Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

“Irkçılık ideolojik bir düşünce değil, aksine psikolojik bir hastalıktır” 

                                                                                                   Malcolm X 

 

1992 yılının 22 Kasım’ı 23 Kasım’a bağlayan gecesi, Schleswig-Holstein Eyaleti’ne bağlı Mölln kentinde yaşanan ırkçı saldırı, insanlık tarihine utanç günü olarak yazıldı. Bundan tam 31 yıl önce Bahide Arslan (51) ile torunları Yeliz Arslan (10) ve Ayşe Yılmaz (14), ırkçıların kundakladığı evde hayatlarını kaybetti. Arslan ve Yılmaz ailelerinin nezdinde; ırkçı saldırılar sonucu hayatlarını kaybeden tüm insanlarımızı saygıyla anıyor, bir daha bu gibi acıların yaşanmamasını yürekten temenni ediyorum.  

 Irkçılık, günümüzde dünyada olduğu gibi Almanya’da da hala azalmak yerine giderek artmakta. Tüm dünyada bilim, teknoloji ve kültürel ilerlemelere rağmen ırkçılık maalesef evrensel boyutta bir sorun olmaya devam etmekte. Özellikle Avrupa genelinde son yıllarda sağcı partilerin güçlenmesi, ırkçıları daha da cesaretlendirmekte. 

Irkçılık ve yabancı düşmanlığı, geçmişinde Almanya’ya en büyük zararı veren, çok acı tecrübeler yaşamamıza neden olan, suç teşkil eden tehlikeli fikirlerdir. Eylemlerin fikirlerden doğduğunu dikkate alırsak bunun ne kadar tehlikeli olduğunu da anlamış oluruz. Belli bir ırkın üstünlüğü inancı üzerine inşa edilen ırkçılık, birçok sosyal sorunun da kaynağını oluşturmakta.  

Almanya’da, tarihten ders çıkararak ırkçılığa karşı duyarlı davranan geniş bir kesimin olması ise ırkçılık hastalığıyla mücadeleyi güçlendirip cesaretlendirmekte. Toplum olarak bu tehlikeli sorunla mücadelede ayrımcılığın her türlüsüyle, ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve hoşgörüsüzlüğe karşı sıfır tolerans politikasıyla ortak mücadele sergilemek hem acil bir ihtiyaç hem de hepimizin görevidir. Nüfusunun yaklaşık üçte birini göçmen kökenlilerin oluşturduğu Almanya’da ırkçılığın ve ayrımcılığın olmadığı, demokrasi ve barışın güçlü olduğu bir toplum, ‘biz’ ve ‘onlar’ kavramı olmadan birlik ve beraberlik içinde yaşama arzusuyla… 

 

Barış Öneş 

Hamburg Eyalet Parlamentosu Milletvekili 

 

23 Kasım 1992 Mölln Katliamı 

1992 yılında Mölln’de 22 Kasım’ı 23 Kasım’a bağlayan gece büyük bir acı yaşandı. İki Neonazi genç, gece kentteki Ratzeburgerstr.’de bulunan Türklerin binasını ateşe verdikten sonra, Arslan ailesinin evini de ateşe verdiler. Polisi arayan ırkçılar, “Heil Hitler, Pis Türkleri Yaktık” mesajı bıraktılar. İtfaiye ilk önce yakılan Ratzeburgerstr.’deki evi söndürmeye gittiği için, Arslan ailesinin evine saatler sonra gelebildi ve onlar gelinceye kadar aileden 3 kişi yanarak öldü, diğer aile fertleri camdan atladıkları için ağır yaralandı. Saldırıda Bahide Arslan (51), Yeliz Arslan (10) ve Ayşe Yılmaz (14) hayatlarını kaybetti. Arslan ve Yılmaz aileleri yüreklerindeki yangını ve saldırının izini ömür boyu taşırken cinayetleri işleyen iki Neonazi gençten biri yaşı küçük olduğu için 7,5 yıl, diğeri ise 15 yıllık hapis cezalarının ardından yeni kimliklerle korunmaya alındı.  

 

 

Zum ersten Mal gastiert der Spiegel-Bestseller Autor Ulrich Woelk am Donnerstag, 30. November 2023, in der Stadtbücherei. Er liest mitten im Spätherbst aus seinem neuen Roman „Mittsommertage“, in dem er dicht, anschaulich und spannend von einer einzigen Woche im sommerlich heißen Berlin erzählt, die ein ganzes Leben auf den Kopf zu stellen vermag.

Ruth Lember, Professorin in Berlin, steht vor der Krönung ihres bislang so erfolgreichen Berufslebens, sie soll zum Mitglied des deutschen Ethikrats berufen werden. Kurz davor erweist sich jedoch ein Zwischenfall auf ihrer morgendlichen Joggingrunde als Auftakt einer Reihe irritierender Ereignisse, die ihr Leben zunehmend in Frage stellen und sie völlig aus dem Takt bringen.

 

Die Lesung beginnt um 19:30 Uhr im Lesecafé der Stadtbücherei, der Eintritt beträgt 12 €, ermäßigt 8 €. Der Kartenvorverkauf (ggf. Abendkasse) findet in der Stadtbücherei im Falkenhaus statt, bezahlt werden können die Karten auch online per ePayment.

Weitere Informationen unter www.stadtbuecherei-wuerzburg.de. Telefonisch steht das Team der Stadtbücherei unter Tel. 0931 - 37 2444 für Fragen zur Verfügung.

 

Aktionstag gegen Antisemitismus - Ermittler durchsuchen bayernweit 17 Wohnungen - Justizminister Georg Eisenreich und Innenminister Joachim Herrmann: Deutliches Signal gegen Antisemitismus.

 

Polizei und Justiz in Bayern greifen gegen Judenhass durch: Beim Aktionstag gegen Antisemitismus durchsuchten Ermittlerteams heute bayernweit 17 Wohnungen. Sie ermitteln gegen 17 Beschuldigte im Alter zwischen 18 und 62 Jahren, darunter neun aus Stadt und Landkreis München. 15 Männer und zwei Frauen stehen im Verdacht, in strafbarer Weise Hass und Hetze gegen Jüdinnen und Juden verbreitet, verfassungswidrige Symbole verwendet oder Straftaten gebilligt zu haben. Bayerns Justizminister Georg Eisenreich: "Polizei und Justiz führen den Kampf gegen antisemitische Straftaten entschlossen und konsequent." Innenminister Joachim Herrmann: "Unsere Ermittler verstärken den Kampf gegen Antisemitismus und gehen hochengagiert jedem Hinweis auf strafbare Hetze nach." Eisenreich und Herrmann betonen: "Beim heutigen Aktionstag haben Polizei und Justiz in Bayern erneut ein deutliches Signal gegen Antisemitismus gesetzt."

 

Eisenreich weiter: "Nach dem Terror-Angriff der Hamas auf Israel hat der Antisemitismus in Deutschland neuen gefährlichen Nährboden erhalten. Den Tätern muss klar sein: Der Freistaat verfolgt antisemitische Straftaten mit der vollen Härte des Rechtsstaats. Wer gegen Jüdinnen und Juden hetzt, zum Hass aufstachelt oder Straftaten billigt, greift zugleich unsere Grundwerte an. Volksverhetzung kann in schweren Fällen auch Freiheitsstrafen zur Folge haben."

 

Herrmann: "Durch die akribische Auswertung der Beweismittel erhoffen wir uns auch neue Ermittlungsansätze zu weiteren Taten und Tätern. Antisemitische Hetze ist kein Kavaliersdelikt und kann die Vorstufe für weitere Eskalationen sein. Wir verfolgen deshalb alle Taten konsequent, auch um potentielle Hetzer abzuschrecken." Herrmanns Appell an alle von Hass und Hetze Betroffenen: "Wenden Sie sich bitte umgehend an die Polizei oder Staatsanwaltschaft. Nur dann können die Urheber und Hintermänner zur Rechenschaft gezogen werden."

 

Bayern setzt sich zudem mit einer Bundesratsinitiative dafür ein, die sogenannte Sympathiewerbung für terroristische Vereinigungen wie den Jubel von Hamas-Unterstützern erneut unter Strafe zu stellen. Minister Eisenreich: "Wir erleben momentan bewusste Grenzüberschreitungen, die nicht nur gegen Jüdinnen und Juden, sondern gegen unsere Demokratie insgesamt gerichtet sind. Deshalb fordert Bayern klar im Gesetz zu verankern: Propaganda für Terroristen wird in Deutschland nicht geduldet. Wenn der Rechtsstaat jetzt nicht klare Grenzen setzt, wird das der Anfang von noch viel größeren Problemen in unserem Land sein. Bayern steht unverbrüchlich an der Seite Israels und der jüdischen Bürgerinnen und Bürger in unserem Land."

 

LONDRA (AA) - Filistin Dayanışma Kampanyası (PSC) üyeleri, İngiltere Parlamentosu'nda oturma eylemi gerçekleştirerek Gazze'de ablukanın kaldırılması ve ateşkes çağrısı yaptı.

PSC'nin X hesabından yapılan açıklamada, İsrail ile Hamas arasındaki çatışmalara insani ara verecek uzlaşmanın memnuniyetle karşılandığı ancak bir çözüm olmadığı belirtildi.

 

Parlamentoda PSC üyelerinin oturma eylemi düzenlediği kaydedilen açıklamada, "Taleplerimizden vazgeçmeyeceğiz. Kalıcı ateşkesin yapılmasını, Gazze kuşatmasının ve İsrail apartheidinin sona ermesini istiyoruz." ifadesine yer verildi.

İngiltere'de 7 Ekim'den bu yana Filistin'le dayanışma gösteren sivil toplum kuruluşlarının çağrısıyla yürüyüşler ve oturma eylemleri yapılıyor. Filistin'e destek veren eylemciler özellikle ülkedeki önemli tren garları ve İsrail'e satış yapan savunma sanayi şirketleri çevresinde oturma eylemleri düzenliyor.

 

Başkent Londra'daki tren garlarında da oturma eylemi gerçekleştiren gruplara geçen hafta Waterloo istasyonunda polis tarafından müdahale edilmiş ve eyleme izin verilmemişti.

 

RAMALLAH (AA) - Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye, İsrail ordusunun abluka altındaki Gazze Şeridi'nin yüzde 40'ını işgal ettiğini belirtti.

Başbakanlık ofisinden yapılan yazılı açıklamaya göre Iştiyye, Gazze Şeridi'ndeki saldırıları görüşmek için Ramallah'ta düzenlenen olağanüstü oturumun açılışında konuştu.

Gazze ve Batı Şeria'da 7 Ekim'den sonra kötüleşen duruma işaret eden Iştıyye, Gazze'de kitlesel katliamların, zorla yerinden edilmelerin yanı sıra su ve elektrik kesintilerinin, gıda ve ilaç dağıtımındaki engellerin şartları daha da zorlaştırdığını söyledi.

 

İsrail'in işlediği suçların "savaş suçu ve Filistin halkına karşı soykırım" olduğunu dile getiren Iştıyye, "Bugün İsrail Gazze Şeridi'nin yaklaşık yüzde 40'ını işgal ediyor. İsrail her zaman işgalci bir devlet oldu." ifadelerini kullandı.

Iştiyye, soğukkanlı bir şekilde silah ve açlıkla öldürülen siviller ve masum çocukların yanı sıra ölüme terk edilen yaralıların tüm sorumluluğunun İsrail'e ait olduğunu vurguladı.

Filistin Başbakanı, İsrail'in Batı Şeria'da da Filistin halkına yönelik öldürme, dini mekanları işgal etme, yeni yerleşim birimleri ve kontrol noktaları kurma ve mevcut fonların kesilmesi gibi baskıcı uygulamalarına devam ettiğini kaydetti.

İsrail ile Hamas arasındaki çatışmalara insani ara verecek uzlaşıdan duyduğu memnuniyeti ifade eden Iştiyye, Filistin Bakanlar Kurulu'nun Gazze ve Batı Şeria'daki saldırıların tamamen durdurulması isteğini tekrarladı.

Iştiyye, gıda, ilaç ve yardım malzemelerinin hiçbir ön koşul olmadan sağlanması gerektiğinin altını çizdi.

 

- İsrail'in Gazze'yi işgalinde son durum

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı, İsrail'in "Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlerine yönelik sürekli ihlallerine karşılık verme" gerekçesiyle kapsamlı saldırı düzenlerken, İsrail ordusu da Gazze Şeridi'ne yoğun hava bombardımanı başlattı.

İsrail’de 7 Ekim’deki saldırılarda 310'dan fazlası asker olmak üzere 1200 İsraillinin öldüğü, 5 bin 132 kişinin yaralandığı duyuruldu.

İsrail ordusuna göre, 7 Ekim’den bu yana Gazze'deki çatışmalarda 69, Lübnan sınırında da 6 İsrail askeri öldürüldü.

İsrail’e göre, Kassam Tugayları'nın elinde 239 İsrailli esir bulunuyor.

 

Gazze’deki hükümete göre, 7 Ekim'den bu yana İsrail saldırılarında Gazze Şeridi’nde 5 bin 840’ı çocuk ve 3 bin 920’si kadın olmak üzere 14 bin 128 kişi öldürüldü.

İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs’te de 7 Ekim’den bu yana İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 225 Filistinli hayatını kaybetti.

İsrail ordusu, Gazze'de on binlerce yaralı ile sivilin sığındığı onlarca hastaneyi zorla tahliye ettirmek için yerleşkelerini ya da ana binalarını vurdu. İşgal sırasında bazı hastaneleri bastı. Saldırılarda yüzlerce kişi öldü ve yaralandı.

İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim'den bu yana sınırda yaşanan çatışmalarda 79 Hizbullah mensubu öldü.

 

İsrail ile Hamas, çatışmalara insani ara verecek uzlaşmanın 23 Kasım'da uygulamaya girmesini kabul etti. Buna göre çatışmalara 4 günlük insani ara verilecek. Hamas'ın elindeki 50 İsrailli esire karşılık, İsrail hapishanelerindeki 150 Filistinli esir serbest bırakılacak.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan: "İİT Çalışma Merkezinin vizyon ve hedefleri, Türkiye'nin politika ve stratejileriyle uyum içindedir"
- "İİT Çalışma Merkezi aracılığıyla deneyimlerimizi, en iyi uygulama örneklerimizi ve bilgi birikimimizi paylaşmak üzere diğer üye ülkelerimiz ile etkileşimde bulunmayı sabırsızlıkla bekliyoruz"
 
 

BAKÜ (AA) - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de kurulan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Çalışma Merkezinin vizyon ve hedeflerinin, Türkiye'nin politika ve stratejileriyle uyum içinde olduğunu söyledi.

Bakü'de, İİT Çalışma Merkezi Genel Kurul Toplantısı düzenlendi.

Azerbaycan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sahil Babayev'in ev sahipliğinde yapılan toplantıya İİT Genel Sekreteri Hüseyin İbrahim Taha ve üye ülkelerden 20 bakan katıldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan da toplantıda yer aldı.

Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan toplantıda, Bakan Babayev, İİT Çalışma Merkezinin Bakü'de kurulduğunu ve faaliyete başladığını ilan etti.

 

Babayev, Merkezin başkanlığının Azerbaycan, başkan yardımcılığının ise Suudi Arabistan tarafından yürütüleceğini bildirdi.

- "Çalışma Merkezinin vizyon ve hedefleri, Türkiye'nin politika ve stratejileriyle uyum içindedir"

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Işıkhan, toplantıda yaptığı konuşmada, İİT Çalışma Merkezinin Bakü'de kurulmasını memnuniyetle karşıladıklarını bildirdi.

Işıkhan, İİT Çalışma Merkezinin yalnızca sosyal politika alanındaki mevcut zorlukları ele almakla kalmayacağını, aynı zamanda inovasyon, araştırma ve en iyi uygulamaların yaygınlaştırılması için bir katalizör görevi göreceğine inandıklarını kaydetti.

 

Merkezin aynı zamanda fikirlerin ve çözüm önerilerinin paylaşıldığı bilgi ve işbirliği merkezi olarak İİT üyesi ülkelerin ekonomik ve sosyal kalkınmasına da katkıda bulunacağını vurgulayan Işıkhan, "İİT Çalışma Merkezinin vizyon ve hedefleri, Türkiye'nin politika ve stratejileriyle uyum içindedir. İİT Çalışma Merkezi aracılığıyla deneyimlerimizi, en iyi uygulama örneklerimizi ve bilgi birikimimizi paylaşmak üzere diğer üye ülkelerimiz ile etkileşimde bulunmayı sabırsızlıkla bekliyoruz. Birlik ve beraberlik ruhuyla, Merkezin hedeflerini gerçekleştirmek için el birliğiyle çalışmaya kararlıyız." şeklinde konuştu.

 

Işıkhan, İİT'ye üye ülkeler arasında birlik, işbirliği ve karşılıklı desteğin çok önemli olduğunu vurgulayarak, "Güçlü ortaklıkların ve koordineli çabaların geliştirilmesiyle, karşılaştığımız zorlukların üstesinden gelebilir ve vatandaşlarımızın hayatlarında olumlu bir etki yapabiliriz." dedi.

 

 

 

 

 

 

BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Olaf Scholz, İsrail ile Hamas arasında çatışmalara insani ara verecek uzlaşmada öngörülen esir takasını memnuniyetle karşıladı.

Olaf Scholz, X sosyal medya platformundan yaptığı paylaşımda, "Bazı rehinelerin serbest bırakılmasına ilişkin anlaşma iyi bir haber." ifadesini kullandı.

 

İsrail hükümetinin doğru olanı yaptığı belirten Scholz, bu uzlaşıya destek olan tüm hükümetlere teşekkür etti.

Scholz paylaşımında, "Bu anlaşmanın başarıyla uygulanması için onları diplomatik olarak desteklemeye devam edeceğiz." ifadesine yer verdi.

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis de parlamentoda yaptığı konuşmada, İsrail ile Hamas arasındaki çatışmalara insani ara verecek uzlaşmadan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Bunun, Yunanistan diplomasisinin arzuladığı bir gelişme olduğunu belirten Miçotakis, "Krizin giderilmesi için daha yapılacak çok şey var. Hükümet tüm taraflarla görüşmeye devam edecektir." ifadelerini kullandı.

 

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni de yaptığı yazılı açıklamada, şu değerlendirmede bulundu:

"Hamas tarafından rehin alınanların serbest bırakılmasını garanti eden anlaşmayı büyük bir rahatlamayla karşılıyorum. Gazze’de fazlasıyla ihtiyaç duyulan insani araya da olanak sağlayacak bir anlaşma. Tüm rehinelerin serbest bırakılması ve Ortadoğu'da kalıcı barışın sağlanması için çalışmaya devam edeceğiz."

 

- İngiltere

İngiltere Başbakanı Rishi Sunak da parlamentoda düzenlenen Başbakana Sorular oturumunda, konuya ilişkin değerlendirme yaparak, uzlaşmayı memnuniyetle karşıladıklarını söyledi.

Ülkesinin çatışmalara insani ara verme fikrini uzun süredir desteklediğini anımsatan Sunak, bunun esirlerin salıverilmesi ve Gazze'deki insani krizin giderilmesi için önemli olduğunu vurguladı.

Sunak, tarafları uzlaşmaya riayet etmeye davet ederken, "Katar'a bu konuda oynadığı önemli rol için teşekkür ederim. ABD ve İsrail'le esirlerin kurtarılması ve bu geçici duraklamada Gazzelilere gerekli olan ihtiyaç malzemelerinin en yüksek seviyede ulaştırılmasını sağlamak için çalışmaya devam edeceğiz." dedi.

 

Ateşkes yerine çatışmalara verilecek geçici insani aralardan yana tutumunu yineleyen Sunak, ateşkesin "Hamas'ı güçlendirmekten başka bir işe yaramayacağını" belirterek, şunları söyledi:

"Orta Doğu'da barış sürecine ilişkin tutumumuz çok açık. Huzur ve güven içinde bir İsrail'in, egemen bir Filistin'le yan yana olmasını destekliyoruz. Filistin yönetiminin güçlendirilmesi ve iki devletli çözüm çabalarının yeniden canlandırılması konusunda netiz. Uzun süredir devam eden tutumumuz ise Filistin devletini, barışın çıkarlarına en iyi şekilde hizmet ettiği zaman tanıyacağımız yönündedir."

Almanya'da hükümet ile toplu sözleşme görüşmelerinin ikinci turunda anlaşamayan kamu çalışanları, başkent Berlin'de uyarı grevi yaptı. Berlin'de greve giden kamu çalışanları tarihi Brandenburg Kapısı önünde protesto gösterisi de yaptı.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 

Als Dank und Anerkennung hat das Unternehmen Haix die Urkunde „Umwelt- und Klimapakt Bayern“ erhalten. Landrat Martin Neumeyer und Wirtschaftsreferentin Sandra Schneider überreichten die Auszeichnung des Bayerischen Staatsministeriums für Umwelt und Verbraucherschutz an Haix-Chef Michael Haimerl.

 

„Im Landkreis Kelheim sind viele Vorzeigeunternehmen beheimatet – Mittelständler und Global Player. In diese Riege gehört auch das Mainburger Unternehmen Haix. Es freut mich sehr, dass dessen praktizierter Umweltschutz, der über das Maß der gesetzlichen Vorgaben hinausgeht, gewürdigt wird.“

Landrat Martin Neumeyer

 

Zertifizierungen für Umweltmanagement nach ISO 14001 und Energiemanagement nach ISO 50001 belegen die hohen Standards, für die der Mainburger Funktionsschuhspezialist steht und geehrt wird. Damit werden sowohl der effiziente Einsatz und die Reduzierung des Energiebedarfs als auch die nachhaltige Erzeugung der eingesetzten Energie bewertet.

 

„Nachhaltiges Wirtschaften und Produzieren ist bei Haix seit vielen Jahren ein fest integrierter Schwerpunkt der Firmenphilosophie.“

Michael Haimerl, Geschäftsführer Haix

 

Die Photovoltaikanlagen auf den Dächern des Unternehmens liefern beispielsweise eine Peak-Leistung von rund 700 kWp. Damit liegt die tägliche Peak-Leistung bei der Erzeugung von Solarenergie etwa im Bereich des kompletten Stromverbrauchs am Standort Mainburg. Mit diesem sauberen Strom sortieren die E-Stapler im Logistikzentrum Hochregallager für den Versand von rund 1,7 Millionen Paar Schuhe jährlich in alle Welt.

 

Auch die Firmenflotte, die schon jetzt zu einem großen Anteil mit Strom fährt, soll bis 2026 komplett auf E-Mobilität umgestellt sein und saubere Energie von den Firmendächern tanken.

 

Hintergrund: Der Umwelt- und Klimapakt Bayern

 

Der Umwelt- und Klimapakt Bayern ist eine Vereinbarung zwischen der Bayerischen Staatsregierung und der Bayerischen Wirtschaft. Er beruht auf Freiwilligkeit, Eigenverantwortung und Kooperation. Die Bayerische Staatsregierung und die bayerische Wirtschaft erklären im Umwelt- und Klimapakt Bayern ihre gemeinsame Überzeugung, dass die natürlichen Lebensgrundlagen mit Hilfe einer freiwilligen und zuverlässigen Kooperation von Staat und Wirtschaft besser geschützt werden können als nur mit Gesetzen und Verordnungen.

Im Vordergrund steht die vorausschauende Vermeidung künftiger Umweltbelastungen und nicht deren Reparatur.

Türkiye'nin ham çelik üretimi, ekimde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,2 artarak 3 milyon tona yükseldi.
 

BERLİN (AA) - Küresel ham çelik üretimi, ekimde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 0,6 yükselerek 150 milyon tona ulaştı.

Merkezi Brüksel'de bulunan Dünya Çelik Birliği (Worldsteel), ekim ayı ham çelik üretim verilerini açıkladı.

Buna göre, küresel ham çelik üretimi, geçen ay 2022'nin aynı dönemine kıyasla yüzde 0,6 artarak 150 milyon tona yükseldi.

 

Söz konusu dönemde Çin'in üretimi yüzde 1,8 azalarak 79,1 milyon tona inerken, Japonya'nın üretimi yüzde 2,6 artarak 7,5 milyon tona ulaştı.

Yine aynı dönemde Almanya'nın üretimi yüzde 8,8 düşerek 2,9 milyona tona geriledi. ABD'nin üretimi ise yüzde 3,4 artarak 6,8 milyon tona çıktı.

Birliğin verilerine göre, Türkiye'nin ham çelik üretimi ise ekimde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,2 artarak 3 milyon tona yükseldi.

 

Ekimde Brezilya'nın ham çelik üretimi yüzde 10,2 gerileyerek 2,6 milyon tona düşerken, Rusya'da üretimin yüzde 9,5 artışla 6,3 milyon tona yükseldiği tahmin edildi.

Söz konusu dönemde, Hindistan'ın üretimi yüzde 15,1 artarak 12,1 milyon tona, İran'ın üretimi ise yüzde 3,5 artarak 3,1 milyon tona ulaştı.

Küresel ham çelik üretimi bu yılın ocak-ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 0,2 artarak 1 milyar 567,3 milyon tona yükseldi.