Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

İstanbul Yozgatlılar Federasyonu (İYF)hizmetlerinden olan Istanbul Fatih'de  Yozgat Yurdu bu dönem tekrar öğrencilere kapılarını açtı. Yozgatlılar Federasyonu genel başkanı Ahmet Yılmaz yaptığı basın açıklamasında,"Pandemi nedeniyle 2 yıldır kapalı olan İstanbul Yozgatlılar Federasyonumuzun Üniversite Erkek öğrenci Yurdu bu yıl tekrar öğrenci kayıtlarına başlayacak" dedi  Yozgatlı hemşehri ve dernek yönetici başkanlarımıza bir çağrıda bulunarak,"Ülkemizin  illerinden öğrencileri referanslarınız ile kabul edebiliriz. İstanbul Fatih'de Yozgat Erkek öğrenci Yurdu öğrencilerimizi bekliyor"dedi.
 
Genc beyinlere sahip çıkalım.
 
Öğrenci kayıtlarına tekrar başlayacak olan Yozgat erkek öğrenci Yurduyla ilgili Adnan Yılmaz'da şöyle konuştu; "Hayırlı olsun Yozgatlı genç beyinlere sahip çıkmak gerekiyor eğitim de öğretiminde yanlarında olursak görev alan gençlere hayırlı oluşuna gidip plaket takdim edildiğinde onlarda inşallah Yozgatlı için gerekeni yaparlar diye düşünüyorum güzel hizmet tebrik ederim" dedi.
 
Haber: Doğan Tufan / Istanbul
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 19-20 Temmuz’da KKTC’ye, Türkiye’nin önde gelen siyasileri ve bazı Bakanlar ile birlikte yaptığı ziyaret ve açıklamalar, dünya siyasetinde inanılmaz bir deprem yarattı.
 
Her fırsatta “Dünya Beş’ten büyüktür” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kastettiği BM Güvenlik Konseyi üyeleri, bunlara ilaveten AB Yöneticileri, Helen dünyası ve Helen dünyasının yardakçıları hop oturup hop kalktılar, ard arda açıklamalar yaptılar ama hiçbir işe yaramadı.
 
Maraş’ta ikinci etap olarak yaklaşık 175 bin metre kare alanın açılmasının verdiği mesaj, algılandığından çok daha öte anlamlar içeriyor. Başta Rumlar olmak üzere bu açılımın ne demek olduğunu anlayanlar, bu siyasi adımın nerelere kadar ulaşacağını net bir şekilde kestirebildiklerinden ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar.
 
Beş’lerin, Helen dünyası ve yardakçılarının Türkiye’yi kınamaları boşuna ve usulen.
Gerçekte 16 Temmuz’da aldıkları bir kararla Maraş’ın ikinci etap açılışına karar veren KKTC Bakanlar Kurulu, KKTC devleti. Kınanması gereken gerçekte de KKTC Hükümeti ama, KKTC’nin varlığını tanımadıkları için “vur abalıya” misali, sadece Türkiye’yi kınamak ellerinden geliyor.
 
Maraş’ta taşınmaz malı olduğunu iddia ederek, Maraş’a yerleşmeye ve yaşamlarını KKTC toprakları içinde, Kıbrıslı Türklerin egemenliği altında devam ettirmeye gelecek olan Rumların yaratacağı siyasi deprem ise çok daha büyük olacak. Kısa ve öz olarak, KKTC’nin varlığının ve yasallığının öncelikle Rumlar tarafından kabul gördüğü ortaya çıkacak. Zaten Rum lider Anastasiadis’i de çıldırtan bu olasılık.
 
Anastasiadis 22 Temmuz Perşembe günü toplanan Rum Ulusal Konsey’de, Maraş’ın 2. etap açılımına karşılık; KKTC siyasilerinin, -1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurucu ortaklarından olan Kıbrıs Türk halkının bir ferdi olmaları nedeni ileü- sahip oldukları AB pasaportlarının geri alınmasını talep etti, sanki de kendisi lütfederek vermiş gibi. Keşke geri alacak, iptal edecek kararı alabilse…
 
Anastasiadis’in yaptığına “siyasi gaf” deniyor, uluslararası politikada. Söylediğini yapması zor ama bizim için sıkıntı değil.  60 Cumhuriyeti’nin bize sağladığı pasaportları almakla Türklerin maruz kaldığı bir başka haksızlık daha ortaya çıkar, ki Türkiye Cumhuriyeti, siyasilerimize Diplomatik Pasaport, bürokratlarımıza da, hiç bir yerde vize gereksinimi olmayan Yeşil Pasaport verir. Bu gelişmelerin ardından da Rum’dan kopuş ve adadaki ayrılık daha da kalıcılaşır.
 
Öte yandan; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AB’nin Maraş açılımının kınamasına “2004 yılında Annan Planı sürecinde verdiğiniz sözleri halen daha tutmadınız, yerine getirmediniz” yanıtını vermesi, AB’nin nasıl tek yanlı davrandığını, açık ve net olarak bir “Hristiyan devletlerden oluşmuş birlik” olduğunu ortaya koymakta, işine geldiğinde “yalan söylemeyi” politik strateji olarak uyguladığını ve güvenilemez bir birlik olduğunu gözler önüne sermekte.
 
İsrail’in Türkiye’yi kınaması ise çok normal.
25 bölümlük “Yahudi Protokolleri” zaten İsrail’e bu şekilde davranmasını emretmekte.
Kendisinin, BM’nin tüm kararlarına rağmen halen daha Golan Tepelerini, Kudüs’ü, Sina Yarımadasını ve Süveyş Kanalı’nın doğu yakasını işgal etmesine bakmaksızın, Maraş’ın KKTC toprakları içinde olduğunun göz ardı ederek Türkiye’yi kınamaya çalışması çok gülünç ve bir başka siyasi gaf gerçekten.
 
Son söz külliye tartışmalarına; Adının ne olduğu önemli değil. Şayet bu topraklara çaktığımız tek çivi bile Rumları/Türk düşmanlarını rahatsız ediyor ve Türklerin Kıbrıs adasına imza atmaları sorun oluyorsa biz doğru yoldayız demektir. Devlet olmanın tüm unsurlarını taşıyan KKTC, bu devleti güçlendirecek, mamur kılacak, varlığını perçinleyecek adımlar atarak yoluna gitmek durumundadır. Eğer 2023 Ekiminde, 2004 yılının 24 Nisanında oylanan Annan Planında yer alan “Kıbrıs Türk Devleti”ne geçiş olacaksa, Metehan’da 500 dönümlük bir alan içinde, Meclis binası, kütüphanesi, Konferans salonları ile bir Cumhurbaşkanlığı külliyesinin olması, “Kıbrıs Türk Devleti”nin saygınlığına saygınlık katacaktır. Buradaki rahatsızlık Türklerin adaya imzalarını atmalarıdır, tıpkı 450 yıldır olduğu gibi…
 
Prof. Dr. Ata Atun, Kıbrıs İlim Üniversitesi

BERLİN (AA) - Almanya’nın başkenti Berlin’de, mahkemenin yasaklamasına rağmen yeni tip koronavirüs (Kovid-19) karşıtları hükümetin politikalarını protesto etti.

Güvenlik güçleri ile göstericiler arasında zaman zaman arbede yaşanırken, polis göstericileri dağıtmak için biber gazı ve orantısız şiddet kullandı.

Mukavemet gösteren çok sayıda Kovid-19 karşıtı kimlik tespiti yapılmak üzere geçici olarak gözaltına alındı.

Zafer Anıtı meydanına girişleri Toma ve barikatlarla kapatan polis, protestocuların Federal Meclis ve Brandenburg Kapısı yönüne gitmelerine izin vermedi.

Protestocuların bölgeye girmesini engellemek ve sosyal mesafe, maske kuralına uymasını sağlamak için bölgede 2 bin 250 polisin görev yaptığı aktarıldı.

BERLİN (AA) - Uluslararası Demokratlar Birliği (UID) Türkiye'nin farklı noktalarında meydana gelen yangınlar nedeniyle Türk Kızılay'ı ile iş birliği içerisinde bir yardım kampanyası başlattı.

UID'den yapılan açıklamada, "Yangın bölgelerinde çalışmaları yürüten ekiplere ve mağdur olan vatandaşlara destek vermek üzere Türk Kızılay ile kooperatif kurarak yardım kampanyası başlatmış bulunuyoruz." ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada Türkiye'nin birçok il ve ilçelerinde çıkan yangınlar sonucu ormanlar ve yerleşim yerlerinin olumsuz etkilendiği vurgulanarak, "UID ailesi olarak ülkemize can olmak üzere Avrupa’da tüm mekanizmalarımızı harekete geçirdik. 'Avrupa'dan bir fidanlık bir nefes de sen ol' adlı kampanyamızla yaraların sarılmasına yardımcı olmaya davet ediyoruz." ifadelerine yer verildi.

Yardım yapmak isteyenlerin DE 26 5122 0700 1080 0000 01 numaralı IBAN'a havale yapabilecekleri kaydedildi.

Kısa AYDEF olan Almanya Yozgat Dernekler Genel Başkanı  Salih Çelik kurban bayrami mesajı yayınladi. Salih Çelik  ”Dostluğun, barışın, birlik ve beraberlik anlayışının en ileri düzeyevardığı bir Kurban Bayramına daha ulaşmanın mutluluğunu ve sevinciniyaşıyoruz ”dedi. Tüm İslam Türk âleminin kurban bayramını tebrik eden AYDEF Başkanı Salih Çelik, mesajında şunları kaydetti:“ Gurbetde ve ülkemde yaşayan hemşehrilerim, dayanışma ve şefkat duygularının zirveye ulaştığı mübarek Kurban Bayramı’na ulaşmanın heyecanı ve mutluluğu içindeyiz.
 
Öncelikle bu önemli ve anlamlı günlerin içinde yaşadığımız ülke ve ülkemin,, İslam âlemi ve insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyor; daha nice bayramlara sağlık, mutluluk ve huzur içinde ulaşmayı Yüce Allahtan  temenni ediyorum.
 
Bayramlar, toplumda karşılıklı sevgi ve saygı bağlarını pekiştiren, dargınlıkları unutturup barıştıran, kardeşçe kucaklaştıran, birlik ve beraberliği, bir arada yaşama arzusunu kuvvetlendiren müstesna günlerdir.
 
İnsanı insan yapan değerlerin ve erdemlerin yoğun olarak yaşandığı günler olan bayramlar, toplumsal hayatımız açısından da çok büyük bir öneme ve değere sahiptir.
 
Bu duygu ve düşüncelerle, tüm gurbetde yaşayan kardeşlerimizin  Kurban Bayramını en içten dileklerimle kutlar, tüm insanlık için barışa, sevgiye, kardeşliğe vesile olmasını temenni eder, sevgi ve saygılarımı sunarım.” dedi.
 
Haber: Dogan Tufan

Liebe Mitbürgerinnen, liebe Mitbürger,
seit der Bundestagswahl im Herbst 2005 bin ich für den Wahlkreis Würzburg Stadt / Land Abgeordneter im Deutschen Bundestag. Als Direktkandidat der CSU vertrete ich dort ca. 220.000 Wahlberechtigte.
 
Für mich ergibt sich daraus ganz klar der Auftrag, mich in Berlin für die Belange der Region Würzburg und der dort lebenden Menschen einzusetzen. Darüber hinaus möchte ich meinen Teil dazu beitragen, Deutschland als Ganzes zu modernisieren und für die Zukunft fit zu machen, damit unser Land auch für nachfolgende Generationen lebens- und liebenswert bleibt.


Auf den folgenden Seiten möchte ich Ihnen Einblicke in meine politische Arbeit, aber auch über mich persönlich geben. Eine möglichst zeitnahe Bereitstellung aktueller Informationen aus dem Wahlkreis und aus dem Bundestag ist mir dabei sehr wichtig.
Seit dem 30. Januar 2018 bin ich gewählter Vorsitzender und Sprecher der Arbeitsgruppe der CDU/CSU-Fraktion für Tourismus. In dieser Funktion habe ich mich mit Erfolg dafür eingesetzt, die Rahmenbedingungen für die Tourismuswirtschaft in Deutschland weiter zu verbessern. Dazu gehört vor allem die Entwicklung einer nationalen Tourismusstrategie des Bundes, um das Potenzial und die Chancen der Branche noch besser auszuschöpfen. Ein Schwerpunkt ist dabei die Stärkung des Tourismus im ländlichen Raum, der hier oft ein Motor der gesamtwirtschaftlichen und gesellschaftlichen Entwicklung ist.


So gibt es jetzt ein Kompetenzzentrum Tourismus des Bundes mit einem breiten Informations- und Fortbildungsangebot vor allem für das mittelständische Tourismusgewerbe. Dort ist auch ein Online-Förderwegweiser Tourismus des Bundeswirtschaftsministeriums eingestellt, bei dem infrage kommende Fördermöglichkeiten mit wenigen Klicks schnell, einfach und übersichtlich abgerufen werden können. Mit dieser Datenbank ist ein Zugriff auf mehr als 500 Förder-programme auf Landes-, Bundes- und EU-Ebene möglich.


Für Beherbergungsbetriebe haben wir einen wichtigen Beitrag zum Bürokratieabbau geleistet: Die Meldung von Hotelgästen, für die bisher handschriftlich unterschriebene Meldescheine erforderlich waren, kann jetzt digital erfolgen. Wir haben das Gastgewerbe auch mit der zunächst befristeten Einführung des reduzierten Mehrwertsteuersatzes in der Gastronomie zum 1. Juli 2020 spürbar entlastet. 
Weiterhin haben wir eine deutliche und dauerhafte Anhebung der Haushaltsmittel für die Auslandsvermarktung durch die Deutsche Zentrale für Tourismus (DZT) erreicht. Mit diesen Mitteln kann ein Vielfaches an Steuermehreinnahmen bewirkt werden, die sich aus zusätzlichen Übernachtungen internationaler Gäste und deren Ausgaben ergeben. Die DZT leistet hervorragende Arbeit, sowohl in der Vermarktung Deutschlands als Tourismusstandort als auch in der Beratung der Tourismuswirtschaft und der Mittelstandsförderung.


Zu den Erfolgen beim Verbraucherschutz gehört, dass wir einen besseren Insolvenzschutz für Pauschalreisen auf den Weg gebracht haben. Die Kundengelder werden künftig über einen von Reiseveranstaltern finanzierten Fonds gesichert. Die Thomas Cook-Pleite im September 2019 hatte die unzureichende Wirksamkeit der bisherigen Regelung gezeigt, da der Erstattungs-anspruch der Kunden auf ihre An- und Restzahlungen auf den Reisepreis nicht vollständig erfüllt werden konnte.
Die wichtigste Aufgabe in diesem Arbeitsbereich war und ist aber zweifellos die Unterstützung der Branche bei der Bewältigung der Corona-Krise, die den Tourismus besonders getroffen hat. Wir haben dafür schnelle und umfangreiche Hilfsangebote in die Wege geleitet und es geschafft, dabei auch die besondere Problematik der Reisebranche zu berücksichtigen. Selbst der Personalaufwand für Stornierungen und Umbuchungen von Reisen, der Ertragsausfall von Reisebüros für Provisionen sowie die Margen von Reiseveranstaltern werden als Fixkosten anerkannt.

Auch in den kommenden 4 Jahren möchte ich Würzburg Stadt und Land eine starke Stimme in Berlin geben und mich im Deutschen Bundestag weiterhin konsequent für die Bürgerinnen und Bürger unserer Region für die Lösung wahlkreisspezifischer Probleme einsetzen. Um auch zukünftig die Sorgen und Anliegen der Menschen vor Ort aufgreifen und in den politischen Prozess einbringen zu können, bitte ich Sie heute erneut um Ihr Vertrauen und Ihre Unterstützung. 
Weiterführende Informationen finden Sie auch unter https://www.csu.de/verbaende/kv/wuerzburg-stadt/bundestagswahl-2021/
 
Allen, die an politischen Fragestellungen interessiert sind oder die schon immer mal wissen wollten, wie der Arbeitsalltag eines Bundestagsabgeordneten aussieht, wünsche ich viel Spaß auf meiner Homepage.
 
Ihr Bundestagsabgeordneter Paul Lehrieder

BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Angela Merkel, Rheinland-Pfalz eyaletinde selden etkilenen Eifeldorf Schuld köyünde incelemelerde bulundu.
 
Merkel’e Rheinland-Pfalz eyaleti Başbakanı Malu Dreyer, Schuld Belediye Başbakanı Helmut Lussi ve diğer yetkiler eşlik etti.
 
Selden etkilenenlerle ve arama kurtarma ekipleriyle görüşen Merkel, bölgedeki durumla ilgili bilgi aldı.
 
Daha sonra Andenau kentinde geçerek basın toplantısı düzenleyen Merkel, "Buraya bugün federal hükümet tarafından gerçeküstü hayaletimsi durumun gerçek resminin görülmesi için geldim." dedi.
 
Merkel, durumun korkutucu olduğuna işaret ederek, Alman dilinde bu yıkımı tanımlamak için bir kelime bulunmadığını söyledi.
 
İnsanların birlikte ve dayanışma içinde olmalarından mutlu olduğunu dile getiren Merkel, "Biz sizin yanınızda duruyoruz." dedi.
 
- Bakanlar Kurulu selden etkilenen bölgeler için yardım programını görüşecek
 
Merkel, çarşamba günü Bakanlar Kurulu'nda selden etkilenenlere hızlı yardım yapılması, orta vadeli yapılacak görevler konusunda ve uzun vadede altyapının yeniden inşa edilmesi için bir program kabul edileceğini, bu paranın merkezi olarak değil yerel yönetimlerce dağıtılacağını kaydetti.
 
Ülke genelinde, bu bölgedekiler için dayanışmanın süreceğine emin olduğuna dikkati çeken Merkel, "Şu anda çok bağışlar, gönüllüler var ancak bunun koordine edilmesi lazım. Bu nedenle para bağışı yapmak, yapılabilecek en iyi şeydir veya birkaç hafta sonra neler yapılacağını sormak." diye konuştu.
 
Merkel, doğanın nasıl bir şiddetle hareket edebileceğinin burada görüldüğünü belirterek, kısa, orta ve uzun vadede son yıllarda daha fazla iklim ve çevre konularını dikkate alarak doğanın bu gücüne karşı koyacaklarını söyledi.
 
- İklim değişikliğiyle mücadele daha hızlı olmalı
 
İklim değişikliğiyle mücadele edilmesini isteyen Merkel, "İklim değişikliğiyle mücadelede daha hızlı olmamız lazım." değerlendirmesinde bulundu.
 
Merkel, "İklimin korunmasına yatırım pahalıdır evet ancak iklimin korunması yapılmadığında daha da pahalı olduğunu burada görüyoruz." dedi.
 
Buradaki durumu gördüğünde ilk ne düşündüğünün sorulması üzerine Merkel, "İnanılmaz. Resimlerden görüldüğünde inanılmazdı ancak yerinde gördüğünüzde bir kez daha başka bir izlenim ediniyorsunuz. Bundan dolayı yerinde ziyaretler bu nedenle çok önemli." ifadesini kullandı.
 
Merkel, Alman ordusunun ihtiyaç duyulduğu sürece bölgede kalacağı sözü vererek, diğer eyaletlerin de yardım etmeye hazır olduğunu aktardı.
 
Sel konusunda daha iyi bir uyarı sistemine ihtiyaç duyulup duyulmadığına ilişkin soru üzerine Merkel, bundan sonra neyin iyi yapılabileceğini düşündüklerini belirtti.
 
Merkel, doğanın gücüne bir parça maruz kalındığını ve şimdi bu gibi durumları engelleyebileceklerine ilişin bir söz verilemeyeceğini söyleyerek, "Ama elektriğiniz yoksa, dijital bağlantınız yoksa bu çok zor bir durum." ifadesini kullandı.
 
- Kayıpların aranmasına devam ediliyor
 
Kuzey-Ren Vestfalya Eyaleti Başbakanı Dreyer de bölgenin yeniden imar edilmesinin uzun süreceğini kaydetti.
 
Şimdi önceliğinin kayıp insanların bulunması olduğunu vurgulayan Dreyer, "Kayıp olanları bulmadan rahat durmayacağız." dedi.
 
Almanya’nın batısındaki Rheinland-Pfalz ve Kuzey-Ren Vestfalya eyaletlerinde, aşırı yağışların neden olduğu sel ve su baskınlarında en az 156 kişinin öldüğü açıklanmıştı.
 
Diğer taraftan selin etkili olduğu bölgelerde arama-kurtarma çalışmaları sürerken, suyun çekildiği bölgelerde enkaz kaldırma ve temizlik çalışmalarına başlandı.

 

BERLİN (AA) - İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) Teşkilatı bünyesinde bulunan uluslararası yardım kuruluşu Hasene Derneği, Avrupa’da selden etkilenen afet bölgelerinde sıcak yemek, su ve çeşitli yardım malzemesi dağıttı.
 
IGMG'nin kurduğu kriz masası sorumlusu Tahir Köksoy, AA muhbirine yaptığı açıklamada, Avrupa’da özellikle Belçika, Hollanda ve Almanya’da su baskınları ve sel felaketinin hemen arından kriz masası oluşturulduğunu söyledi.
 
Kriz masasında hangi yerlerde neye ihtiyaç duyulduğunun tespit edildiğini anlatan Köksoy, Hasene Derneğinin "mobil aşevlerine" sahip olduğunu ve bunları hemen afet bölgelerine yönlendirdiklerini belirtti.
 
"Mobil aşevleri" ile Almanya ve Belçika’da arama kurtarma ekiplerine ve mağdurlara sıcak yemek verdiklerini anlatan Köksoy, "Almanya’nın Stolberg kentinde içme suyu yok. Oraya içme suyu götürdük. İlk önce acil ihtiyaç olan gıda, sıcak yemek, su ulaştırdık." şeklinde konuştu.
 
Köksoy, selin etkili olduğu farklı bölgelerde de Hasene'nin bölge temsilcileri ve gönüllüler tarafından acil ihtiyaç duyulan konularda çeşitli yardımların yapıldığını aktardı.
 
Bu yardımları genişleterek artırmayı hedeflediklerini vurgulayan Köksoy, “Belediyelere de nasıl yardımcı olabiliriz, nasıl katkı sağlarız diye mektuplar gönderdik. Bu konuda da bir çalışma başlatacağız." ifadesini kullandı.
 
Köksoy, uluslararası yardım kuruluşu Hasene olarak selden etkileneler için acil yardım kampanyası da başlattıklarını ifade ederek bağışta bulunmak isteyenlerin www.hasene.org adresinden, bölge temsilciliklere veya IGMG’ye bağlı camilerden bağışta bulunabileceklerini söyledi.
 
"İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır." düsturuyla hareket ettiklerini belirten Köksoy, Avrupa'da acil bir durumun yaşandığını ve IGMG olarak bu tür çalışmalara devam edeceğini kaydetti.
BERLİN (AA) - Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB), Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya ve Rheinland-Pfalz eyaletlerinde sel felaketinden etkilenenler için bağış kampanyası başlattı.
 
DİTİB Genel Başkanvekili Ahmet Dilek, yaptığı açıklamada, Almanya’nın bazı bölgelerinin tarihte nadir görülen boyutlarda büyük bir sel felaketiyle karşı karşıya kaldığını belirtti.
 
Dilek, yaşanan felakette 100’ün üzerinde insanın hayatını kaybettiğini, 1000’in üzerinde kişiden haber alınamadığını, çok sayıda ev ve iş yerinde büyük maddi hasarlar meydana geldiğini aktararak, şu ifadeleri kullandı: "Kurban ibadeti, aynı zamanda mağdur ve mazlumları da düşünmeye, kurbanını paylaşmak suretiyle yardıma muhtaç olanlara el uzatmaya ve dayanışmaya bir vesiledir. Komşusu açken tok yatan bizden değildir düsturu gereği komşularımızın derdi ile hemhal olmak, onlarla dayanışma içinde olmak müminler olarak üzerimize düşen önemli bir sorumluluktur."
 
DİTİB teşkilatı olarak sel felaketi mağdurları için Almanya genelinde bir bağış kampanyasının başlatıldığı bilgisini paylaşan Dilek, "kampanyaya hayırseverlerin destek vermesi" çağrısında bulundu.
 
Dilek, gönüllülük esasına bağlı kampanyaya destek vermek isteyenlerin "www.ditib.de" adresi üzerinden veya banka yoluyla "Turkisch-Islamische Union" adına açılan "DE95 5023 4500 0141 4300 09" numaralı IBAN hesabına havale yapabileceğini kaydetti.
 
Kuzey Ren Vestfalya ve Rheinland-Pfalz eyaletlerinde sel felaketinde hayatını kaybedenlerin sayısı 133’e çıktı.
 
İki eyaletin birçok bölgesinde sel ve su baskınları sebebiyle evlerin çöktüğü, cadde ve sokakların sular altında kaldığı, birçok evin risk altında bulunduğu belirtildi.
Salgından dolayı, diğer bütün sivil kitle kuruluşları gibi teşkilatımızda planlı olarak yaptığı faaliyetleri, çevrim içi olarak hayata geçirmektedir. Bu bağlamda 25. Dönem 4. GYK Toplantısı Genel Merkez‘de ve çevrim içi olarak gerçekleşti.
 
Merkez Heyetin ve GYK Üyelerinin salgın şartlarını dikkate alarak, Genel Merkez den katıldığı toplantıya, arzu eden GYK Üyeleri‘ninde çevrim içi üzerinde dahil oldular.
 
Yüce kıtabımız Kuran-ı Kerim‘in tilavetinden sonra, Genel Başkanımız Durmuş Yıldırım, selamlama konuşması ile başlayan toplantı, daha sonra birim başkanlarının yapılan faaliyetlerle ilgili GYK Üyelerini bilgilendirmeleri ile devam etti. Toplantı daha sonra GYK Üyelerinin gündemdeki konularla ile ilgili fikir, görüş ve temennilerini dile getirmeleri ile, gündemin sonuna gelindi.
 
Genel Başkanımız Durmuş Yıldırım, yaptığı değerlendirme konuşmasında, hem önüzmüzdeki faaliyetlerler ilgili, hemde yaklaşmakta olan mübarek Kurban Bayramı ve ATİB‘in Kurban Kampanyası ile ilgili dikkat edilmesi gereken ve bizim için elzem konuları vurgulayarak dile getirdi. Genel Başkanımız değerlerdirme konuşmasını, yaklaşan Kurban Bayramı‘nın hem nefislerimize, hem teşkilatımıza ve bütün İslam Alemine hayırlara vesile olması dileğiyle tamamladı. Okunan Asr Suresi ile 25. Dönem 4. GYK Toplantısı sonra erdi.