Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

ANKARA (AA) - Facebook, Instagram ve WhatsApp'ın sahibi Meta'nın, Twitter'a rakip yeni sosyal medya platformu Threads'i kullanıma sunması "gizlilik" tartışmalarına neden oldu.

Fox News'in haberine göre, Gazeteci Michael Shellenberger, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, Threads'in "neredeyse sıfır gizlilik" politikası izlediğini belirterek, Kongrenin ya Meta ile ters düşmesi ya da şirketin daha şeffaf davranmasını zorunlu kılması gerektiğini kaydetti.

Shellenberger, paylaşımında, "Mark Zuckerberg, Twitter kopyası Threads'de kullanıcılar üzerinden para kazanmayı düşünmediğini söylüyor ama bu bir yalan. Onun iş modeli, verilerimizi reklamcılarımıza satmak." ifadelerini kullandı.

ABD'nin eski Başkanı Donald Trump'ın Danışmanı Stephen Miller, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, "İfade özgürlüğünüzün sansürlenmesini ve gizliliğinizin yağmalanmasını istiyorsanız, Mark Zuckerberg'ün uygulaması tam size göre." eleştirisinde bulundu.

Muhafazakar hiciv dergisi The Babylon Bee'nin Editörü Joel Berry de Twitter'daki paylaşımında, "Verileriniz üzerinde madencilik yapıp muhtemelen sizi sansürlüyorlar." ifadelerine yer verdi.

Apple verilerine göre Threads, kullanıcılarının konumu, ismi, e-maili, adresi, telefon numarası, siyasi ya da dini inançları, cinsel yönelimi, maddi durumu, sağlık durumu, fotoğrafları gibi birçok veriye erişebiliyor.

Önümüzdeki dönem Avrupalı Türklerin sorunları daha çok gündeme geleceğe benziyor.Uzun yıllar sonra mecliste tekrar yer alan Saadet Partisi temsilcileri meclisin açılması ile birlikte ilk gündeme getirdikleri konulardan biri yaz tatili öncesi Avrupalı Türklerin sorunları oldu.

28 dönem milletvekilleri meclisteki mesailerine başlaması ile birlikte Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya yaptığı basın açıklamasında vakit geçirmeden Avrupa’da yaşayan milyonlarca vatandaşımızın problemlerine pratik çözüm önerileri teklifinde bulunarak çözüm yolları önerdi.

Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın sıla yolundaki sorunları ve çözüm yolları başlıklı açıklama Türk basınında geniş şekilde yer aldı.

  

 

“Bir yaz dönemine daha ulaşmış bulunuyoruz. Bu dönem hem yurtiçinde hem de yurtdışındaki vatandaşlarımızın sila-i rahimde bulunmak, eş, dost, akrabalarını ziyaret etmek için fırsat dönemleri olarak değerlendirilmektedir. Özellikle yurtdışında yaşayan ve karayolu ile ülkemize gelmeye çalışan insanlarımız için bu süreç çoğu zaman, sonu güzel olsa da katlanılması zor seyahatlere dönüşmektedir.

 

Bu olumsuzlukları ortadan kaldırmak için bazı adımların atılması gereklidir.

  • Türkiye yol güzergahındaki olası tehlikelerle ilgili özellikle bu dönemde çalışacak "Kriz Masası" kurmalı ve sorunlara acil müdahale edebilecek bir altyapı oluşturmalıdır. Rüşvet, can ve mal güvenliği, hırsızlık, haksız muamele ile karşılaşan vatandaşlarımıza gerekli destek verilmelidir.

 

  • Özellikle Sırbistan geçişi için özel çalışmalar yapılmalı, gidiş ve dönüş güzergahlarında olmak üzere konaklama, yemek hizmetleri, araç tamir noktaları, benzin istasyonları gibi tam teşekküllü dinlenme tesislerinin açılabilmesi için girişimlerde bulunulmalıdır.

 

  • Macaristan, Sırbistan, Bulgaristan ve Türkiye sınır kapılarında giriş ve çıkış peron sayısı mutlaka artırılmalıdır. Bu ülkeler nezdinde gereken altyapı çalışmaları hazırlanmalıdır.

 

  • Avrupa Parlamentosu (AP), yol güvenliği ve diğer sorunlar için sürece dahil edilmelidir.

 

  • Alternatif olarak deniz taşımacılığı kullanılmalıdır. Bu çeşitlilik karayolu geçiş güzergahında gelir kaybına uğrayacak olan ülkelerin sorunun ciddiyetini anlamasına yardımcı olacaktır.

 

  • İktidar, bu seçimlerdeki vaatlerinden biri olan uçak bilet fiyatlarının makul bir noktaya indirilmesi vaadiyle ilgili beklentilere bir an önce cevap vermelidir.

 

  • Vatandaşlarımız uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra tam da bu çile yolu bitti derken, gümrük kapılarında çok uzun süren güvenlik ve kontrol aramaları ile karşılaşmaktadır. Bu işlemler yapılırken hem gerekli denetimlerin yapılması hem de vatandaşlarımız için çileye dönüşmeyen bir formül mutlaka hayata geçirilmelidir. Görevli sayısının artırılması, teknolojik imkanların daha fazla kullanılması ve geçiş peron sayılarının artırılması buna bir çözüm olabilir.

 

  • Aracını yurtdışından getiren gurbetçilerin kullanma süresi olan 2 yıl dolduktan sonra, bekleme süresi olarak uygulanan 185 gün şartının 30 güne indirilmesi vaadi ile ilgili iktidar gereken düzenlemeleri yapmalıdır.

 

Saygılarımla”

 

 

„Willkommen im Leben – Willkommen in der Stadt Würzburg“, mit dieser Botschaft erhalten frischgebackene Eltern von der Stadt Würzburg ein kostenloses Starterpaket, um den Eintritt in die neue Lebensphase Familie zu erleichtern. Nun gibt es eine Neuauflage. Diese wurde gemeinsam von der Arbeitsgemeinschaft Familien der Stadt Würzburg und von KoKi – Netzwerk frühe Kindheit weiterentwickelt.

 

Überreicht wird das Willkommenspaket auch zukünftig mit der Geburtsurkunde durch das Standesamt. Mit einem persönlichen Brief an die jungen Eltern begrüßt Oberbürgermeister Christian Schuchardt die neuen Würzburger Bewohnerinnen und Bewohner. Die Broschüre möchte Eltern für das Leben mit ihrem Nachwuchs erste Informationen an die Hand geben. Neben wichtigen Telefonnummern für den Notfall, Anlaufstellen für Familienleistungen, Beratungsstellen zu Familien- und Erziehungsfragen erhalten Eltern Tipps und Anregungen für die neue Lebensphase. Eine Aufstellung interessanter Internetadressen oder Informationen zu Familienstützpunkten, Kurs- und Bildungsangebote für Familien, Krabbelgruppen und Kindertagesbetreuung vervollständigen die Willkommensmappe und zeigen das große Angebot in Würzburg. In der Neuauflage befinden sich weiterhin Gutscheine der Stadtbücherei, der WVV und für den „Baum fürs Baby“. Familien ohne Garten oder Balkon können alternativ ihren Baum in einen Zukunftswald nahe der Frankenwarte setzen lassen.

Zu komplizierte Sprache, fehlende Barrierefreiheit, zu große Gruppen, zu schnelles oder zu langsames Unterrichtstempo – die Hürden für Teilhabe an Bildung können so individuell sein wie ihre Adressaten. Die Auswirkung ist aber immer die gleiche, egal, ob es sich um behinderte Menschen, Menschen mit Migrationshintergrund oder hochbegabte Underachiever handelt. Es werden einfach nicht alle ihren Fähigkeiten entsprechend gefördert. Um „(Digitale) Bildungsregion in Bayern“ zu werden, haben sich Stadt und Landkreis einem Prozess unterworfen, in dem in sechs Arbeitskreisen Handlungsempfehlungen für Bildungswege und -formen der Zukunft entwickelt werden sollten – mit dem Ziel bestmöglicher Bildung für alle und jeden.

„Obwohl die Finalisierung der Handlungsempfehlungen noch in der Bearbeitung ist und wir dann noch in den politischen Prozess gehen werden“, erklärt Dr. Alexandra Maßmann vom Bildungsbüro der Stadt Würzburg, „sind uns jetzt schon zahlreiche Überschneidungen von Säule 3 der Bildungsregion zum Aktionsplan Inklusion der Stadt Würzburg aufgefallen.“ Säule 3 der Bildungsregion stadt.land.wü. widmet sich dem Thema Bildungsgerechtigkeit und der Förderung aller Talente in der Region. Um sich abzustimmen, trafen sich daher die Bildungskoordinatorin des Landkreises Würzburg, Jana Hölz, die Mitarbeiterinnen des städtischen Bildungsbüros, Dr. Alexandra Maßmann und Uschi Bauersachs, mit einer der beiden städtischen Inklusionsbeauftragte, Anke Geiter, und der Inklusionsbeauftragten des Landkreises, Fabienne Erk. Der Landkreis plant einen eigenen Aktionsplan Inklusion.

„Es deckt sich viel und die Themenüberschneidungen sind für uns sehr wertvoll“, wertet die städtische Inklusionsbeauftragte Anke Geiter. Der Aktionsplan Inklusion der Stadt Würzburg möchte in sechs Handlungsfeldern Teilhabe vorantreiben, dazu gehört auch das Feld Bildung und Erziehung. Beispiele von Themenüberschneidungen sind die Forderung nach barrierefreiem Umbau mindestens einer Schule je Schulart durch die Kommune oder der Einsatz von mehr Förderlehrerinnen und Förderlehrern. Auch wenn Vorgaben wie die zweitgenannte nicht im Handlungsspielraum von Kommunen liegen, geben sie wertvolle Anregungen: „Diese überkommunalen Ziele entsprechen unserem Leitbild. Wir werten sie als strategische Zielrichtung, der wir in Zukunft mit umsetzbaren Projektzielen folgen möchten“, erklärt die Inklusionsbeauftragte Geiter. Für den Aktionsplan Inklusion haben Betroffene Handlungsempfehlungen priorisiert, für die Bildungsregion wurde vor allem mit Fachkräften aus dem Bildungsbereich zusammengearbeitet. „Die Themen, die beide Gruppen für besonders wichtig einschätzen, zeigen uns übergeordnete Bedarfe an“, fasst Jana Hölz, Bildungskoordinatorin am Landratsamt zusammen.

Um Parallelstrukturen zu vermeiden, haben die Mitarbeiterinnen von Stadt und Landkreis nun vereinbart, zunächst die Überschneidungen zu identifizieren, diese Themen gezielt sichtbarer zu machen und nach Prüfung kommunaler Umsetzbarkeit in konkrete Projektziele zu überführen. In der weiteren Zusammenarbeit sollen Inhalte für Sitzungen und Termine abgestimmt werden. Übergeordneter Zweck der Bildungsregion ist es, die Qualität der Bildung in Bayern weiter zu verbessern – ohne Barrieren.

 

www.stadt-land-wue.de/bildungsregion

https://www.wuerzburg.de/themen/gesundheit-soziales/aktionsplan-inklusion/index.html

 

 

 

PARİS (AA) - Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, genç sürücünün polis kurşunuyla öldürülmesiyle ülkede çıkan gösterilerde tahrip edilen yapıların yanı sıra altyapının hızlı şekilde yeniden inşa edilmesi için acil yasa çıkaracaklarını belirtti.

 

Macron, Nanterre'de 27 Haziran'da Nael M. isimli genç sürücünün polis tarafından öldürülmesinin ardından ülke genelinde çıkan gösterilerden etkilenen 200'den fazla belediyenin başkanıyla Elysee Sarayı'nda bir araya geldi.

Fransız basınındaki habere göre, Macron görüşmede, gösterilerde tahrip edilen binaların ve altyapının hızla yeniden inşa edilmesi için acil yasa çıkaracaklarını duyurdu.

Macron, bu kapsamda sigorta şirketlerine katı davranacaklarını da vurguladı.

 

- Eylemlerin ağır bilançosu

27 Haziran'dan bu yana devam eden protestolarda, 1105 binanın yanı sıra kamusal alanda 12 bin 202 nokta kundaklanmış, 5 bin 892 araç yakılmıştı.

Ülke genelinde 269 polis ve jandarma karakolu saldırıya uğramıştı.

 

- Fransa'daki şiddetli protestolar

Fransız polisi 27 Haziran'da Nanterre'de, içinde 3 kişi bulunan bir araca ateş açmış, 17 yaşındaki sürücü Nael M'yi öldürmüştü.

Nael'in ölümüne tepki gösterenler, ülke genelinde farklı kentlerde sokağa çıkarak polisle çatışmıştı.

 

Genci öldüren polis açığa alınmış ve tutuklu yargılanmasına karar verilmişti.

Ayrıca Paris, Marsilya, Lyon dahil birçok kentte düzenlenen protestolarda talan ve yağmalama olayları yaşanmış, 10 kadar kentte saat 21.00'den itibaren sokağa çıkma yasağı ilan edilmişti.

PARİS (AA) - Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, sosyal medya ağlarına yönelik yasaklara yoğunlaşmaları gerektiğini belirterek, "İşler çığırından çıktığında, (sosyal medya ağlarına) erişimi düzenleyebilecek veya kesebilecek konumda olmalıyız." dedi.
 

Fransız basınındaki habere göre, Macron, Nael M. isimli sürücünün polis kurşunuyla öldürülmesine tepki olarak başlayan gösterilerden bölgeleri etkilenen belediye başkanlarıyla Elysee Sarayı'nda bir araya geldi.

Macron, burada yaptığı açıklamada, "Sosyal medya ağlarına yönelik yasaklara yoğunlaşmalıyız. İşler çığırından çıktığında, (sosyal medya ağlarına) erişimi düzenleyebilecek veya kesebilecek konumda olmalıyız." diye konuştu.

Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin de Ulusal Meclis'te yaptığı konuşmada, gösterilerde gözaltına alınan 4 bin kişiden yüzde 10'dan daha azının yabancı olduğunu belirtti.

Adalet Bakanı Eric Dupond-Moretti ise, eylemler kapsamında gözaltına alınanlardan 350 kişinin tutuklandığını açıkladı.

 

- Fransa'daki şiddetli protestolar

Fransız polisi 27 Haziran'da Nanterre'de, içinde 3 kişi bulunan bir araca ateş açmış, 17 yaşındaki sürücü Nael M'yi öldürmüştü.

Nael'in ölümüne tepki gösterenler, ülke genelinde farklı kentlerde sokağa çıkarak polisle çatışmıştı.

 

Genci öldüren polis açığa alınmış ve tutuklu yargılanmasına karar verilmişti.

Ayrıca Paris, Marsilya, Lyon dahil birçok kentte düzenlenen protestolarda talan ve yağmalama olayları yaşanmış, 10 kadar kentte saat 21.00'den itibaren sokağa çıkma yasağı ilan edilmişti.

 

BERLİN (AA) - Almanya, İsrail ve işgal altındaki Filistin topraklarındaki durumu büyük bir endişeyle takip ettiğini belirterek, sorumluluğu bulunan herkese durumu yatıştırmak için çaba gösterme çağrısı yaptı.

 

Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, "Sorumluluğu bulunan herkes, gergin güvenlik durumunu yatıştırmak ve daha fazla şiddeti önlemek için mümkün olan en büyük çabayı göstermelidir." ifadelerine yer verildi.

Açıklamada, İsrail ve işgal altındaki Filistin topraklarındaki durumun büyük bir endişeyle takip edildiği kaydedildi.

Siyasi bir çözüm bulunmadan, şiddetin temel nedenlerini ele almanın mümkün olmayacağı aktarılan açıklamada, Cenin mülteci kampında iki gündür devam eden İsrail askeri operasyonunda uluslararası hukuk çerçevesinde orantılılık ilkesine riayet edilmesi gerektiği vurgulandı.

 

Açıklamada, sivillerin korunmasının her zaman birinci öncelik olması ve insani yardım çalışanlarının yeterli erişimi sağlanması gerektiği ifade edildi.

İsrail güçlerinin, dün günün ilk saatlerinde, Cenin kenti ve Cenin Mülteci Kampı'na başlattığı baskın ve hava saldırıları ikinci gününde devam ediyor. Saldırılarda, 10 Filistinli hayatını kaybetti, 20'si ağır yaklaşık 100 kişi yaralandı.

 
BERLİN (AA) – Almanya Başbakanı Olaf Scholz, ülkesinin, Romanya'nın bu yıl Şengen Bölgesi'ne katılmasını desteklediğini söyledi.

Scholz, başkent Berlin'de Romanya Başbakanı Ion-Marcel Ciolacu ile yaptığı görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi.

 

Romanya'nın Şengen Bölgesi'ne katılımı konusunda büyük çaba sarf ettiğini ve bunun takdir edilmesi gerektiğini belirten Scholz, "Almanya, Romanya'nın bu yıl Şengen Bölgesi'ne tam üye olmasını destekliyor." dedi.

Scholz, bunun için çaba sarf edeceğini vurgulayarak Romanya'dan Şengen Bölgesi üyeliği konusunda şartları yerine getirmesinin talep edildiğini, bu şartların yerine getirildiğinin tüm raporlarda görüldüğünü ve bunun sonucunun da yerine getirilmesi gerektiğini kaydetti.

Görüşmede, NATO’nun doğu kanadının güvenliği konusunu ve Vilnius'ta düzenlenecek NATO Liderler Zirvesi'nin de ele alındığını belirten Scholz, Rusya-Ukrayna Savaşı'ndaki tutumundan dolayı Romanya'ya teşekkür etti.

 

Başbakan Scholz, Romanya'nın NATO'nun doğu kanadını güçlendirilmesi konusunda örnek teşkil ettiğini söyleyerek, "Romanya önemli ve güvenilir bir müttefik ve ortaktır." ifadesini kullandı.

Ukrayna'nın NATO'ya üye olmak istemesine ilişkin bir soruya da Scholz, savaş devam ederken kimsenin ittifaka üye olamayacağının net olduğunu belirterek, "NATO üyeliği kriterleri arasında sınır ihtilafların bulunmaması yer alıyor." şeklinde konuştu.

Ukrayna'nın başarılı olmasını istediklerini belirten Scholz, Kiev'in uzun süre desteklenmesi konusunda şartları oluşturduklarını kaydetti.

 

- Romanya, Almanya ile işbirliğini derinleştirmek istiyor

Romanya Başbakanı Ciolacu da Almanya ile Romanya arasındaki işbirliğini derinleştirmek ve iki ülkeyi ilgilendiren stratejik konularda bir eylem planı oluşturmak istediklerini söyledi.

Romanya'nın NATO'nun doğu kanadında ciddiye alınması gereken bir aktör olduğunu ve Karadeniz'de aktif rol oynayabileceğini ifade eden Ciolacu, ülkesinin enerji alanında bir merkez olması için koşullara sahip olduğunu da anlattı.

Ciolacu, Romanya'nın sahip olduğu enerji kaynaklarının ve projelerin, Alman şirketler için fırsatlar sağlayacağını belirterek eylülde Romanya-Almanya Ekonomik Forumu'nun düzenleneceğini kaydetti.

 

Başbakan Ciolacu, Almanya'nın Romanya'nın Şengen Bölgesi'ne katılımı konusunda verdiği desteğe teşekkür ederek Romanya'nın, bu konudaki teknik kriterleri yerine getirdiğini ifade etti.

Rusya ile ihtilafın uzun süreceğini belirten Ciolacu, NATO'nun doğu kanadının güçlendirilmesi kapsamında ülkesinde Alman askerlerinin kalıcı konuşlandırılmasını ümit ettiğini kaydetti.

 

 

ANKARA (AA) - Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Zirvesi kapsamında düzenlenen Devlet Başkanları Konseyi'nde, Yeni Delhi Deklarasyonu kabul edildi.

ŞİÖ tarafından yayımlanan belgeye göre üye devletler, terörizm, ayrılıkçılık ve radikalleşmeyle mücadeleye güçlü bağlılıklarını yineledi.

Deklarasyonda egemenlik, bağımsızlık, devletlerin toprak bütünlüğü, eşitlik, karşılıklı fayda, ülkelerin içişlerine müdahale etmeme ve güç kullanma tehdidinde bulunmama gibi karşılıklı saygı prensipleri vurgulanarak, anlaşmazlıkların ve krizlerin diyalog ve uzlaşıyla barışçıl bir şekilde çözülmesine olan bağlılık ifade edildi.

 

Ayrıca terörist, ayrılıkçı ve radikal grupların faaliyetleriyle mücadelede uluslararası toplumun ortak hareket etmesinin öneminin altı çizilerek, dini hoşgörüsüzlük, saldırgan milliyetçilik, etnik ve ırksal ayrımcılık, Müslüman karşıtlığı, faşizm ve aşırı milliyetçilik gibi fikirlerin yayılmasını engellemeye dikkat edilmesi gerektiği belirtildi.

Deklarasyonda, ŞİÖ bölgesinde güvenliği ve istikrarı korumanın en önemli yönteminin Afganistan'daki durumun en kısa zamanda çözülmesi olduğu kaydedilirken, Afganistan'da tüm etnik, dini ve siyasi grupların temsilinin sağlandığı kapsayıcı bir hükümetin kurulmasının önemli görüldüğü vurgulandı.

 

Aynı zamanda, uyuşturucu üretimi ve satışı gibi artan tehditlere karşı uluslararası uyuşturucu kontrol sözleşmesi veya benzeri bir sistemin uygulanmasının önemi vurgulandı.

Üye devletler tarafından kabul edilen ŞİÖ 2030 Ekonomik Kalkınma Stratejisi'nin uygulanmasının önemine de değinilen deklarasyonda, çevrenin korunması, ekolojik güvenlik ve iklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarının engellenmesi gibi alanlarda işbirliğinin önemi vurgulanarak 2024'ün ŞİÖ Çevre Yılı olmasına karar verildiği aktarıldı.

İran'ın ŞİÖ'ye tam üyeliğinin sağlanmasının tarihi öneminin vurgulandığı bildiride, Belarus'un üye olmak için şartların yer aldığı mutabakatı imzalamasının da önemine değinildi.

 

Hindistan'ın 2022-2023 döneminde yürüttüğü ŞİÖ Başkanlığı Kazakistan'a devredildi ve gelecek Devlet Başkanları Konseyi 2024'te bu ülkede toplanacak.

Oberbürgermeister Christian Schuchardt hat Peter Geiger für sein
langjähriges bürgerschaftliches Engagement mit dem Tanzenden Schäfer
geehrt. Geiger hatte 30 Jahre lang den Vorstand der Stiftung Jungnikl
inne und hat diesen Posten vor kurzem abgegeben. Schuchardt bedankte
sich bei Geiger für dessen Engagement zum Wohle der Stuben-, Haus- und
Volksmusik wie auch der Stadtgesellschaft.

Die Stiftung Mimi Jungnikl fördert Stuben-, Haus- und Volksmusik durch
Instrumente und Noten, durch Aufenthaltsmöglichkeiten zum Musizieren und
Übernachten und bei der Aus- und Fortbildung von Musikern und Sängern.
Gegründet wurde die Stiftung 1993.

Der Tanzende Schäfer ist eine Porzellanfigur nach einer der
lebensgroßen Steinfiguren im Schlossgarten von Veitshöchheim. Er wird
an Bürgerinnen, Bürger und Gäste der Stadt verliehen, die sich um
Würzburg in besonderer Weise verdient gemacht haben.