Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 

BERLİN (AA) - Almanya’nın başkenti Berlin'de Filistin’e destek gösterisi yapıldı.

Mitte ilçesindeki Invaliden Parkı’nda "Bu savaşı dünya çapında durdurun" sloganıyla toplanan göstericiler, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını protesto etti.

Daha sonra şehir merkezinde yürüyüş düzenleyen göstericiler, "Dünya neden sessiz, İsrail insanları öldürüyor", "Netanyahu soykırım işliyor, dünya seyrediyor", "Filistin’e özgürlük" ve "Şimdi ateşkes" sloganları attı.

 

Göstericiler, aralarında Filistin, Türkiye ve Güney Afrika bayrakları ile üzerinde "İnsan hakları Filistin sınırlarında bitmiyor", "Filistinli çocuklar büyümeyi hak ediyor" ve "Gazze'deki soykırımı durdurun" yazan dövizler taşıdı.

Gösteriye katılan Isabell Jaeger, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail’in işlediği savaş suçlarına karşı durmak için gösteriye katıldığını belirterek, "İsrail'in Filistin'de, Gazze'de savaş suçu işlemeye devam etmesine açıkça karşı durdurduğumu özellikle beyaz bir Alman olarak göstermek istediğim için buraya geldim." dedi.

 

Elbette antisemitizm ve ırkçılığa karşı da durulması gerektiğini ifade eden Jaeger, "Birinin diğerine mazeret olarak gösterilmeyeceğine inanıyorum." şeklinde konuştu.

Peter Colban da Almanya’nın uyanması gerektiğini belirterek, "Benim açımdan Almanya yanlış bir görüşe sahip. Savaş olarak nitelenen konuda ve silah tedarikinde İsrail'i desteklemesinin yanlış olduğunu düşünüyorum. İsrail’e karşı net bir tutum sergilemiyor." ifadelerini kullandı.

Colban, Almanya'nın İsrail'e yanlış yaptığını söylemesi gerektiğini aktararak, "İsrail'in dostu olduğunuzu söylediğinizde, dostlarınıza da hata yapıyorlarsa, 'siz hata yapıyorsunuz' diye söylemek lazım. Burada İsraillilere ‘yaptığınız yanlış' demek lazım. Masum insanları öldürüyorlar ve bu doğru değil." şeklinde konuştu.

Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı gösteriye 3 binin üzerinde kişi katıldı.

 

 

 

 
Almanya Türkleri’nin nostaljik yıllarını anlatan Dogan Tufan’ın satırları büyük beğeni topladı.
 
Türk federasyon genel merkezimiz,
Dr. Ali Batman genel başkanımız,
Gelirdi yıllık faaliyet proğramımız,
Devam ederdi kültürel hizmetlerimiz.
*
Cemiyetler, kültürel hizmetde yarışırdı,
Kıymet değer kardeşlik ruhu yaşardı,
Yayın organımız Yeni gün anayurt, vatana hasreti
Dernekler arası yarışmaları manşetlere taşırdı.
*
Ocaklar'da,Genclerimiz milli kimliğini bulurdu,
Türkce,söyleşir,Türkce dertleşir,folklör oynardı.
Büyüğe Saygıı,kücüğe sevgi bu ocaklarda vardı,
Cemiyetler arasında muhammedi sevgi yumağı
*
Cemiyetlerimiz adeta okul gibi faaldi,
Milli kültür  tarih ve islamiyet öğretilirdi,
Örf ve an anelerimiz kültürümüz, yaşanırdı
Cemiyetlerimizde kültür ziyafeti verilirdi.
*
Başımız genel başkanımız hizmetde öncümüz
Türk Islam davasının yılmaz,timsali kardeşimiz
Başkanları için sevgi seli olurdu,ülküdaşlarımız 
Onu dinlemek için uzaklardan uzaklardan akın akın koşarlardı.
*
O günleri bilen yaşayanlardanım,ben
Milli kültür davasının sevdalısı başkanım
Dr.Ali Batman başkanımla gurur duyarım
 Milli Dirilişe ülküdaşlarımı davet ederim.
 
Dogan Tufan / Stuttgart 
 
 

Der Landkreis-Fasching hat eine lange Tradition. Schließlich konnten die Narren aus der Region jetzt bereits die 25. Ausgabe feiern. Die „Läushammel“ des TSV Unterpleichfeld zauberten als Ausrichter einen stimmungsvollen Abend, zu dem sie freilich mit dem Marschtanz ihrer Blauen Garde und dem Schautanz „Garten von Eden“ der Gaudigruppe einen maßgeblichen Beitrag leisteten.


Größten Respekt zollte neben Gastgeber Landrat Thomas Eberth auch der Zeremonienmeister des Landkreistreffens Bernd „Schins“ Kleinschnitz (Greußenheim). Der Einladung des Landrats zu dem vom Zeremonienmeister ausgerufenen „betreuten Feiern beim Landkreisfasching“ in der Mehrzweckhalle in Unterpleichfeld waren die Delegationen von 35 der 43 Vereine, Gilden und Gesellschaften im Landkreis gefolgt. Von Altertheim bis Zell am Main reichte die Gästeliste.



Prominente Gäste der 1. Karnevalsgesellschaft Elferrat Würzburg
Am fröhlichen Stelldichein beteiligte sich erstmalig auch eine Abordnung der 1. Karnevalsgesellschaft Elferrat Würzburg e.V. mit Prinz Phil I. und Prinzessin Kata I. an der Spitze. Die vom Landrat besonders begrüßten „Stodterer“ fanden herzliche Aufnahme im Kreis der „Landler“. Freilich besangen sie auch engagiert in der von Thomas Müller und Volker Kaufmann vorgetragenen Landkreis-Hymne die „Narre aus Würzburch Land“.

Gastgeber Thomas Eberth attestierte diesbezüglich allen Vereinen: „Was ihr zur Freude der Menschen leistet, ist grandios. Ihr seid alle spitze!“ Dem pflichteten auch der Präsident des Fastnacht-Verbands Franken (FVF) Marco Anderlik (Weidach) und FVF-Bezirkspräsident Tobias Brand (Winterhausen) bei. Die FVF-Funktionäre äußerten sich überzeugt vom Fasching als wichtige Pause von den Krisen.

Dass für die meisten Gesellschaften, Gilden und Vereine im Landkreis die närrische Schlacht der diesjährigen, extrem kurzen Session geschlagen ist, sorgte für eine gelöste Stimmung. Diese trieben allerdings die „Hettschter Gassefetzer“ schon bei ihrem Einzug noch einmal auf den Siedepunkt.  Von den Gästen beinahe unbemerkt hatten sich Landrat Thomas Eberth mit seiner Trompete sowie Altlandrat und „Landkreis-Trommler“ Eberhard Nuß in passendem Outfit unter die Musiker gemischt.

 

Mit einem bunten Mix aus tollen Tänzen, humorvollen Beiträgen und herzlichen Begegnungen endete ein erfolgreicher Landkreis-Fasching 2024, der die Verbundenheit und den Frohsinn der Region einmal mehr unterstrich. Und das Fazit: Die Vorfreude auf die 26. Ausgabe im Jahr 2025 stieg umso mehr.Bildunterschrift 1:Insgesamt 35 Vereine, Gilden und Gesellschaften, darunter erstmalig auch eine Delegation der „KaGe Elferrat Würzburg“, waren mit ihren Prinzenpaaren und Symbolfiguren Teil des 25.Landkreisfaschings in Unterpleichfeld. Foto: Herbert Ehehalt

Türkiye Cumhuriyeti Nürnberg Başkonsolosu Fatma Taşan Cebeci tarafından IHK Nürnberg Merkezinde konuşan son yıllarda Türkiye dış politikasının yıldızı yükselen akademisyenlerinden Prof. Hüseyin Bağcı, “Bizim bölgemizde oyun kurmak isteyenler öncelikle bize gelip bizimle beraber hareket etmek zorundalar. Türkiye ile oyun kurmayanların oyununu Türkiye bozar ve fiyaskoları ellerinde kalır” dedi.

 

Çok sayıda izleyicinin katıldığı konferansın açış konuşmasını yapan Türkiye Cumhuriyeti Nürnberg Başkonsolosu Fatma Taşan Cebeci, “Yakından tanıdığımız değerli akademisyen Prof. Dr. Hüseyin Bağcı dünyanın birçok üniversite, akedemik kuruluş ve uluslararası toplantılarda ülkemizin tezlerini belgeler ile savunan önemli bir bilim insanıdır. 120’den fazla ülkede ülkemizin vizyonunu anlatan hocamızı Nürnberg’de düşünen insanlarımız ile buluşturmak öncelikle insanımıza hizmet ve bölgemizdeki Türk diyasporası için önemli bir bilgi dağarcığıdır. Bilim insanlarımızı görev bölgemizdeki Türk Toplumu ile buluşturmak bizim için önemlidir” şeklinde konuştu.

 

Daha sonra kürsüye gelen ODTÜ Dış Politika Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ramazan Bağcı, “Türkiye’yi bilimsel, kültür tarihi ve jeopoltik bir açıdan değerlendiremeyen ülkeler yanlış yaptıklarını çok geç anlıyorlar. Aradan geçen zaman ise Türkiye’nin lehine gelişiyor. Özellikle Almanya Türkiye’ye karşı çok yanlış yaptı. Türkiye’ye verilmeyen savunma silahları bizim ülkemizin kendi silahını önemli ölçüde yapar duruma gelmesine yol açtı. Alman basınında hemen hergün Türkiye’nin askeri teknolojideki yükselişini konu alan makalelerini görüyoruz. Türkiye’ye karşı karşı gayriresmi bir silah ambargosu uygulayan Almanya müttefikliğe yakışmayan bir tutarsızlık yolunda ilerlemektedir. Türk-Alman ilişkilerinin durumu iki müttefiğin arasında olmaması gereken yanlışları açıkça işaret ediyor.” şeklinde konuştu.

 

ABD’nin NATO’nun büyük abisi ABD’nin Türkiye’ye vermediği savunma silahını Türkiye’nin başka ülkelerden tedarik etmesini henüz hazmedebilmiş değil. Bana Türkiye’nin bu dönemde eksen kayması yaşadığını söyleyen akademisyen muhataplarıma eksen kayması değil, ihtiyaç karşılama diyorum. Maalesef bir çok batılı muhatabımıza uzun uzun anlatmak gerek. Özellikle stratejik analizler yapan akademik caminanın da son dönemdeki ilişkilere siyasi bir gözlük ile baktığını görmek elbette üzücü. Ama, örnekleri ile neden ve niçin şeklinde ortaya koyduğumuz tezlerimizin doğruluğuna inanan çok sayıda batılı dostlarımız da var.” şeklinde açıklamalarda bulundu.

 

Dünyanın maalesef adalet ve hukuktan hızla uzaklaşarak askeri güce doğru gerçek bir eksen kayması yaşadığını belirten Prof. Dr. Bağcı konuşmasında devamla, “Türkiye güçlendikçe bizi haklı görenler, siz zaten doğru yoldaydınız veya  sizinle işbirliği yapacağımız alanlar çoğalıyor şeklinde yaklaşan ülkelerin sayısı da artacaktır. Türkiye askeri gücü ve büyümesi ile emperyalist yayılmacılığı değil, kendini haklarını koruyup, komşularında olup bitenleri dikkatlice takip edebilen bir ülke konumundadır. Dünyanın büyük güçleri ise yani başımızdaki illegal güçlerin eline ya silah veriyor, ya da onların önünü açıyor. Ancak Türkiye’nin onaylamadığı hiç bir oluşum hayata geçememektedir.” şeklinde yorumlar ortaya koydu.

 

Son olarak Almanya Türk toplumuna da mesajlar veren ODTÜ Dış Politika Enstitüsü ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Hüseyin Bağcı, “Bu ülkedeki her gencimiz eğitim ikkanlarından en iyi şekilde yararlanıp öne çıkmanın, isim yapmanın ve ciddiye alinacak görüş ortaya koymanın yollarını aramalıdır. Kıta Avrupasında 120 binden fazla olduğu tahmin edilen işadamlarımız ise ülkemiz adına en önemli ekonomik güç ve ciddi bir lobi faliyetidir.” şeklinde sözlerini tamamladı.

 

 

Uzun konferansın sonunda salondaki çok sayıda soruyu kendine has üslubu ile cevaplayan ve sık seyahatleri nedeni ile “Uçan Profesör” olarak tanınan Prof. Dr. Bağcı, aynı günün akşamı Erlangen Üniversitesi yerleşkesinde Alman akademisyen ve öğrencilere “Türkiye’nin Dış Politika Vizyonu” konulu bir başka konferansta buluştu.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Der Fachbereich Heimatpflege am Landratsamt Kelheim möchte für den Heimat.Erlebnistag am 5. Mai ein ansprechendes Programm für den gesamten Landkreis zusammenstellen und bittet um Ihre Unterstützung: Beteiligen Sie sich und lassen Sie Ihre Mitmenschen ihre Heimat erleben.

Mitmachen können heimatverbundene Personen, Heimatpfleger und Heimatforscher, Heimat- und Geschichtsvereine, Museen, Heimatdichter und auch Volksmusikanten, die sich entweder mit einer eigenen Veranstaltung in ihrer Gemeinde oder mit einem kurzen Beitrag bei der zentralen Veranstaltung im Landratsamt zu Ortsgeschichte, Traditionen, Bräuche oder Ehrenamt beteiligen.

 

Gerne können Sie auch bereits geplante Veranstaltungen melden, die schließlich in den Veranstaltungskatalog für den Landkreis aufgenommen werden.

 

Für Fragen und weitere Informationen steht Monika Rappl (09441 207-5100, Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein!) gerne zur Verfügung. Weitere Informationen erhalten Sie auch direkt unter www.heimat.bayern/heimaterlebnistag.

 

Auf Initiative des Bayerischen Heimatministeriums, des Bayerischen Landesvereins für Heimatpflege e.V. und der Bezirke findet am 5. Mai wieder der Heimat.Erlebnistag statt.

In ganz Bayern sollen Aktionen, Führungen und Vorträge zu den verschiedensten Heimatthemen stattfinden und den Menschen die Vielfalt Bayerns und die Besonderheiten der „Heimat vor der eigenen Haustüre“ näherbringen.

 

Ich bitte Ihre Redaktion um Veröffentlichung der Meldung. Danke.

 

 

 

 Almanya'da, Ren Nehri'ne komşu şehirlerde "5. Mevsim" olarak adlandırılan karnaval kutlamaları çerçevesinde düzenlenen "Kadınlar Karnavalı" renkli görüntülere sahne oldu.
 
Özellikle Ren Havzası çevresinde yaşayan Katoliklere özgü bir gelenek olarak yaşatılan ve her yıl 11 Kasım'da saat 11.11'de başlayan karnaval kutlamaları, Köln, Düsseldorf, Mainz gibi şehirlerde yapılıyor. Almanya'daki karnavalın başkenti olarak kabul edilen Köln'de zaman zaman etkili yağmur ve fırtınaya rağmen renkli kostümleriyle sokağa dökülen halk renkli görüntüler oluşturdu.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ANKARA (AA) - Türkiye'nin ilk astronotu Alper Gezeravcı'nın da içinde bulunduğu Axiom-3 (Ax-3) ekibini taşıyan Dragon kapsülü, ABD'nin Florida eyaleti açıklarında okyanusa iniş yaptı.

Değerli okuyucularımız,

Diş protezi konusu ile gelen soruları özetleyerek, sizin bilgilerinize sunuyorum:

 

Diş Protezi

Protezler, diş kaplaması, köprüler ve takma diş­lerdir. Sigorta kurumları teşhise göre“katkı” olarak bir sabit meblağı (Festzuschuss) öderler. Yani sigorta kurumunuz tıbbi bakımdan gerekli tedavi masrafları­nın %60 sini öder. Son beş yıl içerisinde her takvim yılında en az bir kez koru­yucu muayeneye gittiyseniz (Bonus defteri!) o zaman size ödenecek para yardımı %70’a, 10 yıl sonra ise %75’e çıkar.

 

 

Tedavi ve Masraf Planlaması

Diş protezi yapılmadan önce diş doktoru bir “tedavi ve masraf planı” (Heil-und Kostenplan) oluşturur. Bu planda diş doktoru tarafından tavsiye edilen veya onların arzu ettiği ama tıbbi olarak gerekli olan­ların dışında kalan işlemler de yer almaktadır. Daha pahalı bir protez yaptırmak isterseniz, o zaman bu meblağın üzerine çıkan masrafları kendinizin ödemesi gerekir.

Tedavi ve masraf planını, sigorta kurumunuzun hangi masrafları ödediğinden ve hangi masrafların sizin tarafınızdan ödemesi gerekti­ğinden emin olduktan sonra imzalayın. Tedaviden sonra sizin ödemeniz gereken kısımla ilgili bir fatura verilir. Bu “katılım payı” (Eigenanteil) olarak adlandırılan kısımdır.

 

Fakat düşük gelirliyseniz sigorta kurumunuza “mağduriyet durumu düzenlemesini” (Härtefallregelung) sormanız gerekebilir: Düşük gelirli kişiler diş protezi için daha yüksek bir para yardımı alabilirler. Böyle durumlarda tedavi öncesinde sigorta kurumuyla görüşerek katılım payının düşürülebilmesi hususunu açıklığa kavuşturmanız gerekir.

 

2024 yılı için Düşük gelir sınırları                               Brüt miktar € olarak

  • 1 kişi için 414,00 €
  • 2 kişi için 944,25 €
  • Kişiden sonraki her kişi için 329,00 € eklenir             2.283,75 € (1.944,25 € + 339,50 €)
  • 4 kişilik bir ailenin gelir seviye sınırı 623,25 € (2.283,75 € + 329,50 €)

 

Bunların haricinde tamamlayıcı diş protezi özel sigortasıda yaptırmanız durumunda, ödeyeceğiniz katkı payı miktarını azaltmış olursunuz.                                 

Saadet Europe seçim heyecanını şimdiden yaşamayaya başladı. Ayhaber’e açıklamalarda bulunan Saadet Europe Başkanı Samet Sami Temel Türk Milleti’nin Milli Görüş'ün samimiyetini hiç unutmadığını belirterek, 31 Mart seçimlerinin Saadet adaylarının zaferi ile sonuçlanacağını belirtti.

 

Mahalli seçimlere iki aydan az bir zaman kala adayların açıklanma süreci devam ediyor. Ayhaber’e bir açıklama yapan Saadet Europe Başkanı Samet Sami Temel, “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayımız Birol Aydın ile büyük bir sürpriz yapacağız. Türkiye’nin en büyük seçim çevresi olan İstanbul’da Milli Görüş ekolünün ciddi bir oy potansiyeli vardır. Biz onları, onlar da bizi unutmadı. Emanet oylarımızın hepsini geri alacağız. Şu ana kadar Beyoğlu Belediye Başkan adayı Turgut Sahtiyan, Bayrampaşa Belediye Başkan adayı İsmail Acar, Kadıköy Belediye Başkan adayı Recep Yılmaz, Kağıthane Belediye Başkan adayı Halid Özgür Atak, Şişli Belediye Başkan adayı Fatih Yılmaz, Sultanbeyli Belediye Başkan adayı Fetullah Bülbül ve Esenler Belediye Başkan adayı İbrahim Bitiş ile aziz milletimizin önüne çıkacağız. Beyoğlu, Bayrampaşa, Kadıköy, Kağıthane, Şişli, Sultanbeyli, Esenler ilçeleri milli görüşü seçerek Saadet belediyeciliğinin huzur iklimini yaşamaya başlayacaklardır. Çünkü İstanbul Milli Görüş’ü özledi” şeklinde konuştu.

 

Ayrıca Avrupa’dan ülkemize gelerek aday olan vatandaşlarımız varki bunların hakettiği saygı milletimizin kalbinde çok önemli bir yer etmektedir şeklinde sözlerine devam eden Saadet Europe Başkanı Temel,  “Bayburt Demirözü adayımız Murat  Gürbüz ile Erzurum Oltu adayımız Mustafa Macit Avrupalı Türklerin içinden çıkan yiğit Anadolu çocuklarıdır. Kendilerine verilecek her oyun Avrupai belediyecilik prensipleri ile, Türkiyemize çok büyük bir kazanç olacaktır. Çünkü Saadet adaylarının devletin delikli kuruşuna bile sahip çıkarak Beytülmal’ın heder edilmesine saadet samimiyeti ile engel olacaklardır. Bzim imkanlarımız bizim milletimize yeter” şeklinde sözlerini tamamladı.

 

 

 

 

Fransız Le Monde gazetesi, İngiltere Kralı Charles’ın hastalığını haberleştirmiş. Haber her ülkede aynı anda çıktığı için biz de öğrendik. Allah şifa versin, geç gelen krallığının sefasını sürsün de, burada benim yazacağım kralın hastalığı değil, Le Monde’un İngiltere sağlık sistemiyle ilgili ifadeleri. Hastalığı haberleştiren AFP'nin Londra muhabiri Cécile Ducourtieux şunları söylüyor:

“Buckingham Sarayı açısından benzeri görülmemiş bir şeffaflık gösterisi olan kralın kanserinin açığa çıkması, Birleşik Krallık'ta kanser tedavisine ilişkin tartışmanın yenilenmesi riskini de taşıyor. Teşhislerin çoğunlukla çok geç konulması nedeniyle ülke, kanserde hayatta kalma oranları açısından Batı ülkeleri arasında en kötü sıralarda yer alıyor. İngilizler, sayıları yeterli olmayan (1000 kişi başına 2,8 civarında) pratisyen hekimlerden randevu almakta giderek zorlanıyorlar. Buckingham Sarayı'na göre, Kral III. Charles en iyi tedavilere erişebilecek ve bu tedaviler 5 Şubat Pazartesi günü başlayacak. 7 milyondan fazla Britanyalı, halk sağlığı sistemi olan NHS'deki operasyonlar veya tedaviler için bekleme listesinde ve birçoğu da beklemede. Kemoterapiye erişmeden aylar önce.”

 

Geçtiğimiz günlerdeki İngiltere gezisinde duyduklarımızın tekrarı bu sözler. Londra’da bindiğimiz taksinin şoförü şunları söylüyordu: “Burada sakın hastalanmayın. Hastalanırsanız da acil servise gitmeyin. Yaptıkları, ağrı kesici verip göndermek. Biz artık önemli bir hastalık yoksa kendi tedavimizi kendimiz yapıyoruz. Sadece tahlilde önemli bir şey çıkarsa sizi arayıp hastaneye çağırıyorlar.”

 

Bununla ilgili çok haber yapmıştım. (Malum, İngiltere, KKTC’dekinden daha fazla Kıbrıs Türkünün yaşadığı yer. 300 bini aşkın Kıbrıs Türkünün İngiltere’de yaşadığı söyleniyor.) Kral Charles’ın hastalığıyla altının çizildiği konu aslında İngiltere’de de sıkça gündem olan bir konu. CNN’nin 23 Ocak 2023 tarihinde yayımladığı haberin başlığı “Britanya'nın bir ulusal hazine olan sağlık hizmeti neden çöküyor?

 

Haberde özetle şu ifadeler yer alıyor: “Manşetler Britanya Ulusal Sağlık Hizmetinin (NHS) ‘kırılma noktasında’ olduğu konusunda uyarıyor. Alarmlar tekrar tekrar çalıyor.  Ancak mevcut kriz, uyarı zillerinin eskisinden daha yüksek sesle çalmasına neden oldu. 1989'dan beri NHS'de çalışan doktor Peter Neville, ‘Bu sefer farklı hissediyorum. Hiç bu kadar kötü olmamıştı.’ diyor. Yakın zamana kadar düşünülemez olan sahneler artık sıradan hale geldi. Hastaneler kapasitenin üzerinde çalışıyor. Pek çok hasta koğuşlarda değil, ambulansların arkasında, koridorlarda, bekleme odalarında ve dolaplarda tedavi görüyor ya da hiç tedavi görmüyor. Liverpool'daki bir hastanede çalışan bir NHS çalışanı CNN'e ‘Burası bir savaş bölgesi gibi’ dedi. Bu hikayeler verilerle doğrulanıyor. Aralık ayında İngiltere'de 54.000 kişi acil hastaneye kabul için 12 saatten fazla beklemek zorunda kaldı. Felç veya kalp krizi gibi ‘kategori 2’ bir duruma müdahale etmek için ambulansın ortalama bekleme süresi 90 dakikayı aştı. (Hedef 18 dakikadır.) 30 Aralık'ta sona eren haftada 5 yıllık ortalamaya göre 1.474 (% 20 fazla) ölüm yaşandı. İngiltere'deki NHS kuruluşlarını temsil eden NHS Konfederasyonu'nun genel müdürü, geçen ay bir ambulans saldırısının arifesinde hükümete bir mektup yazarak NHS liderlerinin o gün "hasta güvenliğini garanti edemeyecekleri" yönündeki endişeleri konusunda uyardı. Buna cevaben bir hükümet sağlık bakanı halka ‘riskli faaliyetlerden’ kaçınmaları tavsiyesinde bulundu.”

 

Burada müsaadenizle, Türkiye’nin son yıllarda hızla gelişen sağlık turizmi potansiyeliyle dünyanın en çok tercih edilen ülkeleri arasında üst sıralara yükseldiğini hatırlatacağım.

Yaş mevzuuna girmeyeceksek, sigortalıların sadece sigorta hastanelerinden hizmet alabildiği, bunun için de sabah ezanı hastanede kuyruğa girdiği zamanları bildiğimi de söyleyebilirim. Şükür ki, Türkiye’nin 2003 yılında "Sağlıkta Dönüşüm Programı" adı verilen çok iddialı bir reform programına tabi tutulmasının ardından sağlık hizmetlerine erişim kolaylaştı, bekleme eziyeti kalktı, parası, sosyal güvencesi olsun olmasın tüm vatandaşlar tedavi olabilme imkanına kavuştu, hastanede rehin kalma devri sonlandı. Bu hizmetler sadece Türk vatandaşlarıyla da sınırlı kalmadı. Türkiye, hızlı ve etkili sağlık hizmetleri, yüksek nitelikli sağlık personeli, dünya standartlarındaki teknolojik/tıbbi donanımı ile sağlık turizminde en çok tercih edilen ülkelerden biri oldu. Sağlık turizminin bir alt başlığı olan medikal turizmin geldiği noktayı da siz zaten yolda/otelde rastladığınız başı bantlı, yüzü sargılı turistlerden değerlendirebiliyorsunuzdur.

Sezar’ın hakkı Sezar’a derler ya, siyaseti bir tarafa bırakalım ve Türkiye’de yapılan güzel şeyleri takdir edelim, her fırsatta Türkiye’yi yerden yere vuran Batı basınının da Türkiye'deki sağlık reformlarının, “reform geçiren orta gelirli ülkeler arasında en başarılılardan olduğu” noktasında birleştiğini bilelim.

Son GELİŞMELER

FOTO GALERİ

Yurtdışındaki Türklerin Potansiyelini Harekete Geçirmek İçin Yeni Adımlar Atılmalı

Zertifikatsübergabe an die Schüler:innen des “Aktiven Schuljahres” durch Bürgermeisterin Judith Roth-Jörg

Ein Abend voller Erkenntnisse und Emotionen: Knapp 200 Besucherinnen beim Demenz-Kinoabend

Theater, Theaterstraße, jetzt auch Theaterplatz

92. Türk Dil Bayramı ve Türkçe Dilimize Sahip Çıkıyoruz

Ulaşım teknolojisi fuarı InnoTrans, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik odağıyla Berlin'de kapılarını açıyor

Kardeş Şehirler: Üsküp ve Bursa

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu: "Ülkemizin her tarafına hızlı treni yaymak istiyoruz"

Mercedes-Benz, saatte 95 kilometre hıza kadar otomatik sürüş sunacak