Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 ROMA (AA) - İtalya'da artan enerji maliyetleri nedeniyle yüksek meblağlarda gelen faturalar pek çok kentte protesto edildi.
 

Sendikaların çağrısıyla, Milano, Torino, Bolonya Cagliari gibi pek çok kentte "Hayat pahalılığına karşı savaş" sloganıyla bir araya gelen iş yeri sahipleri ve vatandaşlar, yüksek meblağlardaki elektrik ve doğal gaz faturalarını yaktı.

Protestocular, bu yüksek faturalarla faaliyetlerini sürdüremeyeceklerini belirtirken, yeni kurulacak hükümetten bu sorunu çözmesini istedi.

 

İtalya'da 25 Eylül'deki seçimlerden zaferle çıkan, başbakan olması muhtemel aşırı sağcı İtalya'nın Kardeşleri Partisi (FdI) lideri Giorgia Meloni, 1 Ekim'de yaptığı açıklamada, enerji fiyatlarındaki artışı, ülkenin öncelikli ve vatandaşları rahatsız eden sorunlarından biri olarak tanımlamıştı.

Meloni, hükümete gelmeleri halinde ülkenin karşı karşıya olduğu sorunlara acil ve etkili yanıtlar verme hazırlığında olduklarını ifade etmişti.

Avrupa kıtasındaki ülkelerin liderleri ilk kez düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu (AST) toplantısında Çekya'nın başkenti Prag'da bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Çekya Başbakanı Petr Fiala, Bulgaristan Devlet Başkanı Rumen Radev ve toplantıya katılan liderlerle aile fotoğrafı çekimine katıldı.
Örgüt, ABD ve Almanya gibi büyük ekonomilerde farklı nedenlerle büyümenin yavaşlaması nedeniyle ithalat talebinin azalacağını tahmin ediyor
 
 

BERLİN (AA) - Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), gelecek yıl küresel mal ticaretine ilişkin büyüme beklentisini artan enerji fiyatlarının, yükselen faiz oranlarının ve artan gıda ve gübre faturalarının ithalat talebini azaltacağı beklentisiyle yüzde 3,4’ten yüzde 1'e indirdi.

DTÖ, küresel ticaretin görünümüne ilişkin ekim ayı raporunu yayımladı.

 

Örgüt, raporda, 2022 için küresel mal ticaretine ilişkin büyüme beklentisini 0,5 puanlık artışla yüzde 3,5’e yükseltti. Bunun yanında büyük ekonomilerde farklı sebeplerle büyümenin yavaşlamasının ithalat talebini azaltacağı beklentisiyle 2023'e yönelik tahminini ise yüzde 3,4'ten yüzde 1’e indirildi.

Raporda, “Avrupa'da Rusya-Ukrayna savaşından kaynaklanan yüksek enerji fiyatları hane halkı harcamalarını baskılayarak ve üretim maliyetlerini artıracaktır. ABD’de para politikasında sıkılaştırma konut, motorlu taşıtlar ve sabit sermaye yatırımı gibi alanlarda faize duyarlı harcamaları darbeleyecek.” denildi.

 

Dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin’in zayıf dış taleple birlikte Kovid-19 salgını ve üretim kesintileriyle mücadeleye devam ettiğine yer verilen raporda, "Son olarak, akaryakıt, gıda ve gübre için artan ithalat faturaları, gelişmekte olan ülkelerde gıda güvensizliğine ve sıkıntılı borçlara yol açabilir.” değerlendirmesinde bulunuldu.

Öte yandan, tahminler üzerinde yüksek belirsizlik olduğunu belirten DTÖ, mal ticareti büyümesinin, bu yıl için yüzde 2,0 ila yüzde 4,9 düzeyinde, 2023 için ise aşağı yönlü riskler yaşanırsa yüzde 2,8 küçülme, olumlu gelişmeler yaşanırsa yüzde 4,6 büyüme şeklinde gerçekleşebileceğini öngördü.

 

Raporda, DTÖ'nün küresel GSYH büyüme tahmini ise bu yıl için yüzde 2,8’de sabit tutulurken, 2023 için yüzde 3,3'ten yüzde 2,3'e düşürüldü.

DTÖ Genel Direktörü Ngozi Okonjo-Iweala, rapora ilişkin değerlendirmesinde, hükümetlere uluslararası ticarete engeller koymamaları konusunda uyarıda bulunarak, küresel tedarik zincirlerinden çekilmenin enflasyonist baskıyı artıracağı, ekonomik büyümeyi sınırlayacağı ve refahı daraltacağını vurguladı.

BERLİN (AA) - Almanya'da fabrika siparişleri, büyük siparişlerin eksikliğinin etkisiyle ağustosta yüzde 2,4 azalış gösterdi.

Almanya Federal İstatistik Ofisi'nin (Destatis) açıkladığı geçici verilere göre, ülkede üretilen ürünler için siparişler, ağustosta bir önceki aya kıyasla yüzde 2,4 azaldı. Söz konusu azalış, son beş ayın en büyük düşüşü olarak kayıtlara geçti.

 

Destatis açıklamasında, "Üreticiler, ara ürünler için teslimat darboğazlarından şikayet ediyor." ifadesi kullanıldı.

Fabrika siparişlerine ilişkin piyasa beklentisi, aylık bazda yüzde 0,7 azalması yönündeydi.

Siparişler, Ağustos 2021'ye göre ise yüzde 4,1 azalış kaydetti.

Temmuz ayına ilişkin söz konusu veri ise yukarı yönlü revize edilerek yüzde 1,1 düşüşten yüzde 1,9 artış olarak güncellendi. İstatistik ofisi, bu alışılmadık derecede güçlü revizyonu sebep olarak "havacılık alanında yurt dışından gelen büyük siparişlerin geç rapor edilmesini” gösterdi.

 

Almanya'da ağustosta aylık bazda yurt içi siparişler yüzde 3,4 ve yabancı siparişler yüzde 1,7 düştü.

Söz konusu dönemde Avro Bölgesi'nden yeni siparişler temmuz ayına göre yüzde 3,8, diğer ülkelerden Almanya'ya gelen siparişler yüzde 0,4 azaldı.

Ülkede ağustosta ara malı üreticilerinin siparişleri aylık bazda yüzde 4,2 ve sermaye malı siparişleri de yüzde 2,4 düşüş gösterdi. Tüketim malı üreticilerinin siparişleri ise yüzde 5,2 arttı.

Soğuyan küresel ekonomi, malzeme sıkıntısı ve hepsinden önemlisi enerji krizi şu anda Alman imalat sektörünü etkiliyor.

 

Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Rusya-Ukrayna savaşının ve yüksek gaz fiyatlarının etkisiyle, imalat sektöründe açık yavaşlama işaretleri görüldüğü belirtildi.

Açıklamada, “Yılın geri kalanı için zayıf görünüm, soğuk bir iş ortamına ve temkinli ihracat beklentilerine de yansıdı.” denildi.

 

Commerzbank Başekonomisti Joerg Kraemer de konuya ilişkin değerlendirmesinde, pahalı enerjinin bazı işleri kârsız hale getirdiği için birçok şirketin siparişlerini azalttığını belirtti.

Kramer, “Alman ekonomisi zorlu bir kış ile karşı karşıya. Gaz karnesinden kaçınılsa bile, her zamankinden daha fazla bir resesyon bekliyorum." ifadesini kullandı.

BERLİN (AA) - Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) temmuz ayı para politikası toplantı tutanakları, ECB Yönetim Konseyi üyelerinin, politika faizinde sıkı bir çizgi ile yüksek enflasyon ile mücadele edeceğini ortaya koydu.

ECB Yönetim Konseyi'nin 7-8 Eylül'de Frankfurt’ta gerçekleştirdiği para politikası toplantısının tutanakları yayımlandı.

 

Konsey üyelerinin değerlendirmelerinin yer aldığı tutanaklar, üyelerin, ekonominin durgun olduğu bu dönemde güçlü adımlar atılırsa daha büyük faiz artırımlarının önüne geçilebileceği konusunda hemfikir olduğunu ortaya koydu.

Üyelerin enflasyondaki yükselişe dikkati çektiği görülen tutanaklarda, “Enflasyon çok yüksek ve muhtemelen uzun bir süre ECB Yönetim Konseyi'nin hedefinin üzerinde kalacak." ifadesine yer verildi. Toplantıda, bazı üyelerin ekonomik faaliyetlerde beklenen zayıflamanın enflasyonu önemli ölçüde düşürmeye yetmeyebileceği görüşünü ileri sürdükleri kaydedildi.

 

ECB’nin tutanaklarında, konsey üyelerinin, ekonomide büyüme endişelerinin faiz oranlarında gerekli güçlü bir artışı engellememesi gerektiğine ve avronun devalüasyonunun enflasyonist baskıyı daha da yoğunlaştırabileceğine dikkati çektikleri aktarıldı.

Bu arada, Avro Bölgesi'nde, yıllık enflasyon eylülde yüzde 9,1’den 10’a yükselerek avronun piyasaya sürülmesinden bu yana ilk kez çift haneleri görmüştü. Bu rakam ise ECB'nin yüzde 2 hedefinden 5 kat fazla düzeyde bulunuyor.

Öte yandan, ECB, yüzde 2 enflasyon oranıyla Avro Bölgesi'nde orta vadeli istikrarlı fiyatlar hedeflerken, keskin bir şekilde artan enerji fiyatları ve arz darboğazlarının aylardır enflasyonu yukarı yönlü baskılaması dikkati çekiyor.

 

Enflasyon, 2021'in ortalarından bu yana ECB’nin yüzde 2 hedefinden uzaklaşmaya devam etti. Bu da faiz artırımlarına devam etmesi için ECB üzerindeki baskıyı artırıyor.

ECB Yönetim Konseyi, 8 Eylül'deki toplantısında bankanın üç temel politika faizini 75 baz puan artırdı. Böylece, banka 1999’da Avrupa Ortak Para Birimi'nin kullanılmasından bu yana en yüksek faiz artışına gitmiş oldu. ECB'nin ekonomide resesyon beklentisine rağmen, faiz oranlarını 2011’den beri en yüksek seviyeye çıkarması dikkati çekmişti.

ECB yetkilileri, son günlerde enflasyonda risklerin yukarı yönlü olduğunu ve talebi düşürmek için faiz oranlarında artışın gelecek toplantılarda devam edeceği mesajını verdi.

ECB’nin faiz oranına ilişkin bir sonraki toplantısı 27 Ekim'de yapılacak. Ardından yılın son para politikası toplantısının 15 Aralık'ta yapılması planlanıyor.

BERLİN (AA) - Almanya'da yapılan bir ankete göre toplumun kahir ekseriyeti, ekonomik duruma olumsuz bakıyor.

Piyasa araştırmacısı Infratest Dimap tarafından "ARD-Deutschlandtrend" için yapılan anketin sonucuna göre her beş kişiden dördü mevcut ekonomik durumu "kötü" olarak değerlendiriyor.

 

Verilerin, ülkedeki ekonomik durum değerlendirmesinin 2009'dan bu yana en kötü durumda olduğunu gösterdiği Almanya'da yaşayanların sadece yüzde 20'sinin ekonomik durumu iyi olarak tanımladıkları ifade edildi.

Ankete katılanların yüzde 53'ünün Almanya'daki ekonomik durumun bir yıl içinde bugünkünden daha kötü olacağına inandığı belirtildi.

 

Öte yandan, anket sonucuna göre fiyat artışlarına ilişkin endişelerin de yüksek olduğu, katılanların yüzde 57'sinin faturalarını ödeyemeyecek duruma gelmekten aşırı derecede endişe duydukları kaydedildi.

Ayrıca ankete katılanların yüzde 70'nin federal hükümetin enerji arzını güvence altına alma konusundaki çalışmalarından da memnun olmadıkları belirtildi.

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinde ikili ilişkiler, Ukrayna, enerji ve göç konularını ele aldıklarını bildirdi.

 

Von der Leyen ile AB dönem başkanı Çekya'nın Başbakanı Petr Fiala, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Avrupa Siyasi Topluluğu toplantısı vesilesiyle Prag'da üçlü görüşme yaptı.

Görüşmenin ardından sosyal medyadan açıklama yapan von der Leyen, Erdoğan ile "iyi bir görüşme" yaptıklarını belirterek "AB-Türkiye ilişkileri, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali, enerji ve göç konularında görüş alışverişi yaptık." ifadesini kullandı.

 

Fiala da sosyal medyadaki açıklamasında, "Prag'daki zirvede Ursula von der Leyen ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile AB ile Türkiye arasındaki ikili ilişkileri, enerji, gaz arzı, göçün yanı sıra Ukrayna'daki savaşa çözüm ile bu süreçte Türkiye'nin rolünü ele aldık." ifadesine yer verdi.

Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi B Grubu 3. maçında konuk ettiği Kıbrıs Rum Kesimi temsilcisi AEK Larnaca'yı 2-0 mağlup etti.

Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi B grubu 3. maçında, AEK Larnaca ile Ülker Stadı'nda karşılaştı. Fenerbahçe takımının golünü atan Michy Batshuayi, sevinç yaşadı.

 

Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi B grubu 3. maçında, AEK Larnaca ile Ülker Stadı'nda karşılaştı. Fenerbahçeli oyuncu Emre Mor (sağda), bir pozisyonda AEK Larnaca oyuncusu Angel Garcia (solda) ile mücadele etti.

Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi B grubu 3. maçında, AEK Larnaca ile Ülker Stadı'nda karşılaştı. Fenerbahçeli oyunculardan İrfan Can Kahveci (sağda) ve Miguel Crespo (solda) gol sevinci yaşadı.

 

 

 

 

 

Hunderte von Ehrenamtlichen waren während der Corona- und auch während der Ukrainekrise bislang im Einsatz. Sie bauten die medizinische und pflegerische Versorgung während der Pandemie aus, halfen quasi rund um die Uhr beim Testen, Impfen und Auswerten - neben ihren eigenen beruflichen Herausforderungen. Mit dem russischen Angriff auf die Ukraine und die damit hervorgerufene Flüchtlingsbewegungen waren wieder Bewältigungsstrategien und Lösungswege gefordert. Nun mussten Notunterkünfte für die Geflüchteten errichtet und die Menschen betreut und begleitet werden. Ebenso wurden Fahrten in die Ukraine mit Hilfslieferungen unternommen. Insbesondere die Hilfsorganisationen waren in diesen Zeiten wichtige Partner im Krisenstab und die Hilfsbereitschaft der Bürgerinnen und Bürger war in Stadt und Landkreis unvergleichlich.

Um den Helferinnen und Helfern für ihren selbstlosen Einsatz zu danken, luden Oberbürgermeister Christian Schuchardt und Landrat Thomas Eberth sie zu einem gemeinsamen Ehrenamtsfest. Schuchardt betonte die „überwältigende Bereitschaft der Menschen, anzupacken und mitzuarbeiten. Das war und ist ein starkes Zeichen der Zivilgesellschaft für ein offenes, friedliches, demokratisches Miteinander. Ohne Ihr Engagement hätten wir eine andere Gesellschaft.“ Landrat Thomas Eberth fügte hinzu: „Es ist wichtig, dass sich die Aktiven der Hilfsorganisationen, aus Verwaltung, Blaulichtszene und Ehrenamt – also die Menschen, die sich während Pandemie und Ukrainekrieg intensiv um die Bürgerinnen und Bürger in Stadt und Landkreis Würzburg gekümmert haben - treffen, um sich in Gesprächen auszutauschen, das Geschehene Revue passieren lassen und auch über Zukünftiges zu diskutieren. Es war mir ein großes Anliegen, diese Begegnungen zu fördern und den Beteiligten ein herzliches Dankeschön zu sagen.“

Das Fest fand auf dem Gelände des städtischen Gartenamtes statt, für das Wohl der Besucherinnen und Besucher sorgten der Personalrat und die Kantine der Stadt Würzburg.

 

Inklusion: Stadt Würzburg schreitet voran  - Handlungsempfehlungen bei der Zukunftskonferenz priorisiert
 
Die Stadt Würzburg möchte auch in den nächsten Jahren Inklusion in den sechs Handlungsfeldern Bildung und Erziehung, Kultur, Freizeit und Sport, Mobilität, Bauen und Wohnen, Arbeit und Beschäftigung, gesellschaftliche, soziale und politische Teilhabe vorantreiben. Bereits vor acht Jahren hatte Würzburg als eine der ersten Städte Bayerns eine Vorreiterrolle mit der Entwicklung des ersten Kommunalen Aktionsplans Inklusion inne. Nun soll der Plan fortgeschrieben werden. „Wir werden dank der Fortschreibung auch in den kommenden Jahren zielgerecht arbeiten können“, blickt die Jugend-, Familien- und Sozialreferentin Dr. Hülya Düber nach vorn und bezeichnet die Zukunftskonferenz als „elementaren Schritt dieser Fortschreibung.“ Bürgermeisterin Judith Jörg eröffnete die Zukunftskonferenz in Gebärdensprache und wies darauf hin, dass es in Würzburg bereits Schulen gäbe, an denen Inklusion gelebt werde, wie auch inklusive Sportförderrichtlinien.
 
Im ersten Teil der Zukunftskonferenz stellten die Inklusionsbeauftragten der Stadt Anke Geiter und Dr. Sandra Michel die Ergebnisse der Evaluation des Aktionsplans von 2014 vor. In den vergangenen Monaten hatten die beiden Inklusionsbeauftragten mit Unterstützung durch das Institut für soziale Innovation (ISI) ausgewertet, inwieweit die Handlungsempfehlungen aus dem Jahr 2014 inzwischen umgesetzt werden konnten. Dafür waren im Rahmen von Gruppeninterviews, Expertenworkshops und Onlineumfragen Menschen mit Behinderung und Angehörige, Fachleute, Behörden, Einrichtungen, Stadträtinnen, Stadträte und Mitglieder des Behindertenbeirats befragt worden.
 
Auf der Grundlage dieser Evaluationsergebnisse wurden in den sechs Handlungsfeldern mögliche Ziele für die kommenden Jahre entwickelt. Diese wurden im zweiten Teil der Zukunftskonferenz von den Teilnehmerinnen und Teilnehmern bepunktet. Folgende Ziele wurden im Rahmen der Zukunftskonferenz von den Teilnehmenden priorisiert: Den barrierefreien ÖPNV ausbauen, ein funktionierendes Netzwerk „Schule und Inklusion“ aufbauen, gegen den Fachkräftemangel in Bildungseinrichtungen für Kinder und Jugendliche einwirken, kulturelle Veranstaltungen inklusiv planen, die Mitarbeitenden der Stadtverwaltung zum Thema Inklusion sensibilisieren, das Angebot inklusiver Beschäftigungsmöglichkeiten ausweiten und ein vielfältiges Angebot an unterschiedlichen Wohnformen entwickeln.
 
„Neben den strategischen Zielen, die unserem Leitbild entsprechen, sind die sechs Handlungsfelder mit den priorisierten Zielen die Leitplanken, denen wir in der Zukunft folgen“, erklärt dazu Anke Geiter. Die Ziele werden nun nach kommunaler Umsetzbarkeit geprüft und unter Beteiligung relevanter Akteure in konkrete Projektziele überführt. Dabei setzen die beiden städtischen Inklusionsbeauftragten auf eine breite Unterstützung innerhalb, aber auch außerhalb der Stadtverwaltung. „Denn die große Aufgabe der Inklusion ist nicht alleine von der Verwaltung zu stemmen, sondern braucht einen breiten Rückhalt in der Stadtgesellschaft“, ist sich Sandra Michel sicher.