Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
BERLİN (AA) - Trendyol Grubu Başkanı Çağlayan Çetin, yerli üreticiler ve global müşteriler arasında e-ihracat köprüsü olma görevini sürdürdüklerini belirterek, "Sadece iki yılda 42 bin satıcımızı ilk kez ihracatla buluşturduk. Hedefimiz, Trendyol olarak 300 bin satıcımızı yurt dışı pazarlarla buluşturmak ve 3 yılda 10 milyar dolarlık e-ihracat hacmine ulaşmak." dedi.
Trendyol olarak Almanya-Türkiye dostluk maçında A Milli Futbol Takımı'nı tribünden desteklemek için Berlin'de bulunan Çetin, maçın ardından sponsorluk faaliyetleri ve şirketin e-ticaret operasyonlarına ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Türkiye'de e-ihracatın toplam ihracat içinden aldığı payın yaklaşık yüzde 1 olarak hesaplandığına dikkati çeken Çetin, Ticaret Bakanlığının bu rakamı 2030 yılında yüzde 10'a çıkarma hedefini açıkladığını anımsattı.
Çetin, yerli üreticiler ve global müşteriler arasında e-ihracat köprüsü olma görevini sürdürdüklerinin altını çizerek, "Bu hedefe katkıda bulunmak için sadece 2 yılda 42 bin satıcımızı ilk kez ihracatla buluşturduk. Hedefimiz, Trendyol olarak 300 bin satıcımızı yurt dışı pazarlarla buluşturmak ve 3 yılda 10 milyar dolarlık e-ihracat hacmine ulaşmak." ifadelerini kullandı.
İngilizce konuşulan ülkelerdeki müşterilerine özel açtıkları internet sitesi üzerinden Türk üreticileri Avrupa'nın 27 ülkesiyle buluşturduklarını aktaran Çetin, şöyle konuştu:
"Bugün tamamı Türkiye'de üretilen ürünler, Azerbaycan’dan Körfez ülkelerine çok geniş bir coğrafyada kullanıcılar tarafından tercih ediliyor. Buna ek olarak, 100'ü aşkın global e-ticaret platformu aracılığıyla da yerli üreticileri farklı coğrafyalardaki müşterilere ulaştırıyoruz. 2022 yılının başından bu yana 51 binden fazla satıcımızın ihracat yapmasına aracılık ettik. Trendyol satıcıları iki yıllık süreçte yurt dışına 37 milyonu aşkın ürün sattı. Hedefimiz, satıcılarımızla birlikte gelecek yıl 2 milyar dolar, 2026’da ise 10 milyar dolar ihracat yapmak."
Çetin, en çok mikro ihracatçının İstanbul, Ankara ve İzmir’de olduğunu belirterek, bu 3 büyük ili sırasıyla Bursa, Antalya, Adana, Konya ve Kayseri'nin takip ettiğini bildirdi.
Trendyol'un 81 ilin tamamında mikro ihracat yapan satıcısı bulunduğuna dikkati çeken Çetin, "Yılın başında asrın felaketi olarak tanımladığımız çok acı bir deprem gerçeği ile yüz yüze kaldık. Bir kez daha hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Bölgedeki satıcılarımızı da yurt dışı pazarlara taşıyacağımızı belirtmiştik. 51 bin ihracat yapan satıcımızın yaklaşık 7 bini depremden etkilenen satıcılarımızdan oluşuyor. Burada da hedefimiz bu 11 ildeki en az 35 bin satıcımızı ihracat yapar hale getirmek." diye konuştu.
- "Körfez pazarları için 3 milyar dolar yatırım"
Çetin, Körfez ülkeleri, Türk cumhuriyetleri ve Balkanlar'ın Türk ürünleri için büyük potansiyel taşıdığını vurgulayarak, "Buralarda Türk ürünlerinin kalitesi biliniyor. Ayrıca pazara yakınlığımız ile de müşterilere hızlı bir şekilde ürünlerini teslim edebilecek noktadayız. Yılbaşından sonra da Balkanlar pazarına açılacağız." ifadelerini kullandı.
Geçen yılın sonunda açıkladıkları 5 yılda 5 milyar dolarlık yatırım planlarının 1 milyar dolarlık kısmını gerçekleştirdiklerini anlatan Çetin, "Yatırım programımızı uygulamaya devam ediyoruz. Sadece Orta Doğu pazarları için 3 milyar dolar yatırım yapacağız. Bu yatırımlar ağırlık olarak pazarlama, lojistik ve teknoloji alanında olacak" dedi.
Çetin, müşterilere daha hızlı teslimat gerçekleştirebilmek için İstanbul Havalimanı yanında e-ihracat merkezi yatırımlarını gerçekleştirdiklerinin altını çizerek, "Bu merkez ile yakın coğrafyayı kapsayan lojistik ağımızı kurmayı hedefliyoruz. Bu operasyon merkezimizin uzun vadede e-ihracata büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz. Aynı zamanda Ankara’da da bir de e-ticaret operasyon merkezi yatırımımız var. Bu merkez sadece Türkiye’nin değil Avrupa’nın en büyük e-ticaret operasyon ve aktarma merkezlerinden birisi olacak." değerlendirmelerinde bulundu.
- "Sporcuların hayallerini gerçekleştirmelerine katkıda bulunmayı sorumluluğumuz olarak görüyoruz"
Çetin, Trendyol’un son dönemde artan spor yatırımları hakkında da bilgi vererek, spora ilk desteklerini 2021 yılında Futbol Milli Takımları'nın resmi sponsoru olarak verdiklerini söyledi.
Türk sporunun gelişmesine ve sporcuların hayallerini gerçekleştirmelerine katkıda bulunmayı sorumlulukları olarak gördüklerini ifade eden Çetin, şöyle devam etti:
"Türk sporunu ve sporcularını bir bütün olarak görerek, sporun her branşına önem veriyoruz. A Milli Futbol Takımı'nın yanı sıra Kadın Milli Takımlar ve Erkek Milli Takımlarının da resmi sponsorluğunu üstlendik. Bunu, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi'nin (TMOK) resmi sponsorluğu izledi. O dönemde Tokyo'da düzenlenen 32. Yaz Olimpiyatları'nda ülkemizi temsil eden, güreşte Taha Akgül ve Evin Demirhan, tekvandoda Nur Tatar, artistik jimnastikte Ferhat Arıcan ve boksta Busenaz Sürmeneli'nin bu önemli yolculuklarında yanlarında olduk. Önceki yıl da Voleybol Milli takımlarımızın ana sponsorluğunu üstlendik. Desteğimiz Türkiye Voleybol Federasyonu tarafından kurulan ve Türkiye'de 6-12 yaş arasındaki çocukları voleybol ile tanıştırmayı hedefleyen Türkiye'nin 30 ilindeki TVF Fabrika Voleybol Okulları'nı da kapsıyor. Bu yıl da Süper Lig ve 1. Lig’in isim sponsoru olduk. Buna ek olarak Trendyol Yemek ile de deprem sonrası ligden çekilen Atakaş Hatayspor forma göğüs, Gaziantep Futbol Kulübü'nün ise forma sırt sponsoru olarak futbola destek veriyoruz."
- Körfez’e 2 ayda 2 milyon ürün sattı
Trendyol Grubu Üst Yöneticisi (CEO) Erdem İnan da yakın zamanda Körfez ülkelerinde faaliyete başladıklarını hatırlatarak, bu ülkelere e-ihracata 19 Eylül'de başladıklarını, iki aylık süreçte yaklaşık 2 milyon adet "Made in Türkiye" etiketli ürün satıldığını bildirdi.
Şimdi de Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Kuveyt, Bahreyn ve Umman'da pazar yeri modeline geçtiklerini belirten İnan, "Satıcılarımıza tek tuşla ihracat yapma imkanı sağlıyoruz. Satıcılarımızın satıcı paneli üzerinde mikro ihracata izin vermesi ve faturalarını mikro ihracata uygun kesmesi yeterli oluyor. Daha önce hiç ihracat yapmamış firmaların ilk ihracatlarında tek seferlik gümrük kaydı yapma zorunlulukları bulunurken, Trendyol olarak bu süreci de biz üstleniyoruz." diye konuştu.
İnan, Türk markalarının ve ürünlerinin bölgedeki bilinirliğinin yaygın olduğuna işaret ederek, bölgede en fazla yaz sezonu giyim ürünlerinin satıldığını, ev tekstili ile çocuk ve bebek ürünlerinin de büyük ilgi gördüğünü bildirdi. İnan, yakın vadede Körfez ülkelerinde 10 milyon farklı ürünün platformda yer almasını hedeflediklerini söyledi.
- "Kasım kampanyalarında yurt dışından 2,5 milyon müşterimiz alışveriş yaptı"
Ekim ayında 5 binden fazla satıcıyı Körfez ülkelerine satış yapar hale getirdiklerini anlatan İnan, şöyle devam etti:
"Artık Trendyol olarak, kasım kampanyalarını yurt dışına taşıdık. 7-12 Kasım Süper Alışveriş Günleri kampanyamız süresince 30 milyondan fazla ürün satıldı. 400 binden fazla iş ortağımız bu kampanyalara katıldı. Bunların 45 bine yakını bu altı günlük kampanya döneminde ihracat yaptı. Bu dönemde yurt dışındaki 2,5 milyon müşterimiz Trendyol'dan alışveriş yaptılar. Yurt dışına satılan ürün sayısı 3 milyonu aştı. Kampanya dönemindeki ziyaret sayımız da 350 milyonun üzerine çıktı. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde tüm uygulamalar arasında en çok indirilen uygulama Trendyol oldu. Kasım ayı sonuna kadar 60 binden fazla satıcımızı tek tuşla Körfez ülkelerine satış yapar hale getireceğiz. Biz var olduğumuz tüm pazarlarda ekosistemi büyütmek, ekosistemle birlikte büyümek istiyoruz. Bu pazarlarda büyük oyuncularla yapılacak işbirliklerini çok önemsiyoruz. Kendi lojistik şirketimiz Trendyol Express’i de yurt dışına taşımaya başladık. Trendyol Express bünyesindeki taşıyıcı iş ortaklarımız geçtiğimiz hafta Azerbaycan’da ilk teslimatlarını yaptılar. 2024'te Trendyol Express International operasyonumuzu Körfez ülkelerine de bölgedeki partnerlerle yapılacak işbirlikleriyle taşımayı hedefliyoruz."
Große Freude bei Congress-Tourismus-Würzburg (CTW): Die Tourist
Information & Ticket Service im Falkenhaus wurde mit dem begehrten
Zertifikat "Barrierefreiheit geprüft" ausgezeichnet. Sie erfüllt damit
eine Reihe von Qualitätskriterien und bietet einen erleichterten Zugang
und eine deutliche Komfortverbesserung für Gäste mit unterschiedlichen
Beeinträchtigungen. Das Kennzeichen "Barrierefreiheit geprüft" wurde für
drei Jahre verliehen.
Tourismusdirektor Björn Rudek: "Bei der Umgestaltung der Tourist
Information im letzten Jahr haben wir großen Wert auf die Verbesserung
der Barrierefreiheit gelegt. Dazu zählen u.a. ein stufenloser Zugang zum
Gebäude und zu allen nutzbaren Räumen, eine Mindestbreite von 90
Zentimetern für alle Durchgänge, kontrastierende Stufenkanten, ein
Leitsystem mit Bodenindikatoren und eine induktive Höranlage. Es war
unser Ziel, auch Gästen mit Beeinträchtigungen eine hohe
Aufenthaltsqualität zu bieten.“ Julian Wendel, kommunaler
Behindertenbeauftragter, freut sich über das Engagement des städtischen
Eigenbetriebs CTW und darüber, dass die Bemühungen von einem
unabhängigen Institut anerkannt und gewürdigt wurden. Insbesondere
begrüßt er, dass sich gehbehinderte Gäste auf Anfrage auch stundenweise
einen Rollstuhl ausleihen können.
Der Zertifizierung war eine umfangreiche Prüfung der Barrierefreiheit
nach den Kriterien von "Reisen für Alle" vorausgegangen. "Reisen für
Alle" ist ein Kennzeichnungssystem für touristische Angebote in
Deutschland, das vom Bundesministerium für Wirtschaft und Energie (BMWi)
initiiert wurde.
In einem detaillierten Prüfbericht wurden die relevanten Daten der
Tourist Information & Ticket Service für sechs verschiedene Gästegruppen
erfasst: Menschen mit Gehbehinderung, Rollstuhlfahrer:innen, Menschen
mit Hörbehinderung, gehörlose Menschen sowie Menschen mit Sehbehinderung
und blinde Menschen.
Die Auszeichnung "Barrierefreiheit geprüft" liegt für die Tourist
Information & Ticket Service nun in den zwei Qualitätsstufen
"barrierefrei" und "teilweise barrierefrei" vor. Sie werden durch
unterschiedliche Piktogramme dargestellt. Die volle Barrierefreiheit
wurde der Tourist Information & Ticket Service für Menschen mit
Hörbehinderung und gehörlose Menschen attestiert. Für Menschen mit
anderen Beeinträchtigungen gilt das Prädikat "teilweise barrierefrei".
Weitere Informationen: Björn Rudek, Congress-Tourismus-Würzburg, Am
Congress Centrum, 97070 Würzburg, Tel. 09 31/37 23 33, e-mail:
Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein!
Magische Wunderwelten bereisen, Abenteuer erleben und Prüfungen bestehen: Mit fantastischen Geschichten am Vorlesetag ist das alles möglich. Auch in diesem Jahr beteiligte sich die AOK am bundesweiten Vorlesetag für Kinder. Alexander Pröbstle, Direktor der AOK Würzburg und Walter Heußlein, Beiratsvorsitzender der AOK Würzburg lasen heuer im Kindergarten Heilig Kreuz in Gemünden aus dem Buch (Aktions- und Vorlesebuch für Vorschulkinder) von (Birgit Ebbert und Petra Eimer) vor. „Durch das Vorlesen entsteht bei den Kindern ein Film im Kopf, sie tauchen ein in die vorgelesene Geschichte, auch weil sie sich die Figuren und Handlungen individuell vorstellen und weiterdenken“, so Ulrike Jaques Gesundheitsexpertin bei der AOK in Würzburg. Kinder versetzen sich oft in die Figuren der Geschichten hinein. Dies stärkt ihr Mitgefühl und Verständnis für andere. Der Vorlesetag stand in diesem Jahr unter dem Motto „Lesen verbindet“. „Ein Slogan mit einer starken Botschaft, gerade mit Blick auf das aktuelle Weltgeschehen in diesen unruhigen Zeiten“, so Ulrike Jaques.
Lesefähigkeit stärkt Gesundheit
Ziel der Aktion ist es, Kinder so früh wie möglich für Bücher zu begeistern und die Lust auf das Selberlesen zu wecken. „Wir engagieren uns bereits seit einigen Jahren beim bundesweiten Vorlesetag, da aus unserer Sicht Lesen und Gesundheit zusammengehören“, so Walter Heußlein. Unter anderem bei Fragen der Ernährung, Gesundheitsvorsorge oder der medizinischen Behandlung sei es wichtig, Kochrezepte, Gesundheitstipps oder Beipackzettel lesen zu können. Zudem zeigen Studien verschiedene positive Effekte zur Gesundheit auf: Lesen lindert Stress und fördert Entspannung. Regelmäßiges Bücherlesen kann wahrscheinlich dazu beitragen, das Risiko für eine Demenz zu senken. „Eine US-amerikanische Langzeit-Studie hat außerdem ermittelt, dass eifrige Leserinnen und Leser im Durchschnitt 23 Monate länger leben als Personen, die keine Bücher lesen“, so Walter Heußlein.
Die AOK beteiligt sich bereits seit 2009 am bundesweiten Vorlesetag und ist seit 2013 im Stifterrat der Stiftung Lesen vertreten. Der Aktionstag wurde vor zwanzig Jahren ins Leben gerufen und ist eine gemeinsame Initiative der Wochenzeitung DIE ZEIT, der Stiftung Lesen und der Deutsche Bahn Stiftung.
Die Stadt Würzburg, Fachbereich Jugend und Familie, organisiert auch in dieser Wintersaison wieder gemeinsam mit der WVV die Eisbahndisco auf der Eisbahn am Nautiland. An drei Terminen - jeweils am ersten Freitag in den Monaten Dezember, Januar und Februar - wird es für Kinder und Jugendliche möglich sein, zu Tanzmusik die Runden auf dem Eis zu drehen.
In dieser Saison konnte der Fachbereich Jugend und Familie nicht nur einen Radio-Gong-DJ, sondern auch die Vibra DJ School gewinnen, die ihren Nachwuchs-DJs die Chance gibt, Erfahrung beim Auflegen zu sammeln. Außerdem wird es wieder alkoholfreien Winterpunsch geben, hier unterstützen die Suchtpräventionsfachstelle der Stadt Würzburg in Trägerschaft der Diakonie, sowie die Jugendzentren b-hof, Zellerau und Heuchelhof.
Kilian Schick vom Fachbereich Jugend und Familie der Stadt Würzburg: „Wir freuen uns, für Würzburger Kinder und Jugendliche neben unseren fünf School´s Out Partys pro Jahr in der Discothek Airport auch die drei Winter-Discos auf der Eisbahn organisieren zu können. In einem geschützten Rahmen ohne Alkohol und Zigaretten können die jungen Menschen sich mit Freundinnnen und Freunden treffen und Spaß haben."
Der Eintritt kostet für Kinder und Jugendliche 3 Euro und ist damit genauso günstig wie der reguläre Eisbahnbetrieb, Musik wird gespielt von 18 bis 22 Uhr.
Termine: Freitag, 1.12.2023, Freitag 5.1.2024, Freitag, 2.2.2024, Eisbahn am Nigglweg.
Seine Laufbahn begann aus heutiger Sicht eher ungewöhnlich: Klaus Rosteks erster Arbeitstag beim Landkreis Würzburg war der Aschermittwoch des Jahres 1986. Eine Arbeitsbeschaffungsmaßnahme (ABM) ermöglichte die Einstellung des Diplom-Sozialpädagogen (FH) als Mitarbeiter des Landkreis-Sommerprogramms „Spielmobil“. Daraus sollten 37 Jahre am Landratsamt werden – mit wachsenden Aufgaben und Erfahrungen im Bereich Kinder, Jugend und Familie. Am 1. Dezember 2023 beginnt für Klaus Rostek der wohlverdiente Ruhestand.
Bereits 1988 übernahm Rostek die kommissarische Zuständigkeit für das Pflegekinderwesen im Landkreis, worauf zum 1. Juli 1988 eine Festanstellung als Kreisjugendpfleger folgte. In dieser Funktion konnte Klaus Rostek u.a. die Beteiligung von Kindern an der örtlichen Spielplatzplanung der Gemeinden sowie die Neuorganisation des Ferienpasses in die Wege leiten. Der damalige Landrat Dr. Georg Schreier beauftragte ihn mit der Begründung des Jugendaustausches mit dem israelischen Landkreis Mateh Yehuda – der bis heute besteht. Und auch den bei vielen Generationen beliebten „Circus Wirbelwind“ konnte Rostek 1991 aus der Taufe heben.
Seit 1997 widmete sich Rostek mit der Hälfte seiner Arbeitszeit dem neuen Aufgabenfeld Jugendhilfeplanung. Hier ging es um den Ausbau der Kleinkindbetreuung, die Sozialraumorientierung der Jugendhilfe im Flächenlandkreis Würzburg, die Erstellung des Familienatlas als Demographie- und Sozialberichterstattung, um die Einrichtung von Familienbeiräten und von mittlerweile zehn Familienstützpunkten in den Gemeinden und die Gründung des „Bündnis Familie und Arbeit in der Region Würzburg“.
Seit 2002 fungierte Rostek als stellvertretender Leiter des Kreisjugendamtes, seit 2004 als stellvertretender Leiter des Sozialpädagogischen Bereichs. Hier baute er die Servicestelle Ehrenamt auf. Ab 2016 war Klaus Rostek Leiter des Fachbereichs „Amt für Jugend und Familie, Kinder-, Jugend- und Familienarbeit“. In dieser Funktion konnte er die Inklusion im Sportbereich sowie eine Sportentwicklungsplanung für den Landkreis voranbringen. Auch der Start der Bildungskoordination, um gemeinsam mit der Stadt bayerische Bildungsregion zu werden, oblag ihm. Von Beginn an, seit 1988 bis heute, war Rostek an den Sitzungen des Jugendhilfe-Ausschusses beteiligt, die er seit 2016 auch koordinierte. In der Kreispolitik galt Rostek als kompetenter und erfahrener Experte für alle Fragen rund um die Kinder-, Jugend- und Familienarbeit.
Fachbereichsübergreifend engagierte er sich sehr engagiert für die Landkreis-Partnerschaft mit Mateh Yehuda, als Personalrat, für die Einführung familienbewusster Personalangebote im Landratsamt wie dem Mitarbeiterkindertag oder die amtseigene Kita LaRaLand, er wirkte lange Jahre bei der Mitarbeiterzeitschrift „Einblick ins Amt“ und beim AK Familie mit. Regional und überregional war Klaus Rostek als Sprecher der unterfränkischen Jugendamtsleiter und als stimmberechtigtes Mitglied im Landesjugendhilfeausschuss Bayern aktiv.
CENEVRE (AA) - Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Komitesi, Gazze'deki savaşın daha önce hiç tanık olunmadığı bir vahşetle daha fazla çocuğun hayatına mal olduğunu belirterek, "Gazze'de sadece 5 haftada 4 bin 600'den fazla çocuk öldürüldü." ifadelerini kullandı.
BM Çocuk Hakları Komitesi, "20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü" dolayısıyla yazılı açıklama yaptı.
Dünya genelinde her 5 çocuktan 1'inin silahlı çatışmaların olduğu bölgelerde yaşadığı belirtilen açıklamada, Dünya Çocuk Hakları Günü'nün hüzünlü bir ortamda kutlandığı ifade edildi.
Açıklamada, çatışma bölgeleri için "ateşkes" ve çocukların korunması için uluslararası insancıl hukukun temellerine dönüş çağrısı yapıldı.
BM Genel Kurulu'nun 1959'da Çocuk Hakları Bildirgesi ve 20 Kasım 1989'da da Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'yi kabul ettiği hatırlatılan açıklamada, "Ancak 34 yıl sonra bugün çocuklar için yas günü haline geldi. Yakın zamanda silahlı çatışmalarda çok sayıda çocuk öldü. Gazze'de sadece beş haftada 4 bin 600'den fazla çocuk öldürüldü. Bu savaş, daha kısa sürede ve son yıllarda tanık olmadığımız bir vahşetle daha fazla çocuk öldürüldü." ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, merkezi İngiltere'de bulunan sivil toplum kuruluşu Save The Children'ın dünya genelinde 468 milyon çocuğun silahlı çatışma bölgelerinde yaşadığını bildirdiği yer alırken, bu sayının, UNICEF'in verilerine göre dünyadaki 2,4 milyar çocuk nüfusunun yüzde 20'sini oluşturduğu kaydedildi.
- "2022'de dünya genelinde öldürülen veya sakat kalan çocuk sayısı 8 bin 630"
Bu yıl Dünya Çocuk Hakları Günü'nde işgal altındaki Filistin topraklarındaki silahlı çatışmanın ön planda olduğu belirtilen açıklamada, "Dünyanın birçok yerinde binlerce çocuğun silahlı çatışmalarda ölmesinden derin endişe duyuyoruz." ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, "Doğrulanmış rakamlar, 2022'de dünya genelinde öldürülen veya sakat kalan çocuk sayısının 8 bin 630 olduğunu gösteriyor. Geçen yıl 4 bin kadar çocuğun insani yardıma erişiminin engellenmiş olması da derin endişe vericidir. Gazze'deki mevcut durum göz önüne alındığında, bu ağır insan hakları ihlallerinin çocuk mağdurlarının sayısı katlanarak artıyor." ifadelerine yer verildi.
Ghebreyesus, İsrail güçlerinin, Endonezya Hastanesine gerçekleştirdiği saldırıya ilişkin X sosyal medya platformundan paylaşımda bulundu.
Gazze'deki Endonezya Hastanesine düzenlenen, aralarında kritik durumda olan hastaların da bulunduğu 12 kişinin ölümü ve onlarca kişinin yaralandığı saldırı karşısında "dehşete kapıldıklarını" vurgulayan Ghebreyesus, "Sağlık çalışanı ve siviller özellikle de hastanede bulunurken bu tür dehşete asla maruz kalmamalı." ifadelerini kullandı.
- İsrail'in Endonezya Hastanesine saldırısı
İsrail ordusunun sabah saatlerinde Endonezya Hastanesine saldırısı sonucu en az 12 Filistinli hayatını kaybetmiş, onlarca kişi yaralanmıştı.
Gazze'deki İçişleri Bakanlığı, daha sonra yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun, Endonezya Hastanesine sığınanları hastaneden çıktıkları sırada hedef aldığını, saldırıda ölen ve yaralananlar olduğunu duyurmuştu.
Açıklamada, hastaneyi abluka altına alan İsrail güçlerinin, hastane kapısı önünde her türlü harekete ateşle karşılık verdiği belirtilmişti.
ICRC'den yapılan yazılı açıklamada, ICRC Başkanı Mirjana Spoljaric'in İsrail ile Filistin arasındaki çatışmalarla ilgili insani konularda ilerleme sağlamak üzere Katar'a gittiği belirtildi.
Spoljaric'in, Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye ve Katarlı yetkilerle ayrı ayrı bir araya geldiği belirtilen açıklamada, "Çatışmada etkilenen tüm mağdurların acilen korunması ve Gazze Şeridi'ndeki felaket niteliğindeki insani durumun hafifletilmesi için çağrıda bulunmaya devam ediyoruz." ifadeleri kullanıldı.
Gazze'deki ICRC personelinin hayat kurtaran yardımlara ve cerrahi operasyonlara devam ettiği kaydedilen açıklamada, çalışmaların boyutunu artırabilmek için sürdürülebilir ve güvenli insani erişim çağrısında bulunuldu.
- "Rehinelerin derhal serbest bırakılması yönünde ısrarla çağrıda bulunuyoruz"
Açıklamada, "Rehinelerin derhal serbest bırakılması yönünde ısrarla çağrıda bulunuyoruz. ICRC ekiplerinin rehinelerin durumunu kontrol etmek, ilaç dağıtmak ve onların aileleriyle iletişim kurabilmesi için onları ziyaret etmesine izin verilmesi konusunda ısrar ediyoruz." ifadeleri yer aldı.
ICRC'nin rehineleri ziyaretlerini güvenli bir şekilde yapabilmesine olanak sağlayacak anlaşmalara varılması gerektiği belirtilen açıklamada, "ICRC rehinelerin tutulduğu yere zorla giremez ve onların yerlerini de bilmiyoruz." ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, ICRC'nin rehinelerin serbest bırakılmasına imkan sağlayan müzakerelere katıldığı vurgulanırken, "Tarafsız bir insani aracı olarak ICRC personelinin daha önce iki kez yaptığı gibi, çatışmanın taraflarının gelecekte kabul edeceği herhangi bir tahliyeyi kolaylaştırmaya hazırız." denildi.
Spoljaric'in ziyaretinin, ICRC'nin uluslararası insancıl hukuka saygıyı geliştirmek için tüm taraflarla yaptığı doğrudan görüşmelerin bir parçası olduğunun altı çizilen açıklamada, Spoljaric'in son haftalarda Gazze'de tutulan rehinelerin ailelerinin yanı sıra üst düzey İsrailli ve Filistinli liderlerle de birçok kez görüştüğü kaydedildi.
MADRİD (AA) - İspanya'da Komünist Partinin (PCE) devamı olarak 1990'ların başında kurulan Birleşik Sol'un (IU) son 7 yıldır liderliğini yapan, 3,5 yıldır sürdürdüğü tüketim bakanlığı görevinde "ülkenin ilk komünist bakanı" olarak tanınan Alberto Garzon siyaseti bıraktı.
Garzon, Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) lideri ve Başbakan Pedro Sanchez'in PSOE-Sumar azınlık sol koalisyon hükümetini kurmak için Meclis'ten dün güvenoyu almasının ardından bugün, 5 Haziran 2016'dan bu yana yürüttüğü IU Genel Koordinatörlüğü görevini ve siyaseti bıraktığını mektupla duyurdu.
Koalisyonun küçük ortağı, IU'nun da içinde olduğu sol ve aşırı sol partilerin ittifakı Sumar'da devam edebilmesi için siyasi şartlar olmasına rağmen bırakmayı tercih eden 38 yaşındaki Garzon mektubunda, "Artık İspanyol siyaseti, yeni hükümet ve çözülmesi gereken birçok zorlukla başka aşamaya geçiyor. Uzun süren düşünmeler sonrasında aldığım bu karar kişisel olarak üstlendiğim yol haritasının bir parçasıydı. Nihai kararımı siyasi aşamanın değişmesiyle senkronize etmek için bu anı bekledim." diye yazdı.
Garzon, 18 yaşındayken katıldığı IU'nun liderliğini yapmanın "büyük bir onur" olduğunu belirterek, "aceleyle alınan bir kararla IU'nun başına geçtiğini, herkesin umudunu kestiği bir anda sorumluluk üstlendiğini, tüm bu siyasi süreç boyunca birçok kez uçurumu gördüğünü, tarihinde çok fazla iç kavgalar yaşayan partisinde iç barışı sağlamak için çalıştığını, hatalar da yaptığını ama gemiyi onararak, sosyalizmi gösteren pusulayı takip ederek yoluna devam eden, güçlü bir IU bıraktığını" ifade etti.
Garzon bundan sonra çocuklarına ve ailesine daha fazla zaman ayıracağını vurguladı.
Henüz 26 yaşındayken, 2011 yılında IU'dan Meclis'e "en genç milletvekili" olarak giren Garzon, Ocak 2020'dan bu yana bakan olmasına rağmen 23 Temmuz'da yapılan erken genel seçimlerde aday olmamıştı.
İSTANBUL (AA) - İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), İsrailli aşırı sağcı Miras Bakanı Amihai Eliyahu'nun, "Gazze Şeridi'ne nükleer bomba atılmasının olasılıklardan biri" açıklamasını kınadı.
İİT, X Platformundan yaptığı açıklamada, Gazze'ye nükleer bomba tehdidinin "sistematik bir terör" olduğu kaydedildi.
İsrailli bakanın söz konusu ırkçı ifadelerinin kınandığı belirtilen açıklamada, bunun İsrail işgal güçlerinin Filistin halkına karşı her gün yürttüğü katliamı, nefret ve aşırılık söylemini yansıttığı ifade edildi.
Açıklamada, İİT'nin İsrailli bakanın bu söylemini reddettiği ve ululararası toplumun Gazze'ye yönelik askeri saldırının durdurulması için etkin adımlar atması gerektiği vurgulandı.
Kuveyt Dışişleri Bakanlığı da X Platformundan benzeri bir kınama yayımlandı.
Kınamaya ilişkin açıklamada, "İsrailli bakanın sözlerinin İsrail'in Filistinli sivillere yönelik saldırıların ulaşabileceği seviyeyi gösterdiği konusunda bir şüpheye yer bırakmadığı" ifade edildi.
Açıklamada, uluslararası toplum ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne kardeş Filistin halkının maruz kaldığı toplu soykırımın durdurulması çağrısı yapıldı.
İsraili bakanın sözlerine tepki gösteren ülkeler arasında BAE de yer aldı.
BAE Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, İsrailli bakanın kınanan sözleri "kabul edilemez ve utanç verici" olarak nitelendirildi.
Uluslararası hukukun ihlal edildiği, büyük ihlallerin işlenmesinin teşvik edildiği belirtilen bu sözlerin, savaş suçu olduğu kaydedilen açıklamada, BAE tarafında nükleer silahın kullanılması imasının kati bir şekilde reddedildiği vurgulandı.
Açıklamada ayrıca, Gazze'de akan kanın durdurulması ve ateşkesin zorunlu olduğunun altı çizildi.
Aşırı sağcı İsrailli Bakan Eliyahu, katıldığı bir radyo programında nükleer bomba kullanmanın Gazze'ye yönelik olasılıklardan biri olduğunu söylemişti.
Bu açıklamanın ardından Başbakan Binyamin Netanyahu, Eliyahu'yu kabine toplantılarından süresiz olarak uzaklaştırmıştı.
Eski Başbakan Yair Lapid ise Netanyahu'ya Eliyahu'yu görevden alması çağrısında bulunmuştu.
Gazze Şeridi'ne yönelik skandal sözlerine gelen tepkilerin ardından Eliyahu geri adım atarak, nükleer bombayla ilgili açıklamasının "mecazi olduğunu" savunmuştu.