mezunu Bosna Hersekliler katıldı.
Mezun buluşmasında konuşan YTB Başkanı Abdullah Eren, şuan itibariyle dünyanın 184 ülkesinden, Türkiye’de eğitim alan 16 bin uluslararası öğrenci olduğunu söyledi. Eren, Türkiye Bursları programının YTB koordinasyonuna geçtiği tarih olan 2012 yılından itibaren ise 40 bin uluslararası öğrencinin burs aldığını aktardı.
DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDA 150 BİN TÜRKİYE MEZUNU
1992 tarihinden itibaren 150 binden fazla uluslararası öğrencinin Türkiye’den mezun olduğunu bildiren Eren, YÖK verilerine göre şu an 300 bin uluslararası öğrencinin Türkiye’de eğitim aldığını belirtti.
YTB olarak dünyanın farklı yerlerinden, en iyi öğrencileri seçip Türkiye’ye getirmek için ellerinden geleni yaptıklarını ifade eden Eren, “Tüm bu ülkeler içerisinde bazı ülkeler var ki, onların değeri ve kıymeti diğer ülkelerden biraz daha farklı. Bosna Hersek, muhakkak bu ülkelerin başında geliyor” dedi.
BOŞNAK KARDEŞLERİMİZE İLİŞKİN HASSASİYETİ ANLATMAYA GEREK YOK
“Türkiye Cumhuriyeti devletinin, Bosna Hersek ve Boşnak kardeşlerimize ilişkin hassasiyetini anlatmaya gerek yok.” Diyen Eren şunları kaydetti: “Rahmetli Aliya'nın (İzzetbegovic) vefat etmeden önce Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a Bosna Hersek'le alakalı söyledikleri ve Bosna Hersek'i Cumhurbaşkanımız liderliğinde Türkiye'ye emanet ettiği bilinmeyen bir sır değil. Cumhurbaşkanımızın, Bosna Hersek'in huzur ve istikrarı için yaptığı çalışmaları hepimiz biliyoruz. Bu desteklerimiz her zaman devam edecek.”
BOSNA HERSEK'İN EN FAZLA ANLAŞMA İMZALADIĞI ÜLKE TÜRKİYE
Törende konuşan Büyükelçi Girgin ise, Türkiye’nin Bosna Hersek ile diplomatik ilişkilerinin 30. yılının kutlandığını vurguladı. Bosna Hersek'in en fazla anlaşma imzaladığı ülkenin Türkiye olduğunu söyleyen Girgin, “Türkiye ile bin civarında anlaşmamız var. İki ülke arasındaki ilişkilerin en önemli temeli de zaten bu anlaşmalardır” dedi. Girgin konuşmasının devamında ise şunları kaydetti: “Türkiye, Bosna Hersek ilişkilerini ve bu topraklarda yaşayan kardeşlerimizle Türkiye'deki kardeşlerimizin ilişkilerini 30 yıla sıkıştırmak mümkün değil. İlişkilerimiz 1000 yılın yarısını aşmış vaziyette, bunlar tarihi-kültürel ilişkiler. Belki de Bosna Hersek'in sayıları, milyonları bulan en büyük diasporası, Türkiye'de."
Boşnak kökenli Avustralyalı oyuncu Reshad Strik ise, Türkiye'de bulunduğu sürede birçok Bosna Hersekli öğrenci ile tanıştığını ve onları mezun olduktan sonra da gördüğünü belirterek, “Ben Türkiye'den mezun olmadım ama Türkiye'den çok şey öğrendim” dedi.