Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Frankfurt Türk Cami Dernekleri Çalışma Birliğinin inisiyatifi ve Frankfurt Yabanclar Birliği‘nin (KAV – Frankfurt) organizesinde düzenlenen geniş katılımlı toplantıda Frankfurt Havaalanı Federal Polis Teşkilatı „Bundespolizei“ ilk defa görev ve yetkileri hakkında göçmen kamuoyunu bilgilendirdi. 13 üllkenin diplomatik temsilcileri, çok sayıda yabancı STK temsilcilerinden müteşekkil 100‘den fazla katılımcının takip ettiği toplantıya Frankfurt Belediye Başkan yardımcısı ve Uyum Encümeni Dr. Nargess Eskandari-Grünberg ve Frankfurt Havaalanı Federal Polis Teşkilatı Başkanı Kerstin Kohlmetz birer selamlama konuşması yaptılar.

 

Dr. Nargess Eskandari-Grünberg konuşmasında Almanya’nın en büyük havaalanının Frankfurt’ta olması sebebiyle sınır güvenliğinden sorumlu Federal Poliş Teşkilatı’nın Frankfurt kentininde güvenliğı açısından önemli bir kuruluş olduğu, görev ve yetkilerinin toplum tarafından bilinmesi ve takdir edilmesi gerektiğini söyleyerek, Federal Polis Teşkilatının çalışma, görev ve yetkilerini kamuoyuna tanıtmak, görev yapan personelin kültürlerarası kompetanını artırmak için gösterdiği gayret ve çalışmaları desteklediğini söyledi.

 

Kerstin Kohlmetz, kendisine bağlı 3 bine yakın mensubu olan Frankfurt Havaalanı Federal Polis Teşkilatının federal yasalar ve uluslararası kural ve anlaşmaların kendisine verdiği görevleri büyük bir titizlikle yerine getirdiğini ve böylece ülke güvenliğinin sağlanmasında önemli bir rol oynadığını dile getirerek bu görevleri ifa esnasında haklı olarak kendilerine ulaştırılan suçlama ve şikayetleri ciddiye alarak en üst düzeyde inceleyerek sonuçlandırdıklarını söyledi. Aynı şekilde Frankfurt Türk Cami Dernekleri Çalışma Birliği Koordinatörü Dr. Hüseyin Kurt’un karşılaştiğı ve şikayet konusu olayında incelenerek sonuçlandırıldğını, ve bu süreçte oluşan diyalog ve işbirliği ortamında Federal Polis Teşkilat’ının görev ve çalışmaları ile ilgili Frankfurt ve çevresinde yaşayan ve sıklıkla Frankfurt havaalanı üzerinden seyahat eden göçmen kökenli insanların bilgilendirilmesine ihtiyaç duyulduğu konusunda fikir birliğine varılarak Frankfurt Yabancılar Meclisi ev sahipliğinde bu toplantının gerçekleştirildiğini söyledi.

 

Frankfurt Yabancılar Meclisi Başkanı Jumas Medoff, yaptığı kısa selamlama konuşmasında, davet icabet eden, çeşitli milletlere mensup multiplikatör STK temsilcileri ile 13 ülke diplomatik temsilcilerine teşekkür ederek, Frankfurt Yabancılar Meclisi ve faaliyetleri hakkında kısa bilgi verdi.

Camiler Birliği Kooordinatörü ve Frankfurt Yabancılar Meclisi üyesi Dr. Hüseyin Kurt yaptığı kışa konuşmada, „her musibette bir hayır vardır“ sözünü hatırlatarak, karşılaşılan olay ve krizlerin çözümü sürecinde işbirliği imkanları aradığını, geçmişte Frankfurt Emniyet Müdürlüğü ile olduğu gibi Frankfurt Havaalanı Federal Polis başkanlığı ilede benzeri şekilde işbirliği zemini oluştuğunu ve böylece sadece % 50´den fazlası göçmen kökenli olan Frankfurt´ta yaşayan insanların değil Almanya´nın genel güvenliği içinde önemli görevleri yerine getiren Federal Polis Teşkilatı’nın  görev ve çalışmalarının toplum tarafından bilinmesi ve takdir edilmesi amacıyla bu toplantının düzenlendiğini dile getirerek, buna imkan ve onay veren teşkilat başkanı K. Kohlmetz´e teşekkür etti. Dr. H. Kurt Müslüman STK’lar olarak Frankfurt Havaalanı Federal Polis Teşkilatı mensuplarının kültürlerarası kopmpetanlarını artırma amaçlı eğitim faaliyetlerinin önemine değinerek,  İslam çoğrafyası İslam ve Müslümanlar ile ilgili konularda iç perspektifden konulara yaklaşan eğitim vermeye katkıda bulunmaya hazır olduklarını dile getirdi.

 

Toplantının ikinci bölümünde Frankfurt Havalimanı Federal Polis Teşkilatı üst düzey yetkilileri hemen hemen aynı alanda görev yapan Federal Polis Teşkilatı ile gümrük teşkilatının farklı görevlerini izahtan başlayarak, ana görevi sınır güvenliği olan „Bundespolizei“ in Frankfurt havaalınında yerine getirmek zorunda olduğu bilgiler hakkında yıllık istatistiki veriler ilede besleyerek kapsamlı bilgi verdiler. Bu görevlerin yerine getirilmesi esnasında şikayet konusu olabilecek prosedürlere ve gerekçelerine genişce yer verildi. Almanya‘ ya giriş, yani pasaport kontrolu süreci, niçin Almanya, AB ülkeleri ve İsviçre vatandaşları ile diğer üçüncü ülkeler diye ayrım yapıldığı, pasaport kontrolü esnasında nelerin kontrol edildıği, duruma göre niçin, ne gibi soruların sorulduğu konusunda geniş bilgi verildi. Vize yada vizesiz Almanya’ya giriş yapmak isteyen „üçüncü“ ülke vatandaşlarının ne gibi kontrol ve sorgulamalarla karşılaşabilecekleri, örnekleri ile detaylıca izah edildi. Niçin bazı ülkelerden Almanya’ya giriş yapanların daha sıkı kontrol ve denetime tabi tutuldukları konusunda bilgi verildi. İstanbul gibi bazı kıtalararası aktarmalı yolcuların çok olduğu destinasyonlardan gelen uçakların kapılarında niçin pasaport kontrolü yapılmasına gerek duyulduğu konusu genişce izah edildi.

 

Temmuz 2023 itibarıyla Almanya´da uzun yıllar yaşayan ve oturum müsadesi olan, çipli biyometrik pasaporta sahip yolcuların Almanya, AB ülkeleri ve İsviçre vatandaşları gibi otomatik pasaport kontrol ünitelerinden seri şekilde Almanya‘ya giriş yapma imkanına kavuştukları bildirildi. Önümüzdeki dönemde pasaport kontrolünde yapılması planlanan muhtemel değişiklikler hakkında bilgi verildi.

Üç saatten fazla devam eden toplantının son bölümde, katılımcılar son derece kritik sorular sorma imkanı buldular. Bundesplizei yetkilileri tektek bu sorulara sabırla detaylı şekilde cevap verdiler. Bundespolizei yetkilileri Frankfurt Havaalanında başta pasaport kontrolü esnasında olmak üzere Federal Polis Teşkilatı ile ilgili haklı şikayetlerin, olayın olduğu mekan ve zaman, varsa uçuş numarası verilerek Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein! E-Mail adresine bildirilmesi ve şikayet konusu olayın kısa izah edilmesi durumunda söz konusu şikayetin en üst düzeyde incelenerek, sonucun şikayet sahibine bildirileceğini söylediler. 

 

 

 

 

 

 

Nijerya ile Almanya, yenilenebilir enerji ve doğal gaz alanında 500 milyon dolarlık işbirliği anlaşması yaptı. Nijerya Devlet Başkanı Bola Ahmed Tinubu'nun Özel Danışmanı Ajuri Ngelale, yaptığı yazılı açıklamaya göre, Nijeryalı ve Alman şirketler başkent Berlin'de 500 milyon dolarlık yenilenebilir enerji ve gaz ihracatı içeren iki anlaşma imzaladı.
 
 
BERLİN (AA) - Musevi kökenli tanınmış Alman yazar Deborah Feldman, Almanya'nın İsrail'e desteğini eleştirerek, İsrail hükümetiyle koşulsuz dayanışmanın yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.

Kamuoyunda İsrail'in Gazze saldırılarını eleştiren yazar olarak bilinen Feldman, Alman Süddeutsche Zeitung'a verdiği röportajda, "Almanya'nın İsrail hükümetiyle koşulsuz dayanışmasını yeniden gözden geçirmesi gerektiğinden ve bu ülkedeki resmi kurumların bugüne kadar sadece tek bir Yahudi tipini desteklediğinden ve benim onlardan biri olmadığımdan bahsediyorum. Geri kalanlarımız ise itibarsızlaştırılarak susturulmak isteniyor." dedi.

 

Alman hükümetinin, Gazze'nin yıkımını istemeyenlere ve barıştan yana olanlara karşı duyguları kışkırtmasını korkutucu bulduğunu ifade eden Feldman, "Bana öyle geliyor ki Almanya, Yahudilerini muhafaza ediyor ama sadece kendilerine biçilen rolü oynayanları..." diye konuştu.

Yahudi, Hıristiyan ya da Müslüman olsun herkesin Almanya'da aşırı sağcı terörün tehdidi altında bulunduğuna dikkati çeken Feldman, "Hanau'daki saldırı, Halle'deki sinagoga yapılan saldırı gibi aşırı sağcı bir kişi tarafından gerçekleştirildi. Bu ülkede Müslümanlar NSU (ırkçı terör örgütü) tarafından öldürüldü, Kassel Valisi Walter Lübcke bir aşırı sağcı tarafından öldürüldü. Spesifik tehditler çoğunlukla aşırı sağdan gelmektedir. Açık toplumlar her yerde, her taraftan radikallerin tehdidi altındadır." ifadelerini kullandı.

Almanya'da Müslümanların antisemitist olduğuna ilişkin tartışmaları da değerlendiren Feldman, buna katılmadığını belirterek, "Bu tartışmalar aşırı sağın kendisini antisemitizmden aklamasına hizmet etmektedir. Siyasi sağ, nihayet kuma bir çizgi çekmek ve geçmişin sorumluluğundan kurtulmak için eşsiz bir fırsat görüyor. Alman hükümeti ise bu durum karşısında çaresiz." şeklinde konuştu.

 

Almanya'daki göçü kısıtlama konusuna da değinen Feldman, şunları kaydetti:

"Yılbaşı gecesi otobüsler yakıldığında ya da Yahudi nefretinin en iğrenç sloganları atıldığında hep Neukölln'e (Berlin'in bir ilçesi) bakıyoruz. Ama bunu neden yaptıklarını sormuyoruz. Nasıl oluyor da Yahudiler ve Araplar birçok Avrupa ve İsrail şehrinde aynı masada oturabiliyor? Biz burada neyi yanlış yaptık? Alman vatandaşlığına sahip Müslümanlar bir anda yeniden göçmen, sığınmacı, yabancı bulvar basını için kanun kaçağı oldu. Aşırı sağcılar bu durumu Müslümanlardan kurtulmak için kullanıyor. Sırada kim var, biz Yahudiler mi?"

Feldman, "Önce Müslümanlar için sonra da Yahudiler için bir tehlike mi görüyorsunuz?" sorusunun sorulması üzerine de "Tabii ki öyle. 1939'da Gestapo tarafından tutuklanıp Polonya sınırına götürülen, karısını ve çocuklarını almak için yürüyerek dönen ve hemen kaçan bir dedenin torunu olarak bu beni varoluşsal olarak korkutuyor." dedi.

 

Almanya Başbakanı Olaf Scholz'un İsrail'in askeri harekatının uluslararası hukuk sınırlarını aşmadığını söylemesine de itiraz eden Feldman, "İsrail'de bu şiddetin aşırı ve orantısız olduğunu düşünen çok sayıda ses var. Sudan mahrum bırakma, uluslararası hukuka aykırıdır. Sınır dışı etme, uluslararası hukuka aykırıdır. Sivil kayıpları kabul etmek, uluslararası hukuka aykırıdır. Olaf Scholz'un hangi uluslararası hukuk uzmanlarına danıştığını bilmiyorum." diye konuştu.

 

KÖLN (AA) - Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi (ZMD) Başkanı Aiman Mazyek, "antisemitizmle mücadele" kapsamında Müslümanların ötekileştirilmemesi gerektiğini belirterek, "Ülkemizdeki pek çok Müslüman huzursuz, açıkça konuşmaktan korkuyor, tartışmaktan korkuyorlar." dedi.

 

Mazyek, "RBB24 info" radyosuna yaptığı açıklamada, İçişleri Bakanlığı tarafından bugün Berlin'de düzenlenen "İslam Konferansı" toplantısına davet edilmediklerini söyledi.

Davet edilmemelerinin nedenini bilmediğini ifade eden Mazyek, konseylerinin antisemitizmle mücadele ettiğini vurgulayarak, "Sosyal bütünleşmeye ihtiyacımız var. Çok net bir dayanışmaya ihtiyacımız var." ifadelerini kullandı.

Mayzek, antisemitizmle mücadele kapsamında Müslümanların ötekileştirilmemesi gerektiğini belirterek, "Ülkemizdeki pek çok Müslüman huzursuz, açıkça konuşmaktan korkuyor, tartışmaktan korkuyorlar." değerlendirmesinde bulundu.

Konferansın gündeminde antisemitizm ve "Müslüman düşmanlığı" ile mücadele yer alıyor.

Alman şirket, 2026'da 13 milyar ila 14 milyar avro satış geliri ve yüzde 15'in üzerinde faaliyet karı öngörüyor.
 

BERLİN (AA) - Alman silah üreticisi Rheinmetall, Avrupa'daki savaş ve Batı ülkelerinde artan savunma bütçeleri nedeniyle gelecek yıllarda daha da güçlü büyüme hedefliyor.

Şirketin yatırımcı sunumuna göre, satışların 2026'ya kadar yıllık ortalama beşte bir oranında artması bekleniyor.

2026'da 13 milyar ila 14 milyar avro satış geliri ve yüzde 15'in üzerinde faaliyet karı hedeflenirken Rheinmetall bu yıl için 7,4 ila 7,6 milyar avro gelir tahmin ediyor.

Şirket, satışlardan 2023 için yaklaşık yüzde 12'in üzerinde faaliyet karı öngörüyor.

 

Alman silah üreticisinin sipariş defterlerinin dolu olması da büyüme hedeflerini destekliyor.

Öte yandan, Ukrayna-Rusya arasındaki savaş, Avrupa’daki hükümetleri savunma harcamalarını artırmaya teşvik ederken, bu da Alman silah üreticisi Rheinmetall’in satışlarının artmasında etkili oluyor.

Şirket Ukrayna'ya silah ve mühimmat da sağlıyor. Sunuma göre, Ukrayna'daki savaş sonucunda NATO ülkelerinin savunma bütçeleri arttı.

 

Sunumun ardından, Rheinmetall hisseleri bugün yüzde 4 artışla 190 avroya yükseldi.

OpenAI kurucu ortağı ve eski üst yöneticisi (CEO) Sam Altman, görevden alınmasının ardından yapay zeka araştırmalarının başı olarak Microsoft'a katılmıştı.
 

BERLİN (AA) – Beş gün önce görevden alınan OpenAI kurucu ortağı Sam Altman'ın, üst yönetici (CEO) olarak şirkete geri döneceği bildirildi.

OpenAI’dan yapılan açıklamada, Altman'ın geri dönüşü için prensipte anlaşmaya varıldığı belirtildi.

Altman, eski Salesforce Üst Yöneticisi Bret Taylor, eski ABD Hazine Bakanı ekonomist Larry Summers ve Quora'nın kurucusu Adam D'Angelo'dan oluşacak yeni yönetim kurulu üyeleriyle OpenAI’a dönecek.

Taylor’un, OpenAI Yönetim Kurulu Başkanı olması planlanıyor.

 

Altman, X'ten yaptığı açıklamada, "Yeni yönetim kurulu ve Satya'nın (Microsoft CEO'su Satya Nadella) desteğiyle OpenAI’a dönmeyi ve Microsoft ile güçlü ortaklığımızı geliştirmeyi sabırsızlıkla bekliyorum." ifadesini kullandı.

Yapay zeka uygulaması ChatGPT'yi geliştiren OpenAI'dan cuma günü yapılan açıklamada, "Yönetim kurulunun artık Altman'ın OpenAI'a liderlik etmeyi sürdürme becerisine inancı yok." ifadesi kullanılmış, CEO'nun görevden ayrıldığı bildirilmişti.

OpenAI'ın yaklaşık yüzde 49'una sahip olan Microsoft’un CEO'su Satya Nadella da 19 Kasım’da yaptığı duyuruda, Altman'ın yeni bir gelişmiş yapay zeka araştırma ekibine liderlik etmek üzere Microsoft'a katılacağını duyurmuştu.

Nadella ayrıca, CNBC'ye verdiği röportajında, OpenAI yönetim yapısının değişmesi gerektiğini savunmuş, Microsoft'un bu konuda yönetim kurulu ile diyalog içinde olacağını ifade etmişti.

 

OpenAI çalışanları da mevcut yönetim kurulunun istifa etmesini istemiş, kurulu görevlerinden ayrılmak ve şirketin en büyük yatırımcısı Microsoft'ta çalışmak üzere Altman'ın yolundan gitmekle tehdit etmişti.

Şirketin çoğu çalışanı, OpenAI'ın yönetim kuruluna hitaben, "şirketin misyonu ve çalışanları için yeterlilik, muhakeme ve özen eksikliği olan kişilerle çalışamayacaklarını" belirten bir mektup imzalamıştı.

Bulut tabanlı yazılım şirketi Salesforce'un CEO'su Marc Benioff da OpenAI'daki görevlerinden istifa eden çalışanları işe almayı teklif etmişti.

BERLİN (AA) - Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Yahudi yerleşim yerlerinde meydana gelen şiddeti kınamasını istedi.

Baerbock, Deutsche Welle'ye yaptığı açıklamada, "İsrail Başbakanı bu yerleşimci şiddetini kınamalı ve bu şiddet kovuşturulmalı. Bu aynı zamanda İsrail'in güvenliği için de gereklidir. Batı Şeria'daki güvenlikle ilgili olarak da İsrail oradaki durumun daha da tırmanmamasını sağlamakla sorumludur." dedi.

 

Gazze'deki insanların içme suyu ve ilaç temin edebilecekleri güvenli yerlere sahip olmalarının sağlanması için çaba sarf edilmesi gerektiğini belirten Baerbock, "Gazze'deki insanlar korunmalı, mücadele Hamas'a karşı yürütülüyor, Gazze'deki sivil halka, masum insanlara, kadınlara ve çocuklara, masum Filistinlilere karşı değil." ifadelerini kullandı.

Alman Bakan, ülkesinin bir ateşkese karşı çıkan duruşunu da savunarak bunun Hamas'a yeniden güçlenmesi için süre kazandıracağını iddia etti ve önceliğin Gazze halkına insani yardım ulaştırılması olması gerektiğini kaydetti.

BERLİN (AA) - Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, ülkede Müslüman düşmanlığı sorunun olduğunu söyledi.

Faeser, bugün düzenlenen Almanya İslam Konferansı'nda, haziranda "Müslüman Düşmanlığı Bağımsız Uzman Grubu" tarafından yayınlanan raporun ülkedeki iki kişiden birinin "Müslüman düşmanlığı" içeren ifadeleri onayladığını ortaya koyduğunu belirtti.

"Almanya'da Müslüman düşmanlığı sorunumuz da var." diyen Faeser, Müslümanlara yönelik saldırıların raporda resmi rakamların gösterdiğinden çok daha fazla olduğunu varsaydıklarını belirtti.

Faeser, bu bağlamda Müslüman karşıtlığının belgelenmesine ilişkin olanakların ve danışma merkezlerin artırılacağını kaydetti.

 

- "İnsan düşmanlığının diğer biçimlerine sıfır tolerans gösterilmeli"

Müslüman düşmanlığından etkilenenleri daha fazla koruma ve destekleme imkanlarını da artıracaklarını aktaran Faeser, "Almanya'daki pek çok Müslümanın günlük hayatta Müslüman karşıtı saldırılarının kurbanı olma tehdidi gerçektir. Bunun güvenlik duygusu açısından korkunç sonuçları var. Bunu kabul edemeyiz." ifadesini kullandı.

Almanya'da her insanın güven içinde yaşama hakkı bulunduğunu vurgulayan Faeser, "Müslüman karşıtlığına, aşırı sağcılığa, Yahudi karşıtlığına, ırkçılığa ve insan düşmanlığının diğer biçimlerine sıfır tolerans gösterilmeli." değerlendirmesinde bulundu.

 

- "Aşırı sağcılık hepimiz için büyük tehditlerinden biri"

Toplumun bölünmemesi gerektiğini vurgulayan Faeser, "Aşırı sağcılık hepimiz ve demokrasimiz için en büyük tehditlerden biri olmaya devam ediyor. Bunun tehdit potansiyellerini çok ciddiye almalıyız." diye konuştu.

Bakan Faeser, Orta Doğu'daki ihtilafın Alman sokaklarına yansımaması gerektiğini ifade ederek, ihtilafın ülkelerinde şiddete dönüşmesini önlemek için her şeyi yapacaklarını belirtti.

Müslüman düşmanlığı ve göç toplumundaki antisemitizm ile nasıl mücadele edilmesi gerektiğinin önemli konular olduğunu aktaran Faeser, İsrail'in güvenliğini korumak, antisemitizmle mücadele etmek ve ülkede Yahudileri korumak Almanya'nın devlet meselesi olduğunu söyledi.

Antisemitizme karşı birlikte mücadele verilmesini isteyen Faeser, bu bahane ile Müslümanlara karşı bir hava oluşturulmaması gerektiğini ifade etti.

 

Bakan Faeser, Müslüman derneklere de antisemitizmle mücadeleyi görünür şekilde sürdürme çağrısında bulundu.

Bu yılki Almanya İslam Konferansı "Toplumsal barış ve demokratik uyum: Toplumsal bölünme zamanlarında Yahudi karşıtlığı ve Müslüman karşıtlığıyla mücadele" başlığı altında düzenlendi.

İki gün sürecek konferans kapsamında çeşitli paneller düzenlenecek.

 

Almanya İslam Konferansı 2006'da hayata geçirilerek Alman hükümeti ile Müslümanlar arasında işbirliği ve diyaloğun artırılması hedeflenmişti.

Vor knapp 9 Jahren ist Ara Avetisyan aus Armenien nach Würzburg geflüchtet. Hier lebt der 54-Jährige mit seiner Frau und den drei Kindern, hier hat die Familie ein neues Zuhause gefunden. Bereits mit 10 Jahren besuchte Avetisyan in seiner Heimat die Kunstschule in Jermuk und anschließend die Kunstakademie in Irkutsk. Er nahm erfolgreich an zahlreichen Ausstellungen und Wettbewerben teil.

„Schon als Kind besuchte ich eine Kunstschule. An dieser Schule erhielt ich den Grand Prix und erreichte den ersten Platz bei der ersten internationalen Kinderkunstausstellung der Welt in Paris. Aber unter Umständen, auf die ich keinen Einfluss hatte, erfuhr ich nichts davon, bis ich 24 Jahre alt war.

Ich glaube, am Anfang haben es die Lehrer vor mir geheimgehalten, damit ich nicht arrogant werde. Und dann haben sie es einfach ganz vergessen, dass ich die Nummer Eins in diesem Wettbewerb war. Aber sie konnten sich nicht einmal vorstellen, was dieser Umstand mit meinem Leben machte. Als ich von diesem scheinbar wichtigen Ereignis erfuhr, spielte es schon keine Rolle mehr für mich. Ich hatte bereits einen anderen Beruf und einen anderen Job.

Aber ich konnte den Gedanken nicht vergessen, dass ich ein professioneller Maler sein könnte. Ich habe immer von dem Tag geträumt, an dem ich endlich Kunst professionell betreiben kann. Ich habe nie aufgehört zu malen und manchmal ein Bild verkauft. Ich wollte immer diese Art von Kunst machen. Nachdem ich nach Deutschland gekommen bin, bekam ich diese Chance! Nun male ich jeden Tag Bilder, das ist meine Hauptbeschäftigung. Meine Träume wurden wahr!“, schildert Ara Avetisyan seine Biografie.

 

Vor allem mit Öl-, aber auch Aquarellfarben fertigt der Künstler seine Würzburger Landschaftsdarstellungen meist direkt vor Ort an. 20 seiner Bilder werden ab Dezember in den Gängen des Rathauses im 1. und 2. Stock sowie im Treppenhaus gezeigt. Die Ausstellung kann vom 28.11.2023 bis 8.1.2024 während der Öffnungszeiten des Rathauses besucht werden, also Mo-Do 8-18 Uhr und Fr 8-13.30 Uhr.

Ein Kauf der Bilder im Rahmen der Ausstellung ist leider nicht möglich. Bei Interesse bitte direkten Kontakt mit dem Künstler aufnehmen. Ara Avetisyan wird die Einnahmen aus dem Verkauf der Kunstwerke Kindern in Bergkarabach zugutekommen lassen, die ihr Zuhause verlassen mussten und dringend Lebensmittel, Kleidung und eine Unterkunft benötigen.

 

„Heute ist 10 die magische Zahl in Rimpar. Im 10. Monat im Jahr, im Oktober wurde der Familienstützpunkt in Rimpar eröffnet. Mit dem Standort in Rimpar öffnet der 10. Familienstützpunkt im Landkreis Würzburg und er öffnet 10 Jahre nach der Gründung des ersten Stützpunktes im Landkreis. Hinter der 10 steht ein Erfolgsmodell mit einem niederschwelligen und wohnortnahen Angebot für Familien und Eltern.“ Mit diesen Worten leitete Landrat Thomas Eberth seine Rede bei der feierlichen Eröffnung des Rimparer Familienstützpunktes ein. Rimpars Bürgermeister Bernhard Weidner konnte auch den Bezirksgeschäftsführer des AWO Bezirksverbandes Unterfranken e.V. Martin Ulses, den Leiter des Amtes für Jugend und Familie des Landratsamtes Würzburg Michael Schumacher, Claudia Ruhe als Koordinatorin der Familienstützpunkte im Landkreis sowie Paula Geßner vom Rimparer Familienstützpunkt zur feierlichen Unterzeichnung der Vereinbarung begrüßen.

„Familien bilden das Grundgerüst unserer Gesellschaft, daher ist es mir ein Anliegen, ihnen Ressourcen, Bildungschancen und die notwendige Infrastruktur zur Verfügung zu stellen, um eine gesunde Umgebung für das Aufwachsen der nächsten Generation zu gewährleisten“, hob Bürgermeister Bernhard Weidner die Bedeutung des neu eingerichteten Familienstützpunktes hervor. Dieser hat laut Martin Ulses zwei Hauptaufgaben: die Bindung zwischen Eltern und Kind zu unterstützen und das Wissen der Eltern „Ich bin nicht allein, es gibt eine Anlaufstelle.“

 

Eltern-Kind-Café und Wunschboxen

Die Anlaufstelle in der Niederhoferstraße 61 in Rimpar wendet sich mit ihrem Angebot an alle Familien mit Kindern aus Rimpar, Maidbronn und Gramschatz. Ansprechpartnerin ist die Pädagogin, Kunstpädagogin und Mutter von zwei Kindern Paula Geßner. Der Familienstützpunkt bietet zu Themen rund um die Erziehung und das Zusammenleben als Familie Informationen und Beratung sowie eigene Veranstaltungen. Geßner kennt die geeigneten Angebote vor Ort und kann bei Bedarf an geeignete Stellen weitervermitteln. Zudem können sich Eltern im Familienstützpunkt untereinander austauschen. Dazu dient das offene Eltern-Kind-Café, welches Anfang 2024 starten wird. Paula Geßner möchte ihr Angebot mit weiteren Veranstaltungen ergänzen, u.a. mit einem Walderlebnisabenteuer für Familien und auch speziell für Väter mit Kindern. Sie betonte, dass ihr Ideen, Wünsche und Hinweise der Familien wichtig sind, um die Angebote weiterentwickeln zu können. Dazu wird sie „Wunschboxen“ in der Grundschule und in den Kindergärten aufstellen. In diese können Eltern und Kinder Wunschzettel einwerfen, auf dem sie Themen, die sie interessieren würden, notieren.  

Alle Familien sind herzlich eingeladen, beim offenen Treff, bei den Veranstaltungen oder für einen persönlichen Termin vorbeizuschauen. Auch und gerade, wenn es mal nicht so harmonisch läuft, kann ein vertrauensvolles Gespräch helfen und entlasten. Durch die Kooperation der verschiedenen Bereiche könne man Familien bestmöglich bei allen Fragen des Lebens unterstützen, bestätigte auch Claudia Ruhe vom Kreisjugendamt und  Koordinatorin der Familienstützpunkte im Landkreis Würzburg.

Träger des Rimparer Familienstützpunktes ist der AWO Bezirksverband Unterfranken e.V. Die Personalkosten werden vom Freistaat Bayern und vom Landkreis Würzburg übernommen. Als Sachaufwandsträger stellt der Markt Rimpar Räumlichkeiten, Ausstattung und Bürobedarf zur Verfügung.

Information und Beratung sind kostenfrei und können persönlich oder per Telefon erfolgen. Bürozeit: Montag von 9:30 Uhr – 11:30 Uhr sowie nach Vereinbarung. Der Familienstützpunkt Rimpar befindet sich in der Niederhoferstraße 61 in Rimpar, Tel. 0173 -7101437, E-Mail: Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein!

Aktuelle Infos über die Angebote des Rimparer Familienstützpunktes gibt es unter www.rimpar.de und in der „Markt Rimpar“- App.