Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Bayerns Innenminister Joachim Herrmann zur Kooperation von MAN und Maltesern bei Großschadenslagen und Katastrophenfällen: "Gemeinsam stark für Bayern" ist Paradebeispiel für gegenseitige Hilfe in Notsituationen - Noch schnellere und unbürokratische Hilfe

 

"Ihr gemeinsames Engagement ist ein Paradebeispiel für die gegenseitige Hilfe in Notsituationen und das Miteinander in unserer Gesellschaft." Mit diesen Worten würdigte Bayerns Innen- und Katastrophenschutzminister Joachim Herrmann die heute offiziell besiegelte Kooperation "Gemeinsam stark für Bayern" von MAN Truck & Bus und dem Malteser Hilfsdienst. "Die beiden Partner wollen hiermit künftig noch enger zusammenarbeiten, um bei Großschadenslagen und Katastrophen die Logistikketten zu verbessern und so noch schneller Hilfe zu leisten." Im Bedarfsfall können künftig schnell und unbürokratisch zusätzliche Kapazitäten wie beispielsweise Nutzfahrzeuge für den Transport von Hilfsgütern in Bayern bereitgestellt und genutzt werden", erklärte Herrmann. "Für Ihre Idee und Kooperation ein herzliches Vergelt’s Gott! Dies ist nicht selbst­verständlich und verdient unser aller Respekt und Wertschätzung."

 

Bei Großschadenslagen und Katastrophen komme es auf eine gute Zusammenarbeit an. "Jede Hilfe zählt", erklärte der Minister. "Auch das starke Netzwerk unseres „Hilfeleistungssystems Bayern“ unter gemeinsamer Mitwirkung von freiwilligen Hilfsorganisationen, Feuerwehren, des Technischen Hilfswerks, der Bayerischen Polizei, Bundespolizei, Bundeswehr und Katastrophenschutzbehörden benötigt unternehmerisches und bürgerschaftliches Engagement, gute Ideen und Kooperatio­nen so wie sie heute MAN und die Malteser Bayern vereinbart haben."

 

Darüber hinaus betonte der Katastrophenschutzminister, dass es der Bayerischen Staatsregierung ein echtes Herzensanliegen sei, das sicherheitsrelevante Ehrenamt zu stärken und zu unterstützen. "Wir unternehmen große Anstrengungen, um den hohen Standard bei der Ausbildung und der Ausrüstung immer weiter zu verbessern und die Rahmenbedingungen optimal auszugestalten. Über das Sonderinvestitionsprogramm Katastrophenschutz Bayern 2030 haben wir allein in den Jahren 2019 bis 2022 71 Millionen Euro für Investitionen in den Katastrophenschutz bereitgestellt", bekräftige Herrmann. "Angesichts der aktuellen Herausforderungen werden wir die Anstrengungen im Katastrophenschutz noch weiter verstärken."

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey, 11 ayın sultanı Ramazan ayı dolayısıyla bir mesaj yayınladı.

DİTİB Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey, Ramazan Ayı vesilesiyle yayınladığı mesajda; “Rabbimizden ülkemizde yaşanan elim deprem faciasında hayatını kaybeden kardeşlerimize rahmet, yaralılara acil şifalar ihsan etmesini niyaz ediyorum ve tüm İslam Aleminin Ramazan-ı Şerifini tebrik ediyor, bin aydan daha hayırlı olan bu kadri yüce ayın tüm insanlığın kardeşlik ve barışına, esenlik ve hidayetine vesile olmasını temenni ediyorum” dedi.

Ramazan ayında manevi duyguların yoğun olarak yaşandığını ifade eden Kuzey, mesajında şu ifadelere yer verdi:

 

İnşirah Ayı Ramazan

Yüreklerimiz bir yandan üç ayların başında yapmış olduğumuz (وَ بَلِّغْنَا رَمَضَان) “(Rabbimiz) [...] Bizi Ramazan’a ulaştır.” (Taberani, el Mu’cemu’l evsat, IV) duasının kabulünün esenlik ve huzurunu yaşarken, diğer yandan Şanlıurfa’daki sel felaketi ile elim deprem faciasında Türkiye ve Suriye’de hayatını kaybettiği için Ramazan-ı Şerif’e kavuşamayan on binlerce kardeşimizin tarifsiz acısıyla burkulmaktadır.     

Türkiye ile Suriye’yi ve dünyayı derinden sarsan felaketin yaşandığı günlerde vicdanlarımız enkazın altındaki kardeşlerimizle sızladı, nefeslerimiz yığınların altında daraldı, o gecenin ayazı bizim de içimizi titretti, yastığımız yorganımız adeta taş kesildi.

Bizim tesellimiz, takdirine sonsuz teslim olduğumuz, Rabbimizin buyruklarındadır. İnanırız ki “Elbette her zorluğun yanında bir kolaylık vardır. Gerçekten zorlukla beraber bir kolaylık vardır.” (İnşirah, 5-6). Hayat nasıl fani ise, bu hayat içinde yaşanan sevinçler de kalıcı değil elbet, acılar da geçici felaketler de geçici.

 

İmtihan sırayladır

Kadim tarihimizden bugüne değin, Allah Resulünün: “Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.” (Buhârî, Edeb 18;) çağrısını şiar edinerek dünya coğrafyasında yaşanan hiçbir drama sessiz ve duyarsız kalamayan, “Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim.” (Safahat, M. Akif Ersoy) diyerek yakın komşu, uzak komşu ayırt etmeksizin; nerede bir muhtaç, nerede bir mazlum var ise oraya yardım eli uzatmak için yarışan hamiyetperver cemaatimiz, bu yıl özellikle kendi coğrafyasında yaşanan acıları dindirmek, yaraları sarmak, yıkılanları onarmak için seferber olacaktır. Dün iyi dileklerine talip olarak yardımına koştuğumuz nice toplulukların bugün acımıza ortak olduğunu görmek ise ayrı bir şükür sebebimizdir.

 

Ramazan ayı, dayanışma ayıdır.

Diyanet İşleri Başkanlığı ile beraber her yıl farklı bir değerimizi gündemimize taşıyan kurumumuz DİTİB, bu yıl ise “Ramazan-ı Şerif Ayı Dayanışma Ayı’dır” diyerek Ramazan temasını güncellemiş ve bugün en çok ihtiyaç duyduğumuz konuya atıfta bulunmuştur. Rabbimiz Kerim Kur’an’ın’da Bakara Suresi 183. ayetinde: “Ey iman edenler! Sizden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi takva sahibi olasınız diye sizin üzerinize de oruç yazıldı (farz kılındı).” buyurmuş, oruç ibadeti ve takva duygusu arasındaki bağlantının önemine dikkat çekmiş “...İyilik ve takva hususunda yardımlaşın, günah ve haksızlık yolunda yardımlaşmayın...” (Maide, 2) buyurarak da iyilik ve takva hususunda dahi dayanışmanın ve yardımlaşmanın önemini vurgulamıştır. Zira bu ay, sadece nefsimize gem vurulan günler değil; yoksulların, düşkünlerin, yuvasızların, kimsesizlerin hatırlandığı ve korunduğu yoğun bir seferberlik ayıdır.

Adı Kur’an-ı Kerim’de zikredilen yegâne ay Ramazan

O, açlığı ve susuzluğu ibadete dönüştüren, paylaşmanın iftar şenliğine, kardeşlik ve beraberliğin bayram coşkusuna dönüştüğü, halisane bağlılığın ve kulluğun nice müjdeleri deruhte ettiği, sahuruyla, teravih namazıyla, mukabeleleriyle, kadir gecesiyle birlikte her bir öğesi ayrı bir rahmet vesilesi ve sonsuz mutluluğun habercisi olan ibadetler manzumesi ve rıza-ı ilahiyi kazanma kuşağıdır.

 

Ramazan ayı merhamet ayıdır

Bu Ramazan infaklarımızla gönül köprüleri kurmaya, yeniden sıcak yuvalar inşa etmeye devam edeceğiz. Bu yıl acımız namelerimizde yankılanacak, dualarımızda yer alacak, gözümüzün gönlümüzden döktüğü ortak derdimiz olacaktır. İftar sofralarımız Kahramanmaraş’a, Gaziantep’e, Hatay’a, Diyarbakır’a, Malatya’ya, Adıyaman’a, Adana’ya, Osmaniye’ye, Şanlıurfa’ya, Kilis’e ve Suriye’ye kadar uzanan kardeşlik sofraları olacaktır. Beraber sevinecek, birlikte bayram edeceğiz inşaallah.

Bu vesileyle Rabbimizden ülkemizde yaşanan elim deprem faciasında hayatını kaybeden kardeşlerimize rahmet, yaralılara acil şifalar ihsan etmesini niyaz ediyorum ve tüm İslam Aleminin Ramazan-ı Şerifini tebrik ediyor, bin aydan daha hayırlı olan bu kadri yüce ayın tüm insanlığın kardeşlik ve barışına, esenlik ve hidayetine vesile olmasını temenni ediyorum. 

 

Die Integrationsbeauftragte der Bayerischen Staatsregierung Gudrun Brendel-Fischer, MdL, startet pünktlich zum Beginn derInternationalen Wochen gegen Rassismus am 20. März mehrere Maßnahmen für Jugendliche unter dem Motto „Vereint in Vielfalt – geschlossen gegen Rassismus!“. Die Beauftragte mahnt: „Aktuelle Statistiken weisen leider auf einen Anstieg antisemitischer, antimuslimischer und antiziganistischer Straftaten hin. Dazu kommen Anfeindungen aufgrund der Hautfarbe oder sexuellen Identität. Wir müssen uns diesen beunruhigenden Entwicklungen entgegenstemmen! In unserer Gesellschaft ist kein Platz für Rassismus und Diskriminierung.“

 

Herzstück der geplanten Maßnahmen ist - neben einem Podcast für junge Menschen - die Möglichkeit für Schulen und Jugendgruppen, von der Koordinierungsstelle „Schule ohne Rassismus – Schule mit Courage“ empfohlene Referentinnen und Referenten über die Homepage der Integrationsbeauftragten zu buchen. Hierbei geht es beispielsweise um die Bekämpfung von Vorurteilen sowie die Aufklärung über Verschwörungstheorien. 

 

Die in Zusammenarbeit mit dem Sankt Michaelsbund und der Europäischen Janusz Korczak Akademie erstellten Podcasts bzw. Videoclips sollen Lehrkräfte und Referenten bei ihrer Arbeit unterstützen, können aber auch frei verwendet werden.

 

In den für junge Menschen konzipierten Podcasts  „Date statt Hate“ werden unter Einbezug  der Fragen von Jugendlichen Experten zu unterschiedlichsten Themen interviewt. Sie sprechen über sensible Inhalte wie Frauenrechte, Racial Profiling oder über das Spannungsverhältnis zwischen sexueller Identität und Religion.

 

Das Videoprojekt „Mut tut gut! – Videoclips, über die wir reden müssen“ zum Thema Alltagsrassismus beruht auf wahren Geschichten. Diese wurden von Alumni der ersten Staffeln von YouthBridge in kurze Szenen umgesetzt und eingespielt.

 

Flankiert werden diese Maßnahmen durch eine bayernweite Kinotour der Beauftragten mit der Autorin und Filmemacherin Mo Asumang, die ihre Doku „Die Arier“ zeigt und im Anschluss mit den Schülern diskutiert. Die Doku wird in 12 Kinos vor Schulklassen gezeigt und startet ebenfalls am kommenden Montag

 

 

MOSKOVA (AA) - Rusya'nın başkenti Moskova'da İstiklal Marşı'nın TBMM tarafından kabulünün 102. yıl dönümü ile 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 108. yıl dönümü dolayısıyla tören düzenlendi.

Türkiye'nin Moskova Büyükelçiliği'ndeki törene Büyükelçi Mehmet Samsar'ın yanı sıra büyükelçilik çalışanları, basın mensupları, çok sayıda Türk ve Rus vatandaşı katıldı.

İstiklal Marşı ve Rus Marşı’nın okunmasıyla başlayan etkinlikte konuşan Samsar, her milletin bir bağımsızlık sembolünün olduğunu belirterek, "Bu sembollerden birincisi bayrak, ikincisi ise milli marştır. Bizim de ay yıldızlı bayrağımız ve İstiklal Marşımız milletimizin ebedi vazgeçilmezleri arasındadır." dedi.

İstiklal Marşı'nın Türk milletinin canı pahasına koruduğu vatanın yeniden doğuş öyküsü ve bağımsızlık destanı olduğunu söyleyen Samsar, "Tarihin her döneminde bağımsızlığına ve vatanına yönelik tehditlere birlik ve beraberliğinden ödün vermeden karşı koyan aziz milletimiz, inanıyorum ki Akif'in (Ersoy) İstiklal Marşı ile ortaya koyduğu değerlerimize her zaman sahip çıkacak, ortak sesimiz, ortak vicdanımız olan İstiklal Marşımızı ebedi muhafaza edecektir." şeklinde konuştu.

- "Çanakkale, Türk'ün imkansızı dünyaya haykırdığı yer"

Büyükelçi Samsar, Çanakkale Deniz Zaferi'nin 108. yılını gurur ve heyecanla idrak ettiklerini dile getirerek, "Tarihte askerlerine 'Size taarruz etmeyi değil, ölmeyi emrediyorum!' diyebilen Atatürk'ten başka bir komutan, bu ölme emrini tereddütsüz yerine getiren Mehmetçikten başka asker ve Türk milletinden başka bir millet bulunamaz." ifadelerini kullandı.

Çanakkale Savaşı'nın bir seferberlik savaşı olduğunun altını çizen Samsar, ülkede eli silah tutan herkesin bu savaşa koştuğuna dikkati çekti.

Samsar, "Çanakkale'yi Çanakkale yapan boğazı geçmek için tüm dünyadan gelenleri karşılayan o asil ruhtur. O öyle bir ruhtur ki çelik ve barut, inancın, imanın ve azmin karşısında yenik düşmüştür. İşte bu yüzden Çanakkale inançtır, Çanakkale cesarettir, Çanakkale Türk'ün imkansızı dünyaya haykırdığı yerdir. İşte bu yüzden Çanakkale geçilmemiş, geçilememiştir." dedi.

Çanakkale'de birlik, kardeşlik ve dayanışmanın sergilendiğini vurgulayan Samsar, bunun Türk halkına zaferi getirdiğini ve Kurtuluş Savaşı için gerekli cesaretle mücadele ruhunu verdiğini belirtti.

Samsar, Çanakkale Savaşı'nın Mustafa Kemal Atatürk'ü milletin geleceğe ait vazgeçilmez önderi yaptığını dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bugün Çanakkale'nin yanı sıra Sarıkamış'ta, Yemen'de, Kurtuluş Savaşı'nda, Kıbrıs'ta, terör örgütü PKK ile mücadelede, 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekatları da dahil olmak üzere vatanları için şehit olan tüm kahramanları da minnetle anıyoruz. Yine bugün 1973'ten bu yana dünyanın 19 ayrı ülkesinde hain terör örgütlerinin saldırılarında şehit verdiğimiz, çoğu Dışişleri Bakanlığı mensubu 40'a yakın kamu görevlisi ve aile fertlerini de saygıyla anıyoruz."

Törene katılanlara Çanakkale Savaşı'nda Türk askerinin menüsündeki buğday çorbası ve üzüm hoşafı ikram edildi. 
 
 
KÖLN (AA) - Almanya’da Köln, Düsseldorf, Stuttgart ve Karlsruhe havalimanlarındaki çalışanların uyarı grevi sebebiyle yüzlerce uçuş iptal oldu.
 

Havalimanlarında çalışan personel, maaşlarında artış yapılması talebiyle Ver.di Sendikasının çağrısıyla bir günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirdi.

Alman Havalimanları Birliği (ADV), iş bırakma eylemi nedeniyle havalimanlarındaki 583 uçuşun iptal edildiğini, iptallerin 76 binden fazla yolcuyu etkilediğini duyurdu.

 

Uçuştan etkilenen yolcuların önceden bilgilendirildikleri belirtilerek, söz konusu havalimanlarından uçuşu olanlardan seferlerin güncelliğini kontrol etmeleri istendi.

Almanya'nın en büyük havalimanlarından Köln Bonn ve Düsseldorf'taki uyarı grevinin gece yarısına kadar, bazı uçuşlarda ise yarın sabah 07.00'ye kadar süreceği bildirildi.

 

Düsseldorf Havalimanı'nda planlanan 391 kalkış ve inişten 264'ünün, Köln Bonn Havalimanı'nda da 100 uçuşun iptal edildiği bilgisi paylaşıldı.

 

BERLİN (AA) – Almanya’da Genelkurmay Başkanlığı görevine Korgeneral Carsten Breuer atandı.

Almanya Savunma Bakanlığında Breuer (58) için askeri tören düzenlendi. Törene Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius da katıldı.

 

Törenin ardından görevine başlayan Breuer, Twitter'dan yaptığı açıklamada, Genelkurmay Başbakanlığı görevini üstlenmenin kendisi için büyük onur, sorumluluk ve sevinç olduğunu belirterek bu görevi tevazu içinde ve kararlıkla yerine getireceğini ifade etti.

Breuer, halefi Ebehard Zorn'a da Alman ordusunda verdiği hizmet için teşekkür etti.

 

1984'te Alman Ordusu'nda hava savunma alayında hizmete başlayan ve Rendsburg'daki Ordu Hava Savunma Okulunda subay eğitimini tamamlayan Breuer, daha sonra Hamburg Üniversitesinde pedagoji eğitimi aldı.

Alman Ordusunda çeşitli görevlerde bulunan Breuer 2015-2016 yıllarında Almanya'nın savunma ve güvenlik politikasının ana hatlarının çizildiği “Beyaz Kitap"ın hazırlanmasında Alman Silahlı Kuvvetlerin proje sorumlusu görevini üstlenirken, 2021-2022 yıllarında Alman hükümetinin Kovid-19 ile mücadele için kurduğu kriz masasının ve son olarak da acil durumlarla ilgili ülke içi operasyonlar biriminin başkanlığını yaptı.

 

Alman medyasında yer alan haberlerde, Breuer'in Almanya'nın Ukrayna'ya verdiği Gepard uçaksavar tankı kullanımı konusunda uzman olduğu kaydedildi.

 

KÖLN (AA) - Almanya'nın Köln kentinde 1991'de 16 yaşındayken öldürülen Seçkin Çağlar'ın dosyasının tekrar açıldığı ve polisin faili meçhul cinayetle ilgili tekrar araştırma başlatıldığı duyuruldu.

Köln'ün Poll semtinde 32 yıl önceki faili meçhul cinayetin aydınlatılması için 350 erkekten alınacak tükürük örneğiyle DNA testi yapılacağı belirtildi.

Çağlar, işten eve dönerken kimliği belirsiz bir kişi tarafından öldürülmüştü.

Olayı araştıran kıdemli savcı Ulrich Bremer, cinayetin işlendiği Poll semtinde yaşayanlar arasında yapılacak testle ilgili, "Katılım gönüllülük esasına dayanıyor ve tanıklara yönelik." dedi.

Teste katılanların olayın faili olmaktan kurtulacakları, testi reddedenlerin ise fail olma ihtimallerine karşı olayla ilgili daha detaylı araştırılacağı kaydedildi.

Yüksek Seçim Kurulunca (YSK) 14 Mayıs'ta yapılacağı açıklanan Cumhurbaşkanı Seçimi ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'nde oy kullanacak olan ve yurt dışında yaşayan vatandaşların adres beyanında bulunarak yurt dışı seçmen kütüğüne kayıt yaptırabilmeleri için yurt dışı temsilcilikler bugünden itibaren hafta sonları da hizmet vermeye başladı. Türkiye'nin Köln Başkonsolosluğu'nda bu hafta sonu adres beyanı başvurularının yanı sıra tüm konsolosluk işlemleri için tam mesai düzeniyle çalışılırken, diğer iki hafta sonu sadece adres beyanında bulunulabileceği açıklandı.
 
 
 
 
 
 

Türk-Alman ilişkilerine yaptığı katkılar ile bilinen Prof. Dr. Ramazan Çalık‘ın hafta sonu kalabalık bir topluluk ile İyi Parti’ye katılması bölgeyi tanıyan Almanlar arasında da yankı buldu. Uzun yılllar Alman arşivlerinde çalışmalar yapan Tarih Profesörü Ramazan Çalık’ın Antalya’da İyi Parti saflarına katılması Çalık’ı gerek Almanya’dan tanıyan ve gerekse bölgede belediye başkanlığı yaptığı yıllardan tanıyanlar, “Sayın Prof. Dr. Çalık iki ülke ilişkilerini çok iyi bilmesi ve ortak tarih konusundaki bilgilendirmelerinden yakından tanıdığımız bir isim. Kendisinin Türkiye siyasetinin önemli bir ismi olduğunu biliyoruz. Türk-Alman ilişkileri alanındaki derinliğini hem Belek tatilimizdeki değişik uluslararası etkinliklerden, hem de Almanya’daki basına yansıyan çalışmalarından yakından tanıyoruz“ şeklinde konuştular.

 

İyi Parti’ye geçmesinden hemen sonra kendisine telefon ile ulaştığımız Prof. Dr. Ramazan Çalık ise, “Ülke siyaseti açısından baktığımızda Türkiye bir değişim istiyor. Ancak Merkez sağ partilerde devam eden siyasi çalışmalarımızın artık İYİ Parti çatısı altında sürdürmenin önem arzettiğine inanmaktayım. Türkiye siyasetinin orta direği merkez sağ partilerdir. İbre artık her yönü ile İYİ Parti’yi gösteriyor ve İYİ parti merkezin kalbi konumuna dönüşmüş durumdadır” şeklinde konuştu.

 

Bilindiği gibi Prof. Dr. Ramazan Çalık Serik belediye başkanlığı döneminde Türkiye – Almanya ilişkilerini konu alan çok sayıda uluslararası etkinliğe imza atmış ve akademisyen olarak uzun yıllar Bundesarchiv ve Nationalbibliotek de Osmanli Alman ilişkileri konusunda çalışmalarda bulunmuştu..

 

Almanya IKG Enstitüsü Başkanı Dr. Latif Çelik yaptığı açıklamada Türkiye’nin uluslararası ağırlığını ve yeni dengelerin kurulmasını Ay Haber için değerlendirdi.

 

İkinci Dünya Savaşı sonrası iki kutup üzerinde devam eden dünya düzeni 90’lı yılların başında Rusya lehine bozulunca Anglo-Sakson emperyalizminin Avrupa’nın her tarafını etkisi altına almaya başladığını belirten IKG Enstitüsü Başkanı Dr. Çelik“Kapitalizm hiç doymuyor maalesef. Ne kadar verirsen daha fazlasını istiyor ve dünyayı sömürmesinde sınır tanımıyor. 2000’li yılların başına kadar özellikle Ortadoğu, İslam Dünyası, Batı Asya’da tutunmaya  çalışan yeni model Amerikan Emperyalizmi Türkiye’nin güçlendikçe kendilerinin sözünü dinlemeyeceğini tahmin edebiliyor, ama bu kadar çabuk yeni denklemlerin aleyhine gelişeceğini kestiremiyordu. Türkiye’yi Rusya korkusu ile terbiye etmeye çalışan, bunun için istediği silahları istediği fiyata satan çok uluslu Amerikan emperyalizmi, kendi silahlarını yapmaya çalışan Türkiye’yi son 10 yılda ciddi anlamda dışlamaya çalıştı. Milletleri borçlandırarak yola getirmeye çalışan ve kendi hegemonyasını devam ettirmenin politikasını adım adım uygulayan Okyanus ötesi emperyalizm, Avrupalı dostlarını da yanına alarak Türkiye‘ aleyhtarı politikalar sahneye koymaktadır. Devşirdiği yerli işbirlikçiler ile birlikte sömürü düzenini devam ettirmenin yollarını aramaktadırlar“ şeklinde konuştu.

 

Yaklaşan seçimlerde Türkiye‘nin iç huzurunu mümkün olduğunca bozmaya çalışanlar hiç bir zaman emellerine ulaşamayacak ve Türk insanının birliği hiç bozulmayacaktır diyen IKG Enstitüsü Başkanı Dr. Latif Çelik,  “Türk insanı yedisinden yetmişine geleceğinin garantisinin iç huzur ve birbirimize güvenmekten geçtiğini bilmektedir. Aklın yolu birdir. Türkiye’ye uçak gerek ise kendisi yapmalı, gemi teknolojisi için kendisi çalışmalıdır. Hızlı tren yollarını, raylarını kendi mühendisleri döşemeli ve uçaklarını kendi pilotları uçurmalı. Ciddi anlamda yetişmiş insan kaynağı olan Türkiye kayıp yıllarını çok hızlı bir şekilde telafi ederek bölgenin en önemli barış ve istikrar gücü olacaktır. Kısa bir süre öncesine kadar en basit gözetleme araçlarını başka ülkelerden alan Türkiye’nin şimdi aynı teknolojileri 28 ayrı ülkeye satıyorsa, prensibli çalışınca neler yapabileceğimizi çok kolay farkediyoruz. Bu alanda Türk-Alman teknolojik işbirliği de çok önemlidir”  dedi.

 

IKG Enstitüsü Başkanı Dr. Latif Çelik, “21. Asır ortasına kadar dünya siyasetinin terazisini Türklerin tuttuğunu ve Türkiye’nin ciddi bir denge unsuru olduğunu çok açık göreceğiz” şeklinde sözlerini tamamladı.