Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 

Ülkede hem doğum hem ölüm sayısı ise geçen yıl yaklaşık yüzde 2,5 düştü...
 

BERLİN (AA) - Almanya'nın nüfusu, geçen yıl az yaşanan göçün etkisiyle 100 bin kişi artarak 83,6 milyona ulaştı.

Almanya Federal İstatistik Ofisi (Destatis), nüfus artışına ilişkin 2024 öncü verilerini açıkladı.

Buna göre, ülkenin 2024'teki nüfusu yurt dışından daha az göçün etkisiyle sadecefreepik

Destatis, 2024'te net göçün yeniden nüfus artışının tek nedeni olduğuna dikkati çekti.

 

Açıklamada, "Nüfus artışı, Almanya'nın yeniden birleşmesinden bu yana tüm yıllarda olduğu gibi 2024'te de doğum ve ölüm dengesi, doğanlardan daha fazla insan öldüğü için negatif oldu." denildi.

Ayrıca hem doğum sayısı hem ölüm sayısı 2024'te yaklaşık yüzde 2,5 düştü.

Destatis tarafından Almanya'da geçen yıl 670 ile 690 bin arasında doğum ve 1 milyon ölüm gerçekleştiği tahmininde bulunuldu.

Böylece 2024 yılı için 310 ile 330 bin arasında doğum açığı (doğumlar ve ölümler arasındaki fark) hesaplandı.

 

2023'te doğum 692 bin 989, ölüm 1,03 milyon olarak kayıtlara geçmişti. Bu, 300 bin sınırının aşıldığı art arda üçüncü yıl oldu. 2023'te doğum açığında 335 bin 217 ile yeni rekora ulaşılmıştı. Ülkede 1991'den 2021'e kadar ortalama doğum açığı yılda sadece 137 bin 380 kişiydi.

Ayrıca Destatis, 2024'te Almanya'ya net göçün 400 ila 440 bin kişi olacağını açıkladı. 2023'te ülkeye net göç 662 bin 964 olarak kayıtlara geçmişti.

Net göçün 2023'e kıyasla üçte birden fazla azalacak olması dikkati çekti.

 

Destatis açıklamasında, "Öncü verilere göre bu gelişme, başta Suriye, Afganistan, Türkiye ve Avrupa Birliği ülkelerinden olmak üzere net göçün azalmasından kaynaklanıyor." ifadesi kullanıldı.

Yaşlanan nüfus nedeniyle Alman ekonomisi her yıl yüz binlerce nitelikli göçmene ihtiyaç duyarken, göç, hükümetin vatandaşlığa erişimi kolaylaştıran reformlarla yabancı işçi ihtiyacını ele aldığı ülkede tartışmalı konu olmaya devam ediyor.

Öte yandan araştırmalara göre Alman ekonomisi, demografik değişim ve İkinci Dünya Savaşı ile Soğuk Savaş arasındaki dönemde doğanların iş gücü piyasasından ayrılması nedeniyle artan iş gücü ve vasıflı işçi sıkıntısıyla karşı karşıya.

Wenn es einmal schnell gehen muss, ist ein erreichbarer stiller Ort, der speziell auf die Bedürfnisse für Menschen mit schweren und mehrfachen Behinderungen zugeschnitten ist, wichtig.

 

In der Augustinerstraße, Ecke Gotengasse hat die Stadt Würzburg nun eine sogenannte „Toilette für alle" eröffnet. Diese inklusive WC-Anlage setzt neue Maßstäbe, indem sie auf die speziellen Bedürfnisse von Menschen mit schweren und mehrfachen Behinderungen zugeschnitten und auch nur von diesen mit einem Euro-WC-Schlüssel nutzbar ist.

 

Die „Toilette für alle", die das renommierte Qualitätssiegel der Stiftung Leben pur trägt, erfüllt höchste Standards für barrierefreie Einrichtungen, bietet großzügige Raumverhältnisse und eine moderne Ausstattung. Damit Pflege und Hygiene auch im Liegen ermöglicht wird, ist die Anlage mit einem Deckenlifter für den Transfer aus dem Rollstuhl, einer höhenverstellbaren Pflegeliege mit abklappbarem Seitengitter für den Wechsel von Inkontinenzeinlagen und weiteren medizinischen Hilfsmitteln ausgestattet, die den Bedürfnissen von Menschen mit komplexen Behinderungen gerecht werden. Die Toilettenanlage ist täglich rund um die Uhr zugänglich.

 

Diese „Toilette für alle" ergänzt eine bereits bestehende Anlage an der Don-Bosco-Schule und festigt Würzburgs Anspruch, eine Stadt für alle Menschen gleichermaßen zu sein. Sowohl die zentrale Lage als auch die uneingeschränkten Öffnungszeiten erleichtern Menschen mit schweren und mehrfachen Behinderungen und ihren Angehörigen einen selbstbestimmten Aufenthalt in Würzburg und steigern die Lebensqualität, da mehr gesellschaftliche Teilhabe ermöglicht wird.

 

Menschen mit Behinderung, die auf Pflege angewiesen sind, sind keine kleine Gruppe. Anders als noch vor 30 Jahren sind Menschen mit komplexen Behinderungen oder Pflegebedürftigkeit nicht mehr in Sondereinrichtungen und Familien „versteckt“, sondern nehmen ihr Recht wahr, aktiv am gesellschaftlichen Leben teilzuhaben. Und doch kann ein Großteil dieses Personenkreises nicht einmal einen Toilettengang auf einer öffentlichen Toilette absolvieren, weil die DIN-gerechte Behindertentoilette nicht die erforderlichen Hilfsmittel (wie Liege oder Lifter) bietet. Betroffene sind deshalb darauf angewiesen, nicht nur ihren sowieso schon aufwändigen Alltag, sondern sogar die Toilettengänge minutiös zu planen oder – bei Ausflügen in die Innenstadt, in den Biergarten oder ins Theater – komplett darauf zu verzichten.

 

„Die neue Toilette am Ende der Augustinerstraße wird diese Problematik in Würzburg zumindest ein wenig entspannen. Man wird als Betroffener oftmals dennoch einen weiten Weg auf sich nehmen müssen, um die Toilette zu erreichen, aber immerhin liegt sie recht zentral in der Innenstadt. Die ‚Toilette für Alle‘ in Würzburg ist richtig und wichtig. Der kommunale Aktionsplan setzt die UN-BRK auf kommunaler Ebene um und leistet – auch mit diesem Schritt – stetig Beiträge zur Inklusion in Würzburg. Vielen Dank an die Stadtverwaltung, insbesondere die Fachabteilung Inklusion, sowie an den Stadtrat. Von beiden Seiten wurde dieses Vorhaben konstruktiv vorangetrieben und vorbildlich umgesetzt,“ sagt Julian Wendel, kommunaler Behindertenbeauftragter der Stadt Würzburg.

 

„Auch ältere, pflegebedürftige Menschen haben zumeist eine Behinderung. Die ‚Toilette für alle‘ bringt auch für diese Menschen Vorteile. Ein längerer Aufenthalt in der Innenstadt wird durch die Option eine Toilette zu benutzen wieder möglich. Für pflegende Angehörige ist es auch entlastend, auf das Angebot der ‚Toilette für alle‘ zurückgreifen zu können…egal ob bei kurzfristigen ‚Notfällen‘ oder bei geplanten, längeren Ausflügen in die Stadt. Wir freuen uns, im Rahmen des kommunalen Aktionsplans Inklusion wieder einen Schritt in Richtung der Umsetzung der UN Behindertenrechtskonvention machen zu können“ berichtet Anke Geiter aus dem Fachbereich Integration, Inklusion und Senioren.

 

Bundesweit gibt es bislang 175 derartige Einrichtungen.

İSTANBUL (AA) - Fenerbahçe'nin, hem kulübü Aston Villa hem de kendisiyle prensip anlaşmasına vardığını duyurduğu Brezilyalı savunma oyuncusu Diego Carlos, İstanbul'a geldi.

Kendisini taşıyan özel uçakla Atatürk Havalimanı Genel Havacılık Terminali'ne gelen 31 yaşındaki oyuncuyu, Fenerbahçe Kulübü yetkilileri karşıladı.

Sarı-lacivertli kulübün, sağlık kontrolleri ve son görüşmelerin ardından Diego Carlos ile sözleşme imzalaması bekleniyor.

 

- Diego Carlos'un kariyeri

Diego Carlos, 15 Mart 1993'te Brezilya'da Sao Paulo'ya bağlı Barra Bonita'da dünyaya geldi.

Kariyerine Brezilya ekibi Desportivo'nun altyapısında başlayan savunma oyuncusu ardından Sao Paulo'nun 20 yaş altı takımına transfer oldu.

1 yıllık Sao Paulo, yarım sezonluk Paulista ve 2 aylık Madureira macerasının ardından Avrupa'ya adım atan Diego Carlos, Portekiz ekibi Estoril'e, oradan da kiralık olarak Porto'nun B takımına geçti.

2016'da Nantes, 2019'da da Sevilla'ya transfer olan Diego Carlos, İspanyol ekibiyle ilk sezonunda UEFA Avrupa Ligi'ni kazanmayı başardı.

2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları'nda Brezilya Milli Takımı'yla altın madalya kazanan Diego Carlos, 2022-2023 sezonu öncesinde Premier Lig ekiplerinden Aston Villa'ya transfer oldu.

Aston Villa kariyerinde 40'ı Premier Lig olmak üzere 58 maça çıkan Brezilyalı oyuncu, bu karşılaşmalarda 1 gol atıp 1 de asist yaptı.

Carlos, bu sezon 10'u Premier Lig, 6'sı UEFA Şampiyonlar Ligi, 1'i de İngiltere Lig Kupası olmak üzere Aston Villa formasını 17 kez giydi.

İSTANBUL (AA) - Medipol Mega Üniversite Hastanesi'nden Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Esin Korkut, bakterinin tehlikelerine dikkati çekerek, gıda hijyenine özen gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Hastaneden yapılan açıklamaya göre, İzmir'in Buca ilçesinde bir kişinin Salmonella bakterisi nedeniyle yaşamını yitirmesi gözleri özensiz hazırlanan gıdaların tüketimine çevirdi.

Kumpir gibi çeşitli malzemelerle hazırlanan yiyecekler, Salmonella bakterisine bağlı gıda zehirlenmelerinin riskini artırabiliyor. İzmir'in Buca ilçesinde yaşanan vefat, bu bakterinin tehlikeli olabileceğini hatırlatıyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Korkut, "Salmonella, en sık gıda zehirlenmesine yol açan bakterilerden biridir. Özellikle iyi pişmemiş et ve et ürünleri, kümes hayvanları, çiğ yumurta, mayonez gibi çiğ süt ürünleri ve pastörize edilmemiş sütlerden bulaşma riski oldukça yüksektir." ifadelerini kulllandı.

Korkut, Salmonella'nın özelliklerini ve korunma yöntemlerini anlatarak önemli uyarılarda bulundu.

Salmonella bakterisinin insan ve hayvan bağırsaklarında doğal olarak bulunduğunu belirten Korkut, "Dışkıyla atıldığı için temas ettiği gıdalardan insanlara geçebilir. Özellikle iyi pişmemiş et ve et ürünleri, kümes hayvanları, çiğ yumurta, mayonez gibi çiğ süt ürünleri ve pastörize edilmemiş sütlerden bulaşma riski oldukça yüksektir. Kumpir gibi yiyeceklerde kullanılan süt ürünleri ve kümes hayvanları da bu bakteriyi bulaştırabilir." ifadelerini kullandı.

- "Karın ağrısı, hafif ishal ve ateş gibi belirtiler"

Korkut, Salmonella'nın hafif seyreden ancak zaman zaman ölümcül olabilen bir bakteri olduğunun altını çizerek şunları kaydetti:

"Salmonella enfeksiyonu genellikle karın ağrısı, hafif ishal ve ateş gibi belirtilerle başlar. Ancak bazı durumlarda kanlı ishale, şiddetli karın ağrılarına ve yüksek ateşe yol açabilir. Özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde, yaşlılarda, çocuklarda ve hamilelerde daha ağır seyredebilir. Böyle durumlarda sıvı alımı yeterli olmazsa ve zamanında hastaneye başvurulmazsa, ölümcül sonuçlar doğurabilir."

Hijyenin Salmonella enfeksiyonlarının önlenmesinde en önemli faktör olduğuna dikkati çeken Korkut, "El hijyeni ve gıda hazırlama sırasında kullanılan malzemelerin temizliği çok önemlidir. Yemeklerin iyi pişirilmesi ve süt gibi ürünlerin pastörize edilmiş olması gerekir. Ayrıca gıdaların doğru saklanması ve bilindik yerlerden alınması enfeksiyon riskini azaltır." değerlendirmesinde bulundu.

 

ANKARA (AA) - Enerji sektörü, siber tehditlerin öncelikli gündem maddesi haline gelmesiyle savunma stratejilerini güçlendirmeye devam ediyor.

Norveç merkezli siber güvenlik şirketi DNV Cyber tarafından hazırlanan "Enerji Siber Öncelik Raporu"na göre, enerji sektöründeki profesyonellerin yüzde 65'i, siber güvenliği sektörlerinin karşı karşıya olduğu en büyük zorluk olarak görüyor.

Bu doğrultuda, ankete katılanların yüzde 70'inden fazlası, şirketlerinin bu yıl siber güvenlik harcamalarını artırmasını bekliyor.

Siber güvenlik farkındalığının şirket liderleri arasında arttığına dikkati çekilen raporda, enerji sektörü çalışanlarının yüzde 78'inin, şirket liderlerinin, siber saldırıların tehlikelerini kavradığına inandığı belirtildi. Ayrıca, çalışanların yüzde 84'ü, potansiyel bir siber tehditle karşılaştıklarında nasıl hareket etmeleri gerektiğini bildiklerini ifade etti.

Rapora göre sektör, fiziksel varlıkları kontrol eden operasyonel teknoloji (OT) siber güvenlik sistemlerine de öncelik veriyor.

Katılımcıların yüzde 67'si, bu yıl OT güvenlik yatırımlarında artış bekliyor. Ancak raporda, bu alandaki zorlukların hala devam ettiğine vurgu yapılıyor.

Raporda yer alan analizde, "Yeşil enerji çözümlerine geçiş sürecinde dijital teknolojilere olan bağımlılık artıyor. Ancak bu durum, hassas verilerin işlenmesinden üçüncü taraf araçların yönetimine kadar pek çok alanda siber saldırılara açık bir zemin yaratıyor. Siber saldırganlar, bu karmaşıklıklardan faydalanarak birbirine bağlı sistemler üzerinde sessizce hareket edebiliyor." ifadelerine yer verildi.

Raporda görüşlerine yer verilen DNV Enerji Sistemleri Üst Yöneticisi Ditlev Engel, siber güvenliğin enerji dönüşümünün merkezinde yer alması gerektiğini belirterek, "Dijital teknolojiler, iklim hedeflerine ulaşmak ve enerji güvenliğini sağlamak için hayati öneme sahip. Ancak, bu teknolojilere artan bağımlılık, özellikle jeopolitik belirsizliklerin arttığı bir dünyada yeni riskler de doğuruyor." değerlendirmesinde bulundu.

DNV Endüstriyel ve OT Siber Güvenlik Direktörü Auke Huistra da siber tehditlere karşı mücadelenin devan etmesi gerektiğini vurgulayarak, "Enerji sektörü daha hazırlıklı hale geliyor, ancak giderek daha sofistike hale gelen saldırganların önünde olmak için sürekli bir evrim gerekiyor. Siber suçlular tedarik zincirlerini hedef alıyor, yapay zeka kullanıyor ve hatta içeriden eleman temin ediyor. Geri kalmayı göze alamayız." ifadelerini kullandı.

Rapora göre siber güvenlik risklerine rağmen, enerji sektöründeki pek çok profesyonel, yenilikçilik adına belirli bir düzeyde siber güvenlik açığını kabul etmeye hazır ve ankete katılanların yüzde 49'u, bunun gerekli bir ödün olduğunu düşünüyor.

ROMA (AA) - İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin, Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Antonio Costa'ya NATO’nun Avrupa ayağının somut biçimde güçlendirilmesi gerektiğini söylediği bildirildi.

Roma’daki Başbakanlık sarayı Chigi'den yapılan yazılı açıklamada, Meloni'nin 3 Şubat'ta Avrupa'nın savunması üzerine yapılacak gayriresmi AB Zirvesi öncesinde Costa ile telefonda görüştüğü belirtildi.

Açıklamada, "Başbakan Meloni, NATO'nun Avrupa ayağının somut şekilde güçlendirilmesi gerekliliğini vurguladı. Ayrıca savunma alanındaki AB girişimlerinin ve programlarının tam bir tamamlayıcılık çerçevesinde ilerlemesiyle Avrupa savunma sanayinin rekabet gücünün artırılmasının önemine dikkati çekti." ifadeleri kullanıldı.

Görüşmede, gerekli büyük yatırımları desteklemek için yeni ve daha etkili ortak araçlar üzerinde çalışmanın önemi ve aciliyeti üzerinde durulduğu kaydedildi.

BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Grand Kartal Otel'de çıkan yangının kendisini derinden üzdüğünü bildirdi.

Scholz, sosyal medya platformu X'ten yaptığı paylaşımında, "Türkiye'de Kartalkaya'da bir otelde meydana gelen ciddi yangın haberi beni derinden üzdü. Düşüncelerimle yaşamlarını yitirenlerin ailelerinin ve yakınlarının yanındayım. Yaralılara acil şifalar diliyorum." ifadelerine yer verdi.

Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock da yaptığı paylaşımda, Kartalkaya Kayak Merkezi'nde yaşanan feci yangının görüntülerinin kendisini derinden sarstığını belirtmiş ve "Çok sayıda aile orada keyifli bir kış tatili geçirmek istiyordu. Düşüncelerimle yaşamlarını yitirenlerin ailelerinin ve yakınlarının yanındayım. Yaralılara acil şifalar dilerim." ifadelerini kullanmıştı.

Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier de çıkan yangında hayatını kaybedenler için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a taziye mesajı göndermişti.

BERLIN (AA) - Alman hükümeti, geçen yıl yaklaşık 13,33 milyar avro değerinde silah ve askeri malzeme ihracatına izni verdi.

Alman Haber Ajansının (DPA) haberine göre, Sol Parti'nin soru önergesine yanıt veren Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanlığı, hükümetin geçen yıl 13,33 milyar avroluk silah ve askeri malzeme satışına onay verdiğini açıkladı.

Böylece Almanya'nın 2024'te silah ve askeri malzeme satışı rekoru kırdı. Berlin yönetiminin 2023'te silah ve askeri malzeme satış rekoru 12,13 milyar avroydu.

Bakanlığın yanıtına göre, geçen yıl askeri teçhizat satışının en fazla yapıldığı ülke Rusya'yla savaş halinde olan Ukrayna oldu. Berlin, Kiev'e 8,15 milyar avroluk silah ve teçhizat satışına onay verdi.

Ukrayna’yı 1 milyar 217 milyon avro ile Singapur, 558,7 milyon avro ile Cezayir, 319,9 milyon avro ile ABD, 230,8 milyon avro ile Türkiye izledi.

İsrail'in geçen yıl Alman silah sanayisinin en önemli 10 alıcısı ülke arasında yer alması dikkati çekti. Almanya'nın Tel Aviv’e silah ve askeri malzeme satışı, 2024'te 161,1 milyon avro oldu.

Almanya’da İsrail'e yapılan silah sevkiyatı nedeniyle Alman hükümeti eleştirilirken, hükümet bu durumu, Holokost'taki tarihi sorumluluğu nedeniyle İsrail'in güvenliğinin Almanya için bir devlet meselesi olduğunu söyleyerek gerekçelendiriyor.

Alman hükümeti 2023’te de İsrail’e 327 milyon avroluk silah ve askeri malzeme satışına onay vermişti. 2023'te ülkenin İsrail'e silah ve askeri malzeme satışı 2022'ye göre 10 katına çıkmıştı.

 

Elektronik sigorta kartı ve elektronik hasta dosyası ile ilgili olarak sözlü ve telefon yolu ile gelen soruları sizin için soru ve cevap şeklinde sizinle paylaşıyorum.

Elektronik sağlık kartı (eGK)

2015 yılından beri yasal sağlık sigortalılar elektronik sağlık kartını sağlık sistemindeki hizmetlerden faydalanmak için kullanmaktadır. Üzerinde isim, adres veya sağlık sigortası bilgileri gibi ana veriler kayıtlıdır.

eGK kartının özellikleri:

  • Elektronik sağlık kartı (eGK) ile, yasal sağlık sigortası olanlar sağlık sigortasının hizmetlerinden yararlanabilmektedir.
  • Kartta sigortalının ana verilerine ek olarak acil durum bilgileri veya ilaç planı kaydedilir.
  • Elektronik sağlık kartı ile eczanede e-reçete kullanılabilir.
  • Yakın Alan İletişimi (NFC) sayesinde eGK, örneğin e-reçete uygulamasına kaydolurken temassız olarak kullanılabilir.
  • Kartın arka tarafı, "Avrupa Sağlık Sigortası Kartı" olarak AB içinde tıbbi tedavi imkanı sağlamaktadır.
  • Sağlık kartının veri koruması ve güvenliğine getirilen gereklilikler ise oldukça yüksektir.

Elektronik sağlık kartında neden fotoğraf var?

  • 15 yaş ve üzeri sigortalılara fotoğraflı bir kart verilir. Bu, kolayca fotoğraf çekemeyen sigortalılar için geçerli değildir - örneğin yatalak insanlar.
  • Cinsiyet bilgisi ile birlikte, kartın kötüye kullanımının veya bir hastanın başka bir sigortalı ile karıştırılmasının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.

Elektronik sağlık kartı (eGK) ile AB'de iyi bakım

  • Elektronik sağlık kartının (eGK) arka yüzü başka bir amaca hizmet eder: "Avrupa sağlık sigortası kartı" olarak kullanılır. Yasal sağlık sigortalılar, Avrupa Birliğinin tüm ülkelerinde bürokratik olmayan bir şekilde tedavi edilebilir.
  • AB üyesi olmayan birçok ülkede de kullanımı kabul edilir. AB dışında ki başlıca ülkeler şunlardır: İzlanda, Lihtenştayn, Norveç, İsviçre, Birleşik Krallık, Kuzey İrlanda, Sırbistan, Karadağ ve Kuzey Makedonya.

Elektronik hasta dosyasının (ePA) ne tür avantajları  vardır?

Elektronik hasta dosyası (ePA), şimdiye kadar dağınık durumda olan tüm kişisel sağlık ve tedavi verilerinin bir ömür boyu saklanabileceği ve toplanabileceği merkezi bir yerdir. Elektronik hasta dosyasında bu önemli belgeler güvenli bir şekilde saklanır ve her zaman erişilebilir olur.

Hasta olarak elektronik bir hasta dosyası oluşturup seçtiğiniz muayenehane, hastane ve eczanelere erişim izni verdiğinizde, tedavi geçmişiniz tüm taraflar için daha anlaşılır olur. Bu sayede doktorlar uygun tedaviyi daha hızlı seçebilir, muayenelerin tekrarlanması önlenir ve kişisel görüşme için daha fazla zaman kalır.

Eczanede elektronik hasta dosyası, örneğin ilaç etkileşimleri, intoleranslar veya alerjilerle ilgili olarak bireysel tavsiyelere olanak tanır.

Elektronik hasta dosyamı nasıl alırım?

Elektronik hasta dosyası (ePA), yasal ve özel sağlık sigortalıları için ücretsiz olarak sağlanmaktadır. Elektronik hasta dosyası kullanmak istemeniz halinde, sağlık sigortanıza başvuruda bulunabilirsiniz. Sağlık sigortaları, sağlanan ePA uygulamasına nasıl kayıt olunacağı ve uygulamanın nasıl kullanılacağı hakkında ayrıntılı bilgi sağlar.

Elektronik hasta dosyanıza erişmek için iki seçeneğiniz vardır:

ePA uygulaması: Akıllı telefon veya tabletteki ePA uygulaması ile ePA'nızda saklanan belgeleri okuyabilir, yeni veriler yükleyebilir, onaylayabilir veya silebilirsiniz.

Sağlık sigortanızın masaüstü uygulaması: Mobil cihazlarda kullanılabilen uygulamanın sunduğu işlevlerin tümünü bir PC veya dizüstü bilgisayarda sunar.

Ancak ePA uygulamasını kendiniz kullanmak istemeseniz bile elektronik hasta dosyanız olabilir ve doktorlarınıza doldurtabilirsiniz.

Yasal sağlık sigortanız varsa, elektronik sağlık sigorta kartınıza ve sağlık sigortanızdan alınan ilgili bir PIN koduna ihtiyacınız olacaktır. Bu, muayenehanelere elektronik hasta dosyanıza erişim yetkisi vermenize, muayenehane bilgi sistemi aracılığıyla dosyayı verilerle doldurmanıza ve içerdiği verileri görüntülemenize olanak tanır.

 

Elektronik hasta dosyasına kimler erişebilir?

Elektronik hasta dosyanızın kontrolü, hasta olarak tamamen size aittir: Elektronik hasta kaydına kimin erişebileceğine, neyin kaydedileceğine ve hangi süre için erişimin mümkün olacağına siz karar verirsiniz

Aile hekiminize uzun süreli erişim izni verebilir, aynı zamanda örneğin bir uzman hekim için kullanım süresini bir günle sınırlamak isteyebilirsiniz. Bu sayede, kayıtlarınız için farklı gizlilik seviyeleri belirleyebilir ve yalnızca belirli belge kategorilerine ve hatta seçilen belirli belgelere erişime izin verebilirsiniz.

ePA uygulamanız aracılığıyla veya doğrudan muayenehanede elektronik sağlık kartınızı ve kişisel şifrenizi kullanarak erişim izni verebilirsiniz.

Sağlık sigorta kurumuzu  değiştirirken, sadece birkaç adımla ile ePA verilerinizi aktarabilirsiniz.

Şayet siz izin verirseniz, sağlık alanında hizmet veren kurum ve kuruluşlar size ait tıbbi bilgi ve kayıtlara ulaşabilirler.

 

 

Türkiye Foto Muhabirleri Derneği tarafından tertip edilen “Yılın Basın Fotoğrafları” organizasyonunun altında bu yıl “YTB 15. Yıl Özel Ödülü” yarışması düzenlenecek. 15 Şubat 2025 tarihine kadar başvuruların alınacağı “YTB 15. Yıl Özel Ödülü” yarışmasında adaylar “Türk Diasporası”, “Kardeş Topluluklar” ve “Uluslararası Öğrenciler” kategorilerinde yarışacak.

 

Türkiye Foto Muhabirleri Derneği tarafından 1985 yılından bu yana aralıksız düzenlen ve Türkiye’de gerçekleştirilen en uzun soluklu fotoğraf organizasyonu olan “Yılın Basın Fotoğrafları” yarışmasının altında bu yıl “YTB 15. Yıl Özel Ödülü” sahiplerini bulacak. Yarışma; Türk Diasporası”, “Kardeş Topluluklar” ve “Uluslararası Öğrenciler” kategorilerinde yapılacak. Her bir kategori birincisine 30 bin TL ödül verilecek.

Yarışma sayesinde Türk diasporasının yaşadığı ülkelerdeki kültürel zenginlikler ve çeşitlilik görsel bir dil ile ifade edilecek. Ülkemizde eğitim gören uluslararası öğrencilerin Türkiye’deki yaşantıları da katılımcıların kadrajından hikayeleştirilecek. Kardeş Topluluklar kategorisinde ise kurulu gönül köprüleri pekiştirilecek. 15’inci hizmet yılını dolduran YTB’nin desteği ile düzenlenen “YTB 15. Yıl Özel Ödülü” yarışması sayesinde genç yetenekler de keşfedilecek.

Amatör ve profesyonel tüm fotoğraf severlerin katılımına açık olan yarışmaya eserler “www.tfmd.org.tr” adresinden online olarak kabul edilecek. Yalnızca son 3 yıl içerisinde çekilmiş fotoğraflar ile katılım sağlanabilecek yarışmanın son başvuru tarihi ise 15 Şubat 2025 olarak belirlendi. Başvuru şartları ve yarışmaya ilişkin detaylı bilgiler de www.tfmd.org.tr adresinde yer alıyor.