Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Avrupa ve Türkiye'nin Gazze'deki çatışmaların tırmanmaması noktasında ortak çıkara sahip olduğunu söyledi. Almanya'nın başkenti Berlin'deki Konrad Adenauer Vakfı'nda bir panele katılan Miçotakis, "(Gazze) Bu çatışmanın tırmanmamasını sağlamak hepimizin çıkarına. Bu çatışmanın halihazırda ele almak zorunda olduğumuz korkunç durumun ötesine geçmemesini sağlamanın hepimizin çıkarına olduğunu düşünüyorum. Türkiye için de aynı çıkar söz konusu, kimse çatışmanın daha da tırmandığını görmek istemiyor." diye konuştu.
 
 
ZEW Başkanı Prof. Dr. Achim Wambach: "Yatırımcıların mevcut duruma ilişkin değişmeyen değerlendirmesi, Avro Bölgesi'ndeki genel ekonomik durum değerlendirmesindeki kötüleşme göz önüne alındığında özellikle dikkat çekici"
 

BERLİN (AA) - Almanya'da yatırımcı güveni, enerji fiyatları ve enflasyondaki düşüş ile faiz oranlarındaki durumun daha fazla kötüleşmemesinin etkisiyle kasımda beklentilerin üzerinde yükseldi.

Merkezi Almanya'nın Mannheim kentinde bulunan Avrupa Ekonomik Araştırmalar Merkezi (ZEW), kurumsal yatırımcı ve analistlerin gelecek 6 aya ilişkin beklentilerini ölçen ZEW Ekonomik Güven Endeksi'nin kasım ayı sonuçlarını açıkladı.

Buna göre, endeks, kasımda önceki aya kıyasla 10,9 puan arttı. Ekimde eksi 1,1 puan olan endeks, bu ay 9,8 puan seviyesine yükseldi. Endeksin art arda dördüncü ayda yükselmesi ve Nisan 2023’den beri ilk kez sıfırın üzerine çıkması dikkati çekti.

 

Piyasa beklentisi, endeksin kasımda 5 puana yükselmesi yönündeydi.

Almanya'da Mevcut Durum Endeksi ise eylülde önceki aya kıyasla 0,1 puan artarak eksi 79,8 puana yükseldi.

ZEW Başkanı Prof. Dr. Achim Wambach, konuya ilişkin değerlendirmesinde, söz konusu verinin, yatırımcıların gözlemlerinin, Almanya'daki ekonomik büyümenin dibe vurduğu izlenimini desteklediğini belirterek, "Yatırımcıların mevcut duruma ilişkin değişmeyen değerlendirmesi, Avro Bölgesi'ndeki genel ekonomik durum değerlendirmesindeki kötüleşme göz önüne alındığında özellikle dikkat çekici.” ifadesini kullandı.

Analistler ise enerji fiyatları ve enflasyondaki düşüş ile faiz oranlarındaki durumun daha fazla kötüleşmemesinin etkisiyle kasımda Alman yatırımcıların güveninin beklentilerin üzerinde iyileştiğini vurguladı.

 

- Avro Bölgesi

Öte yandan, finansal piyasa uzmanlarının Avro Bölgesi'nin ekonomik gelişimi hakkındaki değerlendirmeleri de kasımda arttı.

Söz konusu gösterge, kasımda bir önceki aya göre 11,5 puan artarak eksi 13,8 puana yükseldi.

BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Yunanistan ile Türkiye arasındaki iyi komşuluk ilişkilerinden memnuniyet duyacaklarını söyledi.

Scholz ile Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in Berlin’de yaptığı görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi.

Türkiye ve Yunanistan’ın NATO üyeleri ve Yunanistan’ın Avrupa Birliği (AB) üyesi olduğuna işaret eden Scholz, son yıllarda iki ülke ilişkileri konusunda yardımcı olduklarını belirtti.

 

“Yunanistan ile Türkiye arasındaki iyi komşuluk ilişkilerinden memnuniyet duyarız.” diyen Scholz, “Sonuçta bu iki devlet (sorunları aralarında) halletmeli. Yunanistan'da yeni hükümetin kurulmasından bu yana gerçekleşen iyi temasları büyük bir ilgiyle not ettim. Yunan ve Türk hükümetleri arasında yakın gelecekte yapılması planlanan görüşmelere ümitle bakıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

AB ile Türkiye arasındaki göçmen mutabakatının yeniden canlandırılmasına ilişkin bir soruya da Scholz, AB’nin bu konuyu müzakere ettiğini ve bu görüşmeleri yoğun bir şekilde takip ettiklerini dile getirdi.

Scholz, burada dikkate alınması gereken çeşitli yönlerin bulunduğunu belirterek, “Bunlardan biri de Türkiye'nin kabul ettiği çok sayıda mülteci konusudur. Bu unutulmamalı. Türkiye çok fazla sayıda mülteciyi kendi ülkesine kabul etti ve biz de bunun böyle kalabilmesi için onlara destek oluyoruz. Elbette bu sayede Avrupa ülkelerine göç olmaması umuduyla.” değerlendirmesinde bulundu.

Scholz, bundan dolayı AB ile Türkiye arasındaki göç mutabakatının devam etmesi ve geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.

 

Hamas’ın terör örgütü olduğunu ve İsrail’in kendisini Hamas'a karşı savunma ve Gazze'de Hamas savaşçısı olarak faaliyet gösterenlere saldırma hakkı bulunduğunu savunan Scholz, “Hamas'a toparlanması, silah toplaması ve İsrail'e saldırması için yeniden bir şans verilmesi gibi bir durumun ortaya çıkması kabul edilemez. Bu nedenle bu konuda netiz ve İsrail'in yanındayız. “ dedi.

Bir soru üzerine İsrail’in bir demokrasi olduğunu ileri süren Scholz, “Bunun da net bir şekilde söylenmesi lazım ve bu konuda da şüphe yok. Her konuşmamızda ve her fırsatta, olaylara bakış açımızın bu olduğunu vurgulayacağız. (İsrail) İnsan haklarına ve uluslararası hukuka bağlı olduğunu hisseden ve bu doğrultuda hareket eden bir ülke. Bu nedenle İsrail'e yöneltilen suçlamalar absürttür ve bu konuda hiçbir şüpheye yer yoktur.” şeklinde konuştu.

 

- Yunanistan Başbakanı Miçotakis

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis de Yunan hükümetinin yasa dışı göçün engellenmesi konusunda Türkiye ile işbirliğini daha da geliştirmek istediğini ve AB'nin bu krizin yükünü taşıyan ülkelere yönelik mali yardımı artırması gerektiğini söyledi.

Orta Doğu'daki çatışmalar nedeniyle yeni mülteci akınları riskine işaret eden Miçotakis, "Yunanistan gibi AB'nin dış sınırlarında yer alan ülkelerin yeni göç sorunlarıyla karşılaşması çok muhtemeldir. Ancak kimin Avrupa'ya getirileceğine insan kaçakçıları karar vermemeli." dedi.

 

Miçotakis, AB üye ülkeleri arasında dayanışmayı güçlendirmek ve adil yük paylaşımını sağlamak için göç ve iltica konusunda yeni bir Avrupa anlaşmasının bir an önce kabul edilmesi gerektiğini söyledi.

İsrail'in Gazze'ye saldırılarına değinen Miçotakis, İsrail'in kendini savunma hakkını desteklediklerini ancak bunu yaparken de uluslararası insani hukukun temel ilkelerine uyulmasının önemli olduğunu vurguladı.

Barış arayışları konusundaki tüm girişimleri desteklediklerini kaydeden Miçotakis, "Siyasi çözüm olmadan nihai çözüm olamaz. Nihai çözüm de ancak iki devletli çözümle mümkün olabilir." ifadesini kullandı.

Miçotakis, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Hamas hakkındaki açıklamalarına katılmadığını sözlerine ekledi.

 

KÖLN (AA) - Almanya'da yapılan araştırma, ten rengi ve başörtüsü gibi faktörlere bağlı olarak "yabancı kökenli algılanan" kişilerin, polis kontrollerine daha fazla maruz kaldığını ortaya koydu.

Uyum ve Göç Bilirkişi Konseyinin (SVR) ülke çapında yaptığı kapsamlı araştırmaya göre, "yabancı kökenli" olarak algılananlar, kamusal alanlarda diğer kişilere göre 2 kat daha fazla polis kontrolüne takılıyor.

 

Bu kişilerin sadece yabancı kökenli olması değil, ten rengi ya da taktığı başörtü gibi kılık kıyafetindeki bazı detaylar da bu önyargının oluşmasında belirleyici faktör oldu.

Kasım 2021-Temmuz 2022 döneminde 15 yaş üstündeki 15 bin 5 kişiyle yapılan anket sonucuna göre, yabancı kökenli kişilerin polis kontrollerine takılma oranı yüzde 8,3 iken, beyaz tenli ve yerli olduğu izlenimi verenler için bu oran yüzde 4,4 olarak belirlendi.

 

Dış görünüşün yanı sıra cinsiyet ve yaş, polis kontrollerinde belirleyici unsur oldu.

En fazla polis kontrolüyle karşılaşan kişiler, 15-34 yaş aralığındaki "yabancı görünümlü erkekler" olarak belirlendi.

Mahkeme, ülkenin borç frenindeki istisnaların ihlali nedeniyle 2021 yılı ikinci ek bütçesinin anayasaya aykırı ve geçersiz olduğunu ilan etti
 

BERLİN (AA) - Almanya Anayasa Mahkemesi, Alman koalisyon hükûmetinin Kovid-19 salgını döneminden kalma 60 milyar avroluk kullanılmamış krediyi bir iklim fonuna aktarma kararının anayasaya aykırı olduğuna karar verdi.

Mahkeme, ülkenin borç frenindeki istisnaların ihlali nedeniyle 2021 yılı ikinci ek bütçesinin anayasaya aykırı ve geçersiz olduğunu ilan etti.

 

Alman hükûmeti, 2021’de bütçe değişikliğiyle, Kovid-19 salgını tedbirlerine yönelik 60 milyar avro tutarındaki kullanılmayan krediyi İklim ve Dönüşüm Fonu'na (KTF) aktarmaya karar vermişti.

Mahkemenin kararında ilk olarak borç tavanının, Kovid-19 krizinde de olduğu gibi ancak acil bir durum olması durumunda aşılabileceği, buna karşın fonların iklim fonuna aktarılmasının bu koşulları karşılamadığı belirtildi.

Kararda, halihazırda üstlenilen yükümlülükler artık yerine getirilemiyorsa, yasama organının bunu başka yollarla telafi etmesi gerektiği vurgulanarak "Yasa koyucu, acil durum ile buna yanıt olarak alınan kriz yönetimi tedbirleri arasındaki gerekli fiilî bağlantıyı yeterince gösteremedi." ifadesine yer verildi.

 

Alman hükûmeti daha önce mahkemeden gelecek olumsuz bir karar için bir acil durum planı olduğunu açıklamıştı.

Anayasa Mahkemesinin kararının ardından açıklamada bulunan Almanya Başbakanı Olaf Scholz, kararın ayrıntılı olarak incelenmesi gerektiğini belirterek "Bu kararın ardından yatırımlar için gerekli fonların alternatif yollarını bulmamız gerek." dedi.

Kovid-19 salgını sırasındaki acil durum nedeniyle Alman federal hükûmeti, borç alımını 60 milyar avro artırmıştı. Fakat Kovid-19 ve sonuçlarıyla başa çıkmak için söz konusu krediye ihtiyaç duyulmadı.

Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller Partisi ve Hür Demokrat Parti'nin (FDP) oluşturduğu koalisyon hükûmeti, söz konusu krediyi ülkenin İklim ve Dönüşüm Fonu için kullanmak istemişti.

 

Kararın Almanya’nın 2024 bütçesini etkilemesi bekleniyor. Karar, hükûmetin, artık ek olarak 60 milyar avroyu da hesaba katmasını ve vergi artışlarında hükûmet ortakları arasında anlaşmazlık nedeniyle başka yerlerdeki harcamaları kısmasını gerektirecek.

Söz konusu karar sonrasında zaten kırılgan olan üç partili koalisyonda gerilimin ve muhalefet baskısının artırması bekleniyor.

 

BERLİN (AA) - Almanya'nın başkenti Berlin'de, Filistin'e destek gösterisi düzenledi.

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını protesto eden çok sayıda kişi, Gazze'deki savaşın durdurulması talebiyle Başbakanlık binası önünde toplandı.

 

"Filistin’e özgürlük", "Yazıklar olsun" ve "Ateşkes şimdi" yazılı pankart ve dövizlerin taşındığı gösteride, Gazze'de binlerce çocuk ve kadının öldürüldüğüne işaret edilerek, Alman hükümetinin İsrail'e verdiği destek eleştirildi.

Eşi Filistinli olan Alman vatandaşı Melanie Tack, AA muhabirine, ailesinin bir kısmının Filistin'de olduğunu belirterek "Dünyada maalesef sesi olmayanların sesi oluyoruz. Bunlar şu anda genel olarak Gazze'de ve Filistin'deki herkes. Ailemiz, kayınvalidem orada. 14 aile üyemiz var, bazıları öldü. Burada en azından bunu yapabiliyoruz." dedi.

 

Tack, Batılı ülkelerden ve Alman hükümetinden ne beklediğine ilişkin soruya da, "Birisinin bunu durdurması. Her gün yatağa gidiyorsun ve birisi bunu gece durdursun diye düşünüyorsun ve hiçbir şeyin değişmediğine dair can sıkıcı bir duyguyla uyanıyorsun. Biz barış için buradayız. Herkese barış için. Özellikle tüm çocuklar için." yanıtını verdi.

Gösteriye katılan ve soyadını vermek istemeyen Cindy de 3 çocuk ve 3 torun sahibi olduğunu belirterek, "Görüntüler beni bunaltıyor. Ben bizim Alman hükümetinden tarafını değiştirmesini bekliyorum, Çünkü İsrail, yanlış taraf." diye konuştu.

 

Polisin geniş güvenlik önlemleri aldığı gösteri olaysız sona erdi.

 

 

 

 

 

Kuzey Bavyera’da en önemli giyim mağazası olarak bilinen ve nesilller boyu kaliteyi takip edenlerin en çok uğradığı mekan olarak isim yapan Murk Bekleidungshaus Türklerin adeta buluşma merkezi haline geldi.

 

Türk Toplumu ile uzun yıllardan bu yana son derece özel ilişkileri olduğunu belirten Murk Mağazası Yönetim Kurulu Başkanı ve İşletme Müdürü Johannes Murk Ayhaber‘e yaptığı açıklamalarda, “Türk Toplumu ülkemize nesiller boyu önemli faydalar sağladı. Onların çalışkanlığı ile ülkemiz savaş sonrası yıkımları hızlı bir şekilde geride bıraktı” şeklinde konuştu.

 

Türklere yönelik açıklamaları ile dikkat çeken Johannes Murk açıklamalarının devamında, “Kaliteyi herkes arar ve müşterinin elbette buna hakkı olmalş. Ancak bir de işin mali boyutu var ve piyasa şartlarına uygun fiyatlar olmalı. Bu bağlamda Türk Toplumu öncelikle Murk Mağazasında ailenin her ferdi için modayı en uygun fiyatlarda bizde bulacağını bilmelidir” şeklinde konuştu.

 

Murk GmbH & Co. KG

Anton-Murk-Str. 2

96193 Wachenroth

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

              

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Seit nunmehr elf Jahren können engagierte Bürgerinnen und Bürger im Landkreis Würzburg die Bayerische Ehrenamtskarte beantragen. Die Nachfrage ist ungebrochen, jüngst konnte Landrat Thomas Eberth bereits die 11000. und die 11001. Karte überreichen. 

 

11.000. Ehrenamtskarte in Gold für Inge Bayerlein

 

Nach jahrzehntelangem, ehrenamtlichem Engagement erhielt Inge Bayerlein die Ehrenamtskarte in Gold. Die 64-Jährige engagiert sich seit dem Jahr 1993 in ihrer Kirchengemeinde. Sie leitet die wöchentlichen Gruppenstunden für Kinder, organisiert Familien- und Kindergottesdienste und unterstützt seit vielen Jahrzehnten das jährliche Zeltlager mit vielen jungen Teilnehmern. Weiterhin kümmert sie sich im Hintergrund um die Buchhaltungsarbeiten. 

 

11.001. Ehrenamtskarte für Thomas Stölzner

 

Thomas Stölzner aus Veitshöchheim erhielt von Landrat Thomas die Ehrenamtskarte für seinen Einsatz für den Klettersport. Der heute 49-Jährige trainiert derzeit mit Kindern und Jugendlichen der Turngemeinde Veitshöchheim an der Kletterwand. Hier bekommen die Kletterer wertvolle Trainingstipps und Anleitungen für das Bewegen in der Wand. Konzentration, Kraft und Teamgeist sind gefragt, wenn man auf der Kletterroute unterwegs ist. 

 

„Das Ehrenamt ist einer der wichtigsten Stützpfeiler unserer Gesellschaft“, würdigte Landrat Thomas Eberth die beiden Inhaber der Jubiläums-Ehrenamtskarten. „Vielen Dank für Ihre Zeit und die Kraft, die Sie zum Wohle der Gesellschaft investiert haben, verbunden mit einem herzlichen ‚Weiter so!“, würdigte Landrat Eberth den Einsatz von Inge Bayerlein und Thomas Stölzner. 

 

Ein sichtbares Zeichen der Anerkennung und lohnende Vorteile

 

Die Bayerische Ehrenamtskarte ist ein Dankeschön und sichtbares Zeichen der Anerkennung für bürgerschaftliches Engagement. Ehrenamtlich engagierte Menschen können die Karte seit elf Jahren bereits beim Landkreis Würzburg beantragen. Sie gilt für eine Zeit von drei Jahren. Inhaber erhalten damit Vergünstigungen etwa bei verschiedenen Anbietern in Freizeit, Gastronomie, Museen oder im Einkauf.

 

Seit Oktober 2023 ist die Ehrenamtskarte auch in Digitaler Form erhältlich und kann auch ohne Plastikkarte im Geldbeutel praktisch über das Smartphone verwendet werden. Weitere Informationen und alles Wissenswerte zur Antragstellung sind unter www.landkreis-wuerzburg.de/ehrenamtskarte nachzulesen.

Wohlverdienter Ruhestand nach 31 Jahren im Öffentlichen Gesundheitsdienst 

 

Er war ein erprobter Krisenmanager und wurde nun von Landrat Thomas Eberth in den Ruhestand verabschiedet: Leitender Medizinaldirektor Dr. Johann Löw, der seit 2009 die Geschicke des Gesundheitsamtes für Stadt und Landkreis Würzburg lenkte. 

 

Nach dem Grundwehrdienst und dem Studium der Medizin war Dr. Johann Löw ab 1988 als Assistenzarzt im Gemeindekrankenhaus Oberstdorf, dann an der Universitätsklinik Würzburg und in Allgemeinarztpraxen im Raum Würzburg tätig. 1992 erfolgte die Anerkennung zum Facharzt für Allgemeinmedizin. Am 1. Dezember 1992 wurde Dr. Löw von der Regierung von Unterfranken als Arzt am Staatlichen Gesundheitsamt Würzburg angestellt. 

 

Bereits zu Beginn seiner Tätigkeit im Öffentlichem Gesundheitsdienst (ÖGD) beschäftigte er sich mit Infektionskrankheiten mit gesellschaftlichem Bezug, wie HIV und mit der Notwendigkeit der Aufklärung und einem rationalen Umgang mit diesen Erkrankungen. 2007 berief man Dr. Löw zum stellvertretenden Leiter des Gesundheitsamtes, das da bereits seit 1996 organisatorisch zum Landratsamt Würzburg gehörte. Zwei Jahre später übernahm er zunächst kommissarisch die Leitung des Gesundheitsamtes von seinem Vorgänger Dr. Konrad Kläß. Noch in diesem Jahr 2009 beschäftigten Pandemiebefürchtungen den ÖGD wegen der Influenza H1N1, besser bekannt als Schweinegrippe. Der erste größere Ausbruch der Schweinegrippe in Deutschland wurde in Würzburg festgestellt. 

 

2011 übernahm Dr. Löw die Leitung des Gesundheitsamtes für Stadt und Landkreis Würzburg und war damit im Rahmen seines Auftrags für rund 300.000 Menschen zuständig. Die erste große Flüchtlingswelle 2014/2015 forderte die engagierte Mitwirkung des Gesundheitsamtes mit Gesundheitsuntersuchungen von tausenden von Menschen, die vor allem aus Syrien und Afghanistan nach Deutschland flohen. 

 

Es folgten weitere neu in den Focus geratene Infektionskrankheiten und Bedrohungen, wie Hantan- und Noro-Virusinfektionen, Läuse und Krätze, BSE, MRSA und andere multiresistente Erreger, Legionellen, Masern, Affenpocken... und schließlich ab März 2020 die ersten Corona-Fälle in Würzburg. Am 2. März 2020 veröffentlichte das Landratsamt die erste Pressemitteilung dazu unter dem Titel „Landrat Nuß beruft Corona-Koordinierungsgruppe ein – Gesundheitsamt rüstet sich“. Landrat Thomas Eberth, der im Mai 2020 sein neues Amt antrat, betonte: „Es war eine sehr harte Zeit für Sie als Chef und für viele Kolleginnen und Kollegen. Fast das gesamte Landratsamt wurde zum Gesundheitsamt und viele, viele halfen mit, um diese Katastrophe zu bewältigen, die so viele Opfer forderte“. Zum erweiterten Mitarbeiterstab kamen rund 60 Contact-Tracer, die geschult werden mussten. Es gab die Unterstützung durch Bundeswehr und Polizei zu koordinieren, Test- und Impfzentren aus dem Boden zu stampfen und hunderte von Medienanfragen zu beantworten. Viele halfen mit, doch die zentrale Verantwortung und die immer wieder neu einzuschätzende Lage kam der Spitze des Gesundheitsamtes gemeinsam mit dem Landrat zu. 

 

Daneben ging es um die Überwachungsaufgaben des Gesundheitsamtes: Trinkwasserversorgung, Schwimmbäder, Gemeinschaftseinrichtungen, Seniorenheime und Krankenhäuser gehören dazu. Landrat Eberth fasste zusammen: „Summa summarum: Ihre Zuständigkeiten reichten von der Wiege bis zur Bahre: von der Schwangerenberatung über die Meldung eines Neugeborenen-Screenings zu Schuleignungsuntersuchungen, Begutachtungen im Bereich der Sozialhilfe, Sozialpsychiatrie und im Beamtenrecht - bis zur Überprüfung des Leichenschau-Scheines“. 

 

Eberth dankte Dr. Johann Löw, der am 1. Dezember 2023 seinen Ruhestand antritt, für die zwölf Jahre, die er mit hohem Verantwortungsbewusstsein, großem Engagement, Fachkompetenz und Weitblick der Leitung des Gesundheitsamtes für Stadt und Landkreis Würzburg gewidmet hat.

 

Im Namen der Stadt Würzburg und Würzburgs Oberbürgermeisters Christian Schuchardt sprach der Kommunalreferent der Stadt Würzburg Wolfgang Kleiner dem scheidenden Leiter des Gesundheitsamts Dank und Anerkennung aus. "Sein unermüdlicher Einsatz, oft auch über die üblichen Arbeitsstunden hinaus, verdient höchsten Respekt. Er war nicht nur ein fachlicher Experte, sondern auch eine verlässliche Stütze für die Gemeinschaft. Und wenn mal Hektik und Stress ausgebrochen war, war Dr. Löw ein ruhiger Pol in der Brandung", so Kleiner.

Fahnenhissung, Ausstellung, Vortrag und Möglichkeiten zum persönlichen Austausch

 

Jede dritte Frau in Deutschland hat in ihrem Leben bereits mindestens einmal Gewalt erlebt, Frauen mit Behinderung werden zwei- bis dreimal häufiger Opfer von Gewalt.

 

Carmen Wallrapp, Kommunale Gleichstellungsbeauftragte des Landkreises Würzburg, möchte auch in diesem Jahr wieder auf dieses gesellschaftliche Problem aufmerksam machen und lädt zur Veranstaltung "NEIN zu Gewalt an Frauen" am Freitag, 24. November 2023 von 11:15 bis 15:30 Uhr ins Landratsamt Würzburg ein.

 

Nach einer kurzen Begrüßung im Foyer des Erdgeschosses (Haus 1) eröffnet Landrat Thomas Eberth die Veranstaltung.

 

Die Mediendesignerin und Kulturwissenschaftlerin Lalita Diekers dort Premiere ihrer Poster-Ausstellung „Unerhört – wenn uns Gewalt gegen Frauen verstummen lässt“. Interessierte haben die Möglichkeit, vor Ort mit der Künstlerin über ihre Werke zu sprechen.

 

Einen weiteren Programmpunkt gestaltet Dogus Albayrak vom Verein „Tuğçe Albayrak e.V.“. Er berichtet über persönliche Erfahrungen, den tragischen Tod seiner mutigen Schwester Tuğçe Albayrak und die Gründung eines Vereins zur Stärkung von Zivilcourage und Gewaltprävention.

 

Nach Ende des Vortags besteht die Möglichkeit, sich weiter über die vielfältigen Themen auszutauschen. Die Teilnahme ist kostenlos, eine Anmeldung ist nicht notwendig.

 

Hintergrund: Der Internationale Tag „Gegen Gewalt an Frauen" ist ein jährlich am 25. November stattfindender Gedenk- und Aktionstag zur Bekämpfung von Diskriminierung und Gewalt jeder Form gegenüber Frauen und Mädchen. Um ein sichtbares Zeichen gegen dieses Unrecht zu setzen, organisiert der Landkreis Würzburg jährlich Aktionstage. Dieses Jahr wird der Aktionstag einen Tag früher, am 24. November, stattfinden.

 

Bildunterschrift:

 

Um auf die noch immer weit verbreiteten Gewalttaten gegenüber Frauen aufmerksam zu machen, wurde das Landratsamt Würzburg anlässlich des Internationalen Tages „Gegen Gewalt an Frauen“ im vergangenen Jahr mit Dutzenden von Luftballons geschmückt. Sie sollten entlang der viel befahrenen Zeppelinstraße in Würzburg auf das Thema aufmerksam machen. Foto: Nico Manger.