Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
Stoltenberg, NATO karargahında düzenlediği basın toplantısında, Rusya'nın Ukrayna'daki 4 bölgeyi ilhakının gayrimeşru ve yasa dışı olduğunu, bu toprakları Rusya'nın parçası olarak asla tanımayacaklarını belirtti.
Bunun, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa topraklarında görülen en büyük zorla ilhak girişimi olduğunu, Ukrayna topraklarından kabaca Portekiz büyüklüğünde bir alanın Rusya tarafından yasa dışı bir şekilde silah zoruyla ele geçirildiğini kaydeden Stoltenberg, "Sahte referandumlar Moskova'da yapıldı ve uluslararası hukuku tamamen ihlal ederek Ukrayna'ya dayatıldı." değerlendirmesinde bulundu.
Stoltenberg, "Bu topraklar Ukrayna'dır. Donetsk Ukrayna'dır. Luhansk Ukrayna'dır. Herson Ukrayna'dır. Zaporijya Ukrayna'dır. Kırım'ın Ukrayna olduğu gibi." ifadelerini kullandı.
- "Zayıflık göstergesi"
Rusya'nın Ukrayna topraklarını ikinci kez zorla ele geçirdiğinin altını çizen Stoltenberg, "Bu, savaşın başlamasından bu yana en ciddi tırmanışı temsil ediyor." dedi.
İlhak kararını "güç değil, zayıflık göstergesi" olarak gören Stoltenberg, "Bu, savaşın planlandığı gibi gitmediğinin ve Putin'in stratejik hedeflerinde tamamen başarısız olduğunun itirafıdır." diye konuştu.
- Ukrayna'ya desteğe devam
Stoltenberg, "Putin'in amacı bizi Ukrayna'yı desteklemekten caydırmak ama bunda başarılı olamayacak." dedi.
Ukrayna'ya destek sağlanmasının hem bu ülkenin kendini savunması hem de NATO müttefiklerinin güvenliği için şart olduğuna işaret eden Stoltenberg, "Putin'in kazanmasını istemiyoruz çünkü kazanırsa Rusya gibi otoriter ülkelerin askeri güç kullanarak hedeflerine ulaşabilecekleri mesajı çıkacaktır. Bu da tüm dünyayı daha tehlikeli hale getirecek." diye konuştu.
- Putin'in nükleer söylemi
"Putin'in nükleer söylemi tehlikeli ve pervasızcadır." diyen Stoltenberg, Putin'in nükleer meseledeki duruşuyla ilgili değişiklik görmediklerini ifade etti.
Stoltenberg, şunları aktardı:
"Rusya'nın yaptıklarını yakından takip ediyoruz. Rusya, nükleer savaşın asla yapılmaması gerektiğini anlamalıdır. Eğer nükleer silah kullanırlarsa bunun Rusya için ciddi sonuçları olacaktır. Bu, Rusya'ya çok açık bir şekilde iletildi."
- Ukrayna'nın NATO üyeliği
Ukrayna'nın üyelik başvurusu hakkında Stoltenberg, "Ukrayna'nın kendi yolunu, ne tür bir güvenlik düzenine gireceğini seçme hakkı vardır." dedi.
Stoltenberg, Ukrayna'nın üyeliğine sadece 30 NATO üyesinin karar verebileceğini, üyelik için oy birliği gerektiğini kaydetti.
BRÜKSEL (AA) - Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel, üye ülkelerin yeni bir "enerji birliği" kurması gerektiğini söyledi.
Michel, Rusya'nın Ukrayna'nın doğusundaki bölgeleri ilhakının ardından açıklamalarda bulundu.
Rusya'nın Avrupa'ya ekonomik ve sosyal sistemi hedef alan bir "enerji füzesi" fırlattığını belirten Michel, hasarın çok ciddi olduğunu ve enerjinin aşırı pahalı bir hal aldığını anımsattı.
Michel, Avrupa'daki her hanenin yükselen enerji faturaları ve süpermarket fiyatlarından etkilendiğini hatırlatarak "Bunun hepimizin üzerinde kalıcı bir etkisi olacak." ifadesini kullandı.
"Bu nedenle şimdi ortak stratejiyle yeni bir enerji birliği geliştirilmeli." diyen Michel, arz güvenliği, makul fiyatlı enerji ve iklim dostu dönüşüm için enerji birliği dışında bir seçenek olmadığına dikkati çekti.
- Prag'da ele alınacak
AB üyesi ülkelerin liderleri 6-7 Ekim'de dönem başkanı Çekya'nın başkenti Prag'da bir araya gelecek.
Avrupa'daki enerji krizinin toplantında görüşülecek ana konular arasında yer alması bekleniyor.
AB ülkeleri, Rusya-Ukrayna Savaşı öncesinde doğal gaz ihtiyaçlarının yüzde 40'ını Rusya'dan tedarik ediyordu.
Savaşla birlikte Rusya'nın Avrupa ülkelerine gaz sevkiyatını durma noktasına getirmesi kıta genelinde krize yol açtı.
Avrupa'da gaz ve elektrik fiyatları tarihi yüksek seviyelere ulaştı.
BRÜKSEL (AA) - NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Rusya'nın Ukrayna'da ilhak ettiği toprakları Rusya'nın parçası olarak asla tanımayacaklarını duyurdu.
Stoltenberg, NATO karargahında düzenlediği basın toplantısında, Rusya'nın Ukrayna'daki 4 bölgeyi ilhakının gayrimeşru ve yasa dışı olduğunu, bu toprakları Rusya'nın parçası olarak asla tanımayacaklarını belirtti.
Bunun, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa topraklarında görülen en büyük zorla ilhak girişimi olduğunu, Ukrayna topraklarından kabaca Portekiz büyüklüğünde bir alanın Rusya tarafından yasa dışı bir şekilde silah zoruyla ele geçirildiğini kaydeden Stoltenberg, "Sahte referandumlar Moskova'da yapıldı ve uluslararası hukuku tamamen ihlal ederek Ukrayna'ya dayatıldı." değerlendirmesinde bulundu.
Stoltenberg, "Bu topraklar Ukrayna'dır. Donetsk Ukrayna'dır. Luhansk Ukrayna'dır. Herson Ukrayna'dır. Zaporijya Ukrayna'dır. Kırım'ın Ukrayna olduğu gibi." ifadelerini kullandı.
- "Zayıflık göstergesi"
Rusya'nın Ukrayna topraklarını ikinci kez zorla ele geçirdiğinin altını çizen Stoltenberg, "Bu, savaşın başlamasından bu yana en ciddi tırmanışı temsil ediyor." dedi.
İlhak kararını "güç değil, zayıflık göstergesi" olarak gören Stoltenberg, "Bu, savaşın planlandığı gibi gitmediğinin ve Putin'in stratejik hedeflerinde tamamen başarısız olduğunun itirafıdır." diye konuştu.
- Ukrayna'ya desteğe devam
Stoltenberg, "Putin'in amacı bizi Ukrayna'yı desteklemekten caydırmak ama bunda başarılı olamayacak." dedi.
Ukrayna'ya destek sağlanmasının hem bu ülkenin kendini savunması hem de NATO müttefiklerinin güvenliği için şart olduğuna işaret eden Stoltenberg, "Putin'in kazanmasını istemiyoruz çünkü kazanırsa Rusya gibi otoriter ülkelerin askeri güç kullanarak hedeflerine ulaşabilecekleri mesajı çıkacaktır. Bu da tüm dünyayı daha tehlikeli hale getirecek." diye konuştu.
- Putin'in nükleer söylemi
"Putin'in nükleer söylemi tehlikeli ve pervasızcadır." diyen Stoltenberg, Putin'in nükleer meseledeki duruşuyla ilgili değişiklik görmediklerini ifade etti.
Stoltenberg, şunları aktardı:
"Rusya'nın yaptıklarını yakından takip ediyoruz. Rusya, nükleer savaşın asla yapılmaması gerektiğini anlamalıdır. Eğer nükleer silah kullanırlarsa bunun Rusya için ciddi sonuçları olacaktır. Bu, Rusya'ya çok açık bir şekilde iletildi."
- Ukrayna'nın NATO üyeliği
Ukrayna'nın üyelik başvurusu hakkında Stoltenberg, "Ukrayna'nın kendi yolunu, ne tür bir güvenlik düzenine gireceğini seçme hakkı vardır." dedi.
Stoltenberg, Ukrayna'nın üyeliğine sadece 30 NATO üyesinin karar verebileceğini, üyelik için oy birliği gerektiğini kaydetti.
Almanya Savunma Bakanlığının Twitter hesabından yapılan açıklamada, Lambrecht’in Ukrayna’da bugün mevkidaşı Oleksii Reznikov ile bir araya geldiği belirtildi.
Açıklamada, "Biz, dostlarımızı gerektiği sürece destekleriz." ifadesi yer aldı.
Alman Haber Ajansı’ndaki habere göre Lambrecht, Odessa’da yaptığı açıklamada, Almanya’nın Ukrayna’ya birkaç ay önce sağlamaya söz verdiği "IRIS-T" tipi hava savunma sisteminin gelecek günlerde ulaştırılacağını belirtti.
Almanya'nın sağladığı "Gepard" tipi uçaksavar tanklarını da inceleyen Lambrecht, bu tankların kritik altyapının korunmasına ve Rusya’nın hava saldırılarına karşı savunmaya yardımcı olduğunu ifade etti.
Lambrecht, Rusya’ya karşı mücadelede Yunanistan ve Slovakya’dan da tankların Ukrayna’ya sağlanacağını bildirerek, “Almanya da Yunanistan ve Slovakya'daki boşlukları kapatmaya yardım ediyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Alman Savunma Bakanı, Yunanistan ve Slovakya ile yapılacak takasların önemli olduğunu kaydetti.
Ülkesinin Ukrayna’ya silah sağlama konusunda tek başına hareket etmeyeceğine dikkati çeken Lambrecht, “Ortaklarımızla her zaman koordineli olduğumuz Ukrayna'da da biliniyor.” dedi.
Lambrecht, Ukrayna’nın çokça hava saldırılarına uğradığının, bu nedenle hava savunması konusunda daha fazla destek verilmesinin önemli olduğunun altını çizdi.
Ukrayna’nın NATO’ya hızlı şekilde alınmasına ilişkin yaptığı başvuruyu anlayışla karşıladığını belirten Lambrecht ancak böyle bir prosedür için belirli şartların yerine getirilmesi gerektiğini söyledi.
Lambrecht, NATO’nun savaşın tarafı olmayacağı konusunda kendisini konumlandırmasının önemli olduğunu vurgulayarak, “İhtilafın başında bunu açıkça söyledik ve bundan da vazgeçmeyeceğiz.” dedi.
Savaş başladıktan sonra ilk kez Ukrayna'ya giden Lambrecht’in, Odessa’daki hava alarmı sebebiyle bir süre sığınağa girdiği, ayrıca hastanedeki yaralı askerleri ziyaret ettiği bildirildi.
BERLİN (AA) – Almanya’da Berlin Eyaleti Başbakanı Franziska Giffey, dernek temsilcileriyle bir araya geldi.
Giffey, Berlin’de 5 ilçede çeşitli çalışmalar yapan ve aralarında Türk derneklerinin de bulunduğu 50’nin üzerinde sivil toplum kuruluşunu bünyesinde barından "Vatandaş Platformu" (Bürgerplattform) tarafından Berlin Belediye Binası’nda düzenlenen etkinliğe katıldı.
Etkinlikte eğitim, enerji fiyatlarındaki artış ve sosyal alanların korunması gibi sorunlar ele alındı.
Sivil toplum kuruluşlarının taleplerini dinleyen Giffey, sorunların çözümü konusunda çalışacağını belirtti.
Neukölln ilçesinde faaliyetlerini sürdüren İslam Toplumu Milli Görüş Teşkilatına bağlı Aziziye Camisi Derneği Başkanı Fevzi Mercan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bürgerplattform’un kurucu üyelerinden biri olarak uzun zamandan beri değişik çalışmalar yaparak Berlin’deki sorunları dile getirdiklerini ifade etti.
Mercan, "Etkinlik gayet güzel geçti. Şehrimizdeki sorunları bir nebze olsun çözüme kavuşturmayı ümit ediyoruz." dedi.
Berlin’de başka sorunların da bulunduğunu belirten Mercan, “Elbette yüksek konut kiraları, konut bulmadaki sıkıntı, trafik yoğunluğu, yabancı düşmanlığı gibi birçok sorun var. Bunlar da masaya yatırılması gereken konular ve bunlar gelecekte ele alınacak.” diye konuştu.
BERLİN (AA) - Almanya'da aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisi'nin (AfD) genel merkezinde arama yapıldığı bildirildi.
Berlin savcılığından yapılan açıklamada, AfD'nin eski sözcüsü Jörg Meuthen ve eski sayman Klaus-Günther Fohrmann hakkında yürütülen iki ön soruşturma kapsamında partinin Berlin'deki genel merkezinde, Baden-Württemberg, Bavyera ve Kuzey Ren-Vestfalya eyaletlerindeki 7 noktada aramalar yapıldığı ifade edildi.
Açıklamada, "Aramalar sonucunda belge ve veri taşıyıcıları bulunmuş olup, bunlar halen devam etmekte olan soruşturmalar kapsamında analiz edilmektedir." bilgisi paylaşıldı.
Şüphelilerin sorumlu olduğu 2016, 2017 ve 2018 yılları için AfD tarafından Alman Federal Meclis Başkanlığı'na sunulan hesaplarda Siyasi Partiler Yasası'nın ihlali ve güveni kötüye kullanma şüphesi bulunduğu vurgulandı.
AfD sözcüsü Dr. Alice Weidel, savcılığın AfD'ye gözdağı vermek amacıyla arama yaptığını ileri sürdü.
Weidel, yaptığı açıklamada, "Yapılanlar Almanya'nın en önemli muhalefet partisi olan ve şu anda anketlerde SPD'ye yüzde üç fark atan AfD'ye gözdağı vermek için son derece alışılmadık ve son derece orantısız bir eylem." ifadelerini kullandı.
Alman medyasının savcılık çevrelerine dayandırdığı haberinde, reklam alan pazarlama şirketi Ströer'in büroları da arandı.
AfD için verilen siparişlerin Ströer'de önceki seçimlerde aynı müşteri numaraları altında listelendiğini iddia edilmişti.
WESSELİNG (AA) - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) konusunda yaptıkları çalışmanın aralık ayında TBMM'ye intikal edeceğini söyledi.
Bilgin, Almanya temaslarının ikinci gününde, Köln kenti yakınlarındaki Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Wesseling Camisi'nde vatandaşlarla bir araya geldi.
Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen, Köln Başkonsolosu Turhan Kaya, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürü Oğuz Tuncay, cami derneği yetkilileri ve bölgede faaliyet gösteren dernek temsilcileri de camideki toplantıya katıldı.
Bakan Bilgin, toplantının ardından AA muhabirine yaptığı açıklamada, Almanya ziyaretinde çeşitli topluluklar ve sivil kuruluşlarıyla bir araya gelerek, onların sorunlarını dinlediklerini, taleplerini aldıklarını belirtti.
Bu sorunların bazılarının hemen çözülebilecek şeyler olduğunu ve o konuda talimat verdiklerini ifade eden Bilgin, şunları kaydetti:
"Bazıları bir takım düzenlemelerle çözülecek ya da Alman hükümetiyle Türkiye arasındaki ilişkilerle çözülecek sorunlar. Bunları takip edeceğiz ve çözeceğiz. Yurttaşlarımız nerede yaşarlarsa yaşasınlar sorunları bizim sorunumuzdur. Dünyanın neresinde bir Türk varsa onun sorunu Türk devletinin sorunudur. Türk devleti, çözüm konusunda her zaman bir irade koyduğu gibi bugün de koymaya devam edecektir."
Emeklilikte yaşa takılanlar konusundaki soruyu yanıtlayan Bilgin, "Yeni bir gelişme yok. EYT ile ilgili çalışmalarımız tamamlandığı zaman aralık ayında TBMM'ye intikal ettireceğiz." diye konuştu.
Bilgin, toplantıda yaptığı konuşmada ise şunları paylaştı:
"Biz Türkler Anadolu'ya bin yıl önce geldik. Bin yılda Anadolu'nun adını değiştirdik, oranın adı Anatolia'ydı, Türkiye yaptık. 1960'larda abilerimiz, ablalarımız, amcalarımız, vatandaşlarımız Almanya'ya, Fransa'ya, Avrupa'nın muhtelif şehirlerine gittiler ama oralarda kaybolmadılar. Oralarda hem minarelerini, camilerini açtılar, hem güzel Türkçelerini unutmadılar ve yaşatmaya devam ediyorlar. Yaşadığımız, gittiğimiz yerlerde varlığımızın işaretleri olan bayrağımızı, ezanımızı, kültürümüzü ve dilimizi yaşatmak fevkalade önemli. Bunları kaybettiğimiz zaman aslında kaybolur gideriz, geriye hiçbir şey kalmaz."
KÖLN (AA) - Genel merkezi Almanya'nın Köln kentinde bulunan Uluslararası Demokratlar Birliği (UID), Almanya Federal Parlamento Başkan Yardımcısı ve Hür Demokrat Parti (FDP) Genel Başkan Yardımcısı Wolfgang Kubicki'nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik hakaret içeren sözlerini kınadı.
UID Genel Başkanı Köksal Kuş, genel merkez binasında düzenlediği basın toplantısında, Kubicki'nin Hildesheim şehrinde tertiplenen bir seçim programında yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında kullandığı hakaret dolu kelimeleri şiddetle lanetlediklerini söyledi.
Kuş, "Kubicki’nin ifadeleri asla kabul edilemez. Kubicki bu hakaretvari açıklamaları ile öncelikle kendi onur ve kişiliğine, sonrasında da gerek partisinin gerekse de temsil ettiği parlamentonun ciddiyetine zarar vermiş bulunmaktadır. Adı geçen kişi bu yakışıksız ifadelerinin Alman siyasetine büyük zararlar verdiğinin bilincinde olmalıdır ve aynı zamanda da kendisinin siyasi ve ahlaki derecesini gözler önüne sermektedir." ifadelerini kullandı.
"Siyasetçi olduğunu veya toplumun temsilciliğini yaptığını iddia edenler tepki ve eleştirilerini diplomatik bir dille ifade edebilmeyi öğrenmelidir." diyen Kuş, şunları kaydetti:
"Sorumlu bir siyasetçi toplum barışına zarar verecek yaklaşımların yanı sıra kutuplaştırıcı sözler ve hakaretlerden kaçınmalıdır. Sorumluluk taşıyan bir siyasetçi yaptığı hataları gördüğünde bunlardan dönebilen ve aynı zamanda özür dilemeden de çekinmeyendir. Bu vesileyle gerek FDP gibi köklü bir partiyi gerekse Federal Almanya Parlamentosunu temsil eden Kubicki’yi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden ve milletinden af dilemeye davet ediyoruz."
Basın toplantısında UID yönetim kurulu üyeleri de hazır bulundu.
Her yıl 3 Ekim'de düzenlenen etkinliklerde bu yıl geleceğin "yeşil" camileri, çevre bilinci, sürdürülebilirlik ve iklimin korunması konuları ele alınacak...
KÖLN (AA) - Almanya Müslümanlar Koordinasyon Konseyinin (KRM) bu yıl camilerde düzenleyeceği Açık Cami Günü'nün bu yılki teması, "Sınırlı Kaynaklar – Büyük Sorumluluklar" olarak belirlendi.
İki Almanya'nın birleşme günü olan 3 Ekim'de, 2007'den beri her yıl Almanya genelindeki binden fazla camide düzenlenen etkinliklerde, bu yıl yine camiler kapılarını herkese açacak ve ziyaretçiler İslamiyet hakkında bilgilendirilecek.
KRM sözcüsü Mohamed El Kaada yaptığı yazılı açıklamada, iklim değişikliği, Kovid-19 salgını, Ukrayna’daki savaş ve beraberinde getirdiği enerji krizinin bütün dünyayı meşgul ettiğini belirtti.
Güvensizlik, endişe ve geçim kaygısının her geçen gün daha da yaygınlaştığına işaret eden Kaada, "Modern insanın yaşam tarzı ve tüketim alışkanlıklarının çevreye etkisi çok büyük. Dünyanın gelecek nesiller için de yaşanabilir olması için çevre konusunda sorumluluk bilinciyle hareket etmek hayati önem taşıyor. Bu sebeple bu yılki Açık Cami Günü’nün ana konusu 'Sınırlı Kaynaklar – Büyük Sorumluluklar' olacak." dedi.
Kaada, şunları kaydetti:
"Allah’ın yarattığı nimetlerin korunması ve bunlara sorumluluk bilinci çerçevesinde yaklaşılması, Müslümanlar için hem toplumsal hem ferdi hem de dini anlamda en önemli görevlerdendir. Sorumluluk bilinci, farkındalık, sürdürülebilirlik ve çevre dostu ibadet mekanlarının inşası cami cemiyetlerinin uzun süredir gündeminde olan hususlardır. Geleceğin 'yeşil' camileri, çevre bilinci, sürdürülebilirlik ve iklimin korunması etrafında şekillenmektedir."
Kaynakları korumanın ve israftan kaçınmanın aynı zamanda İslam’ın da önemli kurallarından olduğunu vurgulayan Kaada, "Açık Cami Günü’nde camiler kapılarını bütün vatandaşlara karşılıklı fikir alışverişi için açacak. Çeşitli etkinlikler ve karşılıklı sohbetler çerçevesinde konuya dair problemler ele alınacak. Açık Cami Günü aynı zamanda bütün vatandaşlara çevrelerindeki camileri ziyaret etme imkanı da sunuyor." ifadelerini kullandı.